Amed Sağlık Platformu’ndan sağlık emekçilerinin açıklamasında hekimlerin haklarında kısmi düzletmeler içeren yasa tasarısının ger çekilmesine tepki gösterilerek, “Meclisin açılması ile özlük haklarımıza yönelik düzenlemelerin acilen gündeme alınmasını talep ediyoruz” denildi.
Amed Sağlık Platformu, hekimlerin haklarında kısmi düzeltme getiren yasa tasarısının sessiz sedasız geri çekilmesine açıklama ile tepki gösterdi.
Amed Sağlık Platformu’nun Dicle Üniversitesi Hastanesi önünde yaptığı açıklamayı Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Dr. Elif Turan okudu.
‘Almakta olduğumuz maaşlarımız emeğimizin karşılığı değil’
Amed Sağlık Platformu, açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Hekimlerin ve diş hekimlerinin ekonomik haklarında kısmi düzeltme getiren yasa tasarısı tüm partilerin oybirliği ile kabul edilmesine rağmen, iktidar tarafından geri çekilmiştir. Cumhurbaşkanı ve Sağlık Bakanı tarafından ekranlarda hekimlere zam müjdesi verilmiş ancak hemen ardından tasarının geri çekilmesine dair iki çift söz dahi kurulmamıştır. Enflasyonun gerçek anlamda %50’nin üzerine çıktığı, açlık sınırının 4.013 TL yoksulluk sınırının 13.073 TL olduğu şartlarda sağlık emekçileri olarak geçinemiyoruz, emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Bu zorlu çalışma koşullarında adeta emeğimiz yok sayılıyor. 6 Aralık ve 15 Aralık günü yaptığımız G(ö)REV, bir uyarıydı! Almakta olduğumuz maaşlarımız emeğimizin karşılığı değildir, iktidarın keyfine göre belirlenemez. Bu denli yoğun emek çalıştığımız koşullarda emeğimizin değersizleştirilmesini kabul etmiyoruz.”
‘Geçinemiyoruz seslerini iktidar duysun’
Sağlık çalışanlarının çalışma koşullarının iyileştirilmesi meselesinin salt bir zam meselesi olmadığına vurgu yapılan açıklama şöyle devam etti: “Mesele sağlığa 5 dakikada üretilebilecek bir meta olarak bakılan sistemdedir. Mesele, mesleki değerlerimizin yok sayılması, bilimin değil ekonomik çıkarların ön plana koyulması, mesleğimizin önemini görmezden gelen anlayıştır. Ekonomik krizin ve bu değersizleştirmenin sonucu olarak yoksullaşma, sağlık emekçilerini artık çalışamaz hale getirmiştir. Konu, çalışma koşullarımızın her geçen gün kötüleşmesi, şiddetin her geçen gün artmasıdır. En fazla hastalanan ve ölen meslek grubu olmamıza rağmen COVID-19’un meslek hastalığı sayılmamasıdır. Sorun koruyucu değil tedavi edici, kamucu değil özelleştirmeci sağlık anlayışını dayatan kapitalizme teslim olmuş sağlık sistemindedir. Sorun bizlerin hak arama eylemlerinde değil, sorun bizlerin emeğini çalan, emeğimizin karşılığını vermemekte direnen bu sistemdedir. Toplumun her kesiminden yükselen GEÇİNEMİYORUZ seslerini artık iktidar duymak zorundadır.”
Sağlık emekçilerinin çalışma koşulları düzeltilsin
“Emek Bizim Söz Bizim” diyerek başlattıkları mücadele programından ve sağlık emekçilerinin hiçbir talebinden vazgeçilmediğine dikkat çekilen açıklamada, “Toplumun sağlığı sağlık çalışanlarının sağlığından geçer. Meclisin açılması ile özlük haklarımıza yönelik düzenlemelerin acilen gündeme alınmasını talep ediyoruz. Sunulan tasarıdan daha geri bir düzenlemeyi asla kabul etmeyeceğimizi, tüm sağlık emekçilerini kapsayan bir tasarının getirilmesini istiyoruz. Üretimden gelen ve emeğimizden aldığımız gücümüzü kullanmaktan kaçınmayacağımızı bir kez daha hatırlatıyoruz” denildi.
‘COVID-19’un meslek hastalığı sayılmasını İSTİYORUZ’
Açıklamada sağlık emekçilerinin talepleri ise şöyle sıralandı:
“-Ekonomik ve özlük haklarımızla ilgili yeni yasa tasarısının en kısa zamanda meclise sunulmasını İSTİYORUZ!
-Ücretlerimize gerçek enflasyon ve yapılan zamların üzerinde zam İSTİYORUZ!
-Döner sermaye veya performans değil; emekliliğimize yansıyan, insanca yaşayacağımız tek ücret İSTİYORUZ!
-3600’dan başlayıp 7200’e kadar kademeli olarak ek gösterge ve yılda 120 gün yıpranma payı İSTİYORUZ!
-COVID-19’un meslek hastalığı sayılmasını İSTİYORUZ!
-Sağlıkta yeni bir şiddeti önleme yasası İSTİYORUZ!” PİRYOL