Her şeyin normal seyrinde sürüp gitmesi, gündelik yaşamın krizidir; çünkü anormal olan değil, normal olan acıya yeni bir yaşam verir.
Bu nedenle normalin egemenlik alanında her birimiz, birine-birilerine ya da bir yere-yerlere zarar vermeden ilerleyemeyiz: Zarar vermemek için, sorumluluktan kaçınırız; sorumluluklarımızı yerine getirmeye soyunduğumuzda, potansiyel suçluyuzdur, çünkü sorumluluk suçtur.
Ancak bu durumda, bizimle uğraşan-ilgilenen talihsizlikle mücadele edebiliriz; mücadele kazanıma dönüştüğünde, kavganın ödülü olarak umut, sıkıntıdan-talihsizlikten doğar ve geleceğimizi kuracak olan bir işçi olur.
Unutmayalım, kişinin kendisi, kendi karşıtlıklarının mayın tarlasıdır, mayın tarlasından geçen her kişi, kendi yolunu kuracaktır.
…
Anormal Olanın Değil Normal Olanın
Masalını ya da Hayal Gücünü Kurmalıyız
…
Öyleyse anormal olanın değil, normal olanın, yani talihsizliğin masalını-hayal gücünü kurmalıyız; çünkü gerçeğin kendini gösterdiği yer, hayal gücü ya da masaldır. Öyleyse kurduğumuz masal ya da hayal gücü, geçmişi de geleceği de kucaklamalı; geçmiş algılanmaya gelecek görünmeye başlamalı. Yaşam, hayal gücü ya da masal aracılığıyla bir yerlere taşınmalı-taşınabilmeli.
Bu içerikte oluşturulan masal ya da hayal gücü, her türlü akıl yürütmeye direnen bir yaratım gücüdür; kendi akılcılığının menzilinden firar etmekle elde edilen bir kazanımdır; öyleyse masal ya da hayal gücü, aklı aşan bir aklın formudur, gündelik yaşamın karşıtına bir yolculuktur, diyalektik düşünebilmenin olanağıdır.
Masal ya da hayal gücü yaratıcılığı, cesareti tetiklediği gibi, hata yapmaya, uydurmaya, saçmalamaya da izin verir. Masal anlatmak ya da hayal gücünün öyküsünü dinlemek, karmaşık yaşamdan bir ip çekerek, onu sadeleştirmek, bir düzene oturtmaktır. Her zaman hepimizin hafızasında, masala ya da hayal gücüne uyarlanabilecek bir öykü vardır; bu öyküler, masala ya da hayal gücüne uyarlanıp anlatılırsa, yaşamakta olduğumuz sonucu üretmeyecek öyküye sahip bir yaşam yaratılmış olur.
Esat Korkmaz