Bugünlerde sıklıkla dile getiriliyor, sokağa çıkma yasağı. İçişlerine göre henüz o dem değilse bile masada olduğu belli ama ne zaman?
CHP lideri Kılıçdaroğlu da istedi, sokağa çıkma yasağını. Ana muhalefetin lideri istediyse bu iş de sanki biraz riske girdi. “Bay Kemal” dediyse sokağa çıkma yasağı ilan edilecekse de edilmez diye de insanın aklına gelmiyor değil. Ama bu iş o kadar da uzun boylu değil diyenler de haklı olabilir. Neyse…
Yangın daha fazla büyümeden etkili müdahale
Sokağa çıkma yasağı ilan edilir mi, edilmez mi? diye düşüneduralım biz ama adım adım çember daralıyor. Virüs daha da yayılıyor ve can kayıpları artıyor. Alınan tedbirler de tehlikenin boyutuna göre artıyor. Ancak bu işte böyle adım adım geri çekilmek mi daha doğru yoksa 10 adım birden çekilmek mi daha doğru bunun üzerinde ciddi ciddi düşünmek lazım.
Sokağa çıkma yasağı yapılacaksa, beklemenin anlamı ne?
Aslında bu virüs algınını yangına benzetmek gerek ve adım adım ateşin yanıbaşında söndürmek için müdahale etmektense, yangının henüz ulaşamadığı bir alana çekilip daha geniş bir çemberde önlem almak daha mantıklı geliyor. O yüzden sokağa çıkma yasağına adım adım gitmektense, keskin bir şekilde biran önce bu kararı almak daha etkili olabilir. Çünkü yangının daha fazla büyümesinin biran önce önüne geçek için vakit kaybetmenin ve yarın daha da vahim sonuçlarla başa çıkmaya çalışmanın bir anlamı yok.
15 milyonu 3 ay geçindirebilecek fon
Hem 65 yaş ve üstü vatandaşların kendilerini daha fazla dışlanmış hissetmelerinin de önüne geçilmiş olacak. Tabii bu işin en önemli tarafı, sokağa çıkma yasağı ilanı ile birlikte çalışan milyonların yaşamsal ihtiyaçlarının karşılanacağı bütçe sorunu. Bugün DİSK-AR açıkladı raporunu ve İşsizlik Fonu’na işaret etti. İşsizlik Fonu’ndan 15 milyona 3 ay asgari ücret düzeyinde ödeme yapılabileceğini açıkladı. Yani, bugüne kadar sırtından geçindiğimiz işçi sınıfını, emekçileri 3 ay boyunca finanse edeceğiz.
Kimin Fonu?
Devlet işçisini, emekçisini 3 ay çalışmadan, üretmeden besleyebilecek güçte midir? DİSK-AR bunun mümkün olduğunu söylüyor. Devlet bunu yapacak mı, bunu da yaşayarak göreceğiz. Ama yapsa iyi olur. Ne de olsa her şeyi üreten, işçilere, emekçilere hem bunu borçluyuz hem de sonuçta Fon’da biriken paraların da sahibi onlar. Yani, kimin parasını kimden sakınacağız.
Olmaz olur, olur olmaz
Ama tabii burası Türkiye ve olması gerekenler yerine genelde olmaz denilenler olduğu için ne söylesek boş. Bakalım neler olacak…