CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hatay’da yaptığı konuşmada, “Demokrasi olmazsa farklılıklarımızı zenginlik olarak kabul edemeyiz. Farklılıklar zenginliktir, kavga aracı değil” dedi.
Hatay’da, iş insanları ile bir araya gelen Kılıçdaroğlu, kanaat önderleri, muhtarlar ve apartman görevlileri ile buluştu.

Kılıçdaroğlu: Sosyal kimlikler üzerinden siyaset yapıyoruz
Kılıçdaroğlu toplantıda yaptığı konuşmada Hatay’ın kültürüne vurgu yaparken, apartman görevlilerine yönelik olarak, “Sosyal kimlikler üzerinden siyaset yapıyoruz. Muhtarlar, apartman görevlileri, işçiler, milletvekilleri, devlet memurları, ev kadınları bir sosyal kimliktir. Sosyal kimliğe sahip olanların sorunlarını oturup düşünmemiz ve tartışmamız lazım. Çünkü o kimlik içerisinde herkes var. Her partiden insanların çocukları işsiz. Sanayici dediğimizde hepsi bir partiden değil ki çok farklı siyasi görüştü olan sanayicilerimiz, çiftçilerimiz, üreticilerimiz var” ifadelerini kullandı.
‘Gerekli güvenceleri sosyal devletin sağlaması lazım’
Apartman görevlilerinin barınma koşullarına ilişkin olarak Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “Bundan sonra yapı ruhsatı verirken en azından apartman görevlisinin oturacağı yerin insani koşullarda olması lazım. Yine bir apartman görevlisi kadın, İstanbul şunu söyledi: ‘Ben çalışıyorum, eşim de çalışıyor, ama eşimin zaten sigortası yok, ben burada görevliyim. 30 gün çalışıyorum, 15 gün primim yatıyor. Ama ben gidip diyemiyorum, niye benim primimi eksik yatırdınız diye. Diyemiyorum çünkü bunu söylersem korkuyorum, ya beni kapının önüne koyarlarsa.’ Gerekli güvenceleri sosyal devletin sağlaması lazım. Fakirin, fukaranın yanında olana biz sosyal devlet diyoruz.”
‘Sendikalar sahip çıkmadı, ben sahip çıktım’
Apartman görevlilerinin hakkını, hukukunu sonuna kadar arayacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Taşeron işçilerine kadro vermiyorlardı. Bir milyonun üzerinde taşeron işçinin, kadrosu yok. Hiçbir güvencesi yoktu. Yılar yılı dile getirdim, sizin hakkınızı savunacağım diye. Sendikalar sahip çıkmadı, ben sahip çıktım. Önce onlara dernek kurdurdum. Erzurum’da kuruldu, oradan başladı. Şimdi bir milyona yakını kadro aldı. Demek ki mücadele olursa başarıya ulaşabiliriz. Apartman görevlisi kardeşlerim de unutmasınlar, o mücadeleyi yapacağız” diye belirtti.
‘Seçim, demokrasinin temelidir, özüdür’
Muhtarların demokrasinin temel taşı olduğuna vurgu yapan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunu sakın unutmayın. Diyeceksiniz ki ‘Nerden çıktı, muhtarlar demokrasinin temel taşı oldu’. Bu topraklarda yapılan ilk seçim 1833 yılında Kastamonu’nun Taşköprü ilçesinde bir muhtarlık seçimidir. Düşünebiliyor musunuz, milletvekillerinden önce. Seçim, demokrasinin temelidir, özüdür. İşin temelinde yatan milletin iradesidir. Milletin iradesi 1833 yılında Kastamonu’nun Taşköprü ilçesinde bir muhtarlık seçimiyle tecelli etti” dedi.
‘Demokrasi olmazsa farklılıklarımızı zenginlik olarak kabul edemeyiz’
Muhtarlık kurumuna önem verilmediğine değinen Kılıçdaroğlu, “ ‘Muhtar mı, eee seçildi tamam, bitti’ o kadar. Ama ülkenizde demokrasiyi geliştirmek ve büyütmek istiyorsanız muhtarlar için bir kanun çıkması lazım. Belediye başkanları, milletvekilleri, cumhurbaşkanı için, herkes için var, siz de seçimle geliyorsunuz. Onları seçen millet sizi de seçiyor. Sizin bağımsız bir kanununuz yok, isteyin. Bu kardeşiniz onu hazırladı. Bütün muhtar derneklerine gönderdik ama dedik ki ‘Eksiğimiz, yanlışımız olabilir. Siz işin içindesiniz, alın bir bakın bakalım. Burada eksik, yanlış varsa tamamlayalım’. Aldık ve tamamladık. Başka siyasi partiler yaptılar mı, hayır yapmadılar. Demokrasiye aşığız biz. Demokrasi olmazsa kucaklaşamayız biz. Demokrasi olmazsa farklılıklarımızı zenginlik olarak kabul edemeyiz. Farklılıklar zenginliktir, kavga aracı değil. Biz farklılıklarımızı kavga aracı yapıyoruz. Farklı düşünceler bir toplumu ileriye taşır” ifadelerini kullandı.
Muhtarların neden bütçesi yok?
Muhtarlara ait bir bütçe olmamasını eleştiren Kılıçdaroğlu şunları ifade etti: “Sizin bir bütçeniz yok. Niye? Bir mahalleye bakmıyor musunuz siz? Seçilmediniz mi? Diyelim ki mahallede fakir bir ailenin çocuğu üniversite kazandı, Adana’ya gidip kaydını yaptıracak. Belediye başkanına, milletvekiline, bakana, cumhurbaşkanına ulaşamıyor. En rahat mahallenin muhtarına ulaşır. Sizin gidiş dönüş için bir otobüs bileti alacak bir bütçenizin olması ayıp mı olur? Ben bunu söylediğim zaman ‘Parayı nerden bulacağız’ diyorlar. Benim maliyeci olduğumu bilmiyorlar herhalde. 27 buçuk yılımı, bütçe nasıl yapılır, para nasıl harcanır, israf nasıl önlenir, buna ayırdım.”
‘Siyaset kirlilikten arınmak zorunda’
Siyaseti ahlaki zemine oturma ihtiyacına işaret eden Kılıçdaroğlu, “Siyasetin ahlaki zeminde büyümesi ve yürümesi lazım. Sözüm var, Allah nasip ederse dostlarımızla birlikte iktidar olduğumuzda Meclis’e ilk sevk edeceğimiz bir numaralı kanun, Siyasi Ahlak Kanunu olacak. Bir siyasi, siyasete girdikten sonra zenginleşmişse bilin ki malı götürmüştür. İki kere iki, eşittir dört. Kendi hayatımdan biliyorum. Siyasete girdik, girdiğim gün mal beyanımı internet sitesine koydum. Hepsi teriyle kazandığım mallar. Karımın yüzüğüne kadar koyduk. Ama ben zenginleşmedim. İyi milletvekili maaşı alıyorum. Çoluk çocuk geçiniyoruz. Peki nasıl oluyor da birileri büyük han hamam sahibi oluyor. Siyaset kirlilikten arınmak zorundadır. Ahlaki zemine oturmak zorundadır” diye belirtti.