“Hem Musa’ya rehber oldun görüştün
İçdin ab-î Hayat devre eriştin
Kırklar ile çokça sırra karıştın
Dertlinin derdine yetiş ya Hızır”

Ocak ayındayız, Ocak ayının son haftasından Şubat ayının bitimine kadar olan zaman dilimi Anadolu Kızılbaş Alevileri için önemlidir. Hızır ayındayız Kızılbaş Alevileri, Raahak inancına, yoluna mensup canlar Hızır’ı karşılamaya hazırlanıyor.
Rivayet odur ki dağların karla kaplı olduğu, canlı cansız varlıkların yaşamını kendi içsel dünyasında huşu içerisinde geçirirken kışın bu zemheri ayında Hızır hiç beklenmediği bir zamanda bir mekana, kainata mihman olur, yolda kendi halinde yolcu olana yol arkadaşı olur, zorda, darda olana derman olur, canlı cansız varlıklar ile dile gelir, muhabbetler eder, cem cemaat olur, bütün evren Hızır aşkı ile semaha durur, aşk ile semah döner.
Kızılbaş alevi inancında yolunda Hızır zorda, darda olanın yardımına koşan bir evliya, eren olarak tanımlanır, anlatılır bu böyle olsa da Hızır’ı anlatmak, anlamak için yeterli bir açıklama, anlatım değildir, bu tanımla yetersiz ve yüzeysel bir anlatımdır.
Hızır mitolojide ki anlatımdan öte toplumu var eden yüksek ahlaki değerler toplamında ifadesini bulur, Hızır eline, beline, diline sahip bir bilgedir, yol göstericidir, dört kapı kırk makamdan geçmiş sırı hakikate ulaşmış Kemalettir.
İlmi ledün bilgisi ile hakkın sırına ulaşmış mürşidi kamildir. Ölümsüzlük iksiri Abu hayat suyunu içmiş ölümsüzleşmiştir.
Ahlaki değerlerden uzaklaşmış, yoluna, ikrarına sırtını dönmüş, gönül gözüne kara perde çekilmiş, ham evrah olanlara görünmez Hızır.
Hızır mazluma koşar, eline, diline, beline sahip, lokmasına, yoluna, ikrarına haram katmamışların yoldaşıdır.
Hile, yalan, entrika, çıkarları için yolu kirletenlere Hızır uğramaz, görünmez.
Hızır alevi ahlakı, alevi vicdanıdır. Alevi ahlakı, vicdanı her ne olursa olsun hakikate, ikrara, dürüstlüğe, aşk ile bağlanmaktan geçer.
Aşk ile kalınız.