PİRYOL- Trabzon Araklı’da bulunan Karadere Vadisi’nde hiçbir kural gözetilmeden başlatılan sondaj çalışmalarının devam ettiğini belirten Araklı Karadere Vadisi ve Yaylaları, Doğa ve Yaban Hayatı Koruma Derneği Başkanı Şener Şengün, bölgedeki yaşam ve su kaynaklarının büyük bir tehlike altında olduğunu söyledi.
Trabzon’un Araklı ilçesindeki Karadere Vadisi’nde bulunan Erikli ve Bahçecik yaylalarında, 4’üncü grup maden (altın, gümüş, bakır, çinko vb.) arama çalışmaları için Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreci tamamlanmadan sondaj çalışmaları başlatıldı. Sayer Enerji Üretim Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından 21 Ekim Pazartesi günü iş makineleri onlarca jandarma desteğiyle yaylaya çıkarıldı. 25 Ekim’de sondaj çalışmalarına başlanırken, bölge halkı çalışmaların durdurulması talebiyle 28 Ekim’de İdare Mahkemesi’ne başvurdu. Yine sondaj çalışmalarında kaynak sularının kullanıldığını belirten köylüler, şirket hakkında işlem yapılması talebiyle 30 Ekim’de Trabzon Valiliği ile Trabzon Büyükşehir Belediyesi’ne başvuruda bulundu.
Bölge halkı tarafından kurulan Araklı Karadere Vadisi ve Yaylaları, Doğa ve Yaban Hayatı Koruma Derneği Başkanı Şener Şengün, bölgedeki madencilik faaliyetleri ve risklerine dair konuştu.
YOL İZNİ İLE SONDAJ ÇALIŞMALARI BAŞLATILDI
Sondaj çalışmaları için ÇED süreci başlatılmadığını hatırlatan Şengün, Trabzon Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü Mera Kurulu’ndan yalnızca yol izni alındığını aktardı. Şengün, “Maden Kanunu’nun 17’nci maddesine göre, sondaj yapmak için ÇED süreci başlatılması gerekiyor. Fakat şirket buna gerek bile duymadan askerlerle birlikte yaylada çalışma yapmaya başladı. Ellerinde bize gösterebilecekleri bir belge ya da hangi bölgelerde kaç tane sondaj kuyusu açacaklarına dair bir proje dosyaları yok. Şu an tek bir sondaj makinası çalışıyor ancak makine sayısının 6’ya çıkarılacağı söyleniyor. Çalışmanın durdurulması için yargıya başvurduk, karar bekliyoruz. Hiçbir kanuna uyulmadan çalışma yapılmasını kabul etmiyoruz” diye belirtti.
SU KAYNAKLARI TEHLİKEDE
Sondaj çalışmasının ise hiçbir kural gözetilmeden yapıldığını belirten Şengün, Trabzon Valiliği’nde yapılan toplantılarda şirketin, sondaj için bölgedeki su kaynaklarını kullanmayacağına dair söz verdiğini ancak bu sözün yerine getirilmediğine dikkati çekti. Şengün, “Sondaj alanına gidip baktığımızda sondaj suyunun bölgedeki pınarlardan kullanıldığını gördük. Yine sondajda kullanılan atık sular bölgede açılan bir kuyuda depolanıyor. Bu kuyunun sızdırması durumunda yeraltı su kaynaklarımız ve bölgede bulunan pınarlar kirlenecek. Yine daha önce Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) tarafından bölgede yapılan sondaj çalışmaları vardı. Kuyuların bu bölgede açılacağı ve doğaya zarar vermeyeceği söylenmişti. Fakat çalışma başka bir bölgede yapılıyor. Bunlarla ilgili hem valilik hem de büyükşehir belediyesine başvuru yaptık. Eğer bu kurumlar gerekli işlemi yapmazsa, savcılığa suç duyurusunda bulunacağız” ifadelerini kullandı.
‘YAYLALAR YAŞANMAZ HALE GELECEK’
Onlarca endemik bitki türünün olduğu yaylalarda günlerdir sondaj çalışması yapıldığını vurgulayan Şengün, bu çalışmanın sonucunda bölgeye özgü ligarbasını (yaban mersini), guguvağını (mantar), çay, ot, yaban armudu ve eriğinin tehlikeye gireceğini dile getirdi. Bölgenin yüzyıllardır tarım ve hayvancılık yapılan bir alan olduğunun altını çizen Şengün, şunları belirtti: “Madencilik çalışmaları yaylalarımızda geri dönüşü mümkün olmayan tahribatlara yol açacak. Hem yaylacılık hem de konaklama amacıyla kullandığımız bu yaylalarımız yaşanmaz hale gelecek. Karadeniz’de insanlar ilk fırsatta yaylalara kaçıyor. Yine mezarlarımız burada. Hayvancılık yapıyoruz, süt, tereyağ, yoğurt olmayacak. Mısır, pancar, mantar yetiştiremeyeceğiz. Ayrıca buralar terk edilmiş, kuytu köşede bir yer değil. Burası yayladan öte bir de yerleşim alanı bir mahalle. Burada insanlar yaşıyor. En önemlisi ise burada maden açıldığında su kaynaklarımız yok olacak.”
BİRLİKTE MÜCADELE ÇAĞRISI
Madenciliğin sadece Araklı’nın ya da Trabzon’un sorunu olmadığını söyleyen Şengün, “Yaşam alanlarımızın elimizden alınması tüm Türkiye’nin sorunu. Bunun için insanların topraklarına, suyuna kalabalık olarak yüksek sesle sahip çıkması gerekecek. Aksi halde madencilik Türkiye toprakları için inanılmaz bir yıkım olacak” dedi. (Kaynak: MA)