Aralık ayı ile birlikte asgari ücret artışı konusunda konuşulanlar yoğunlaştı. Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısını 10 Aralık’ta gerçekleştirecek.
TÜİK Kasım ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. TÜİK’in yıllık enflasyonda açıkladığı %47,09’luk artış oranını, ENAG ise yüzde 86,76 olarak açıklamıştı.

TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranı bile güya beklentilerin üzerinde çıktı. Bütün bunlar bir yana hala asgari ücret zammı için yüzde 25 bandı konuşuluyor, konuşturuluyor. İlginçtir bu konuşmalara bir de iktidarın işçileri enflasyona ezdirmeyeceği teraneleri eşlik ediyor.
Geçen yılki asgari ücretin alım gücü ile şuanki durum arasında dağlar kadar fark olmasına, her şeyin fiyatı en az 2 kat katlanmasına rağmen yine de asgari ücret için yüzde 25 zam oranını konuşabiliyorlar.
Asgari ücretin açlık sınırının dahi altına kaldığı, yoksulluk sınırını ise zaten hiç göremediği bir memlekette birileri hala yüzde 25 falan diyerek emekçileri düşük zam oranlarına alıştırmaya çalışıyor. Öyle ya beklentiyi ne kadar düşürürseniz verdiğiniz 3 kuruşa insanlar daha çabuk razı gelirler.
Sendikaların açıkladığı açlık ve yoksulluk sınırı ki bunlar dört kişilik bir ailenin aylık gıda harcaması tutarı üzerinden hesaplanıyor, 20.562 TL-66.976 TL bandınadır. Halihazırda zaten asgari ücret açlık sınırının altındadır. 3 asgari ücret tutarı bile yoksulluk sınırına dahi yetişemiyor. Hal böyleyken birileri çıkmış asgari ücret zam oranı için yüzde 25’i bile çok görüyor.
TÜİK’in enflasyon oranı bile yüzde 50’ye dayanmışken ki, bunun gerçeği yansıtmadığı da gün gibi ortada ama bu oranın yarısı üzerinden bir zam konuşuluyor ve emekçilerin enflasyona ezdirilmediği filan söyleniyor. Yani resmen insanların aklı ile alay ediyorlar. Yüzde 50 nere yüzde 25 nere?
ENAG, enflasyon için yüzde 86,76 oranını açıkladı ki, sahadaki gerçek bunun da üzerindedir. İster TÜİK’in açıkladığı oranı ister ENAG’ın açıkladığı oranı isterse de ikisinin ortalamasını alın yine de açıklanacak zam oranı ile emekçiler enflasyona yine ezdirilecektir. Çünkü asgari ücret zammı işçi, emekçilerin eline geçmeden daha zamlar yağmur gibi gelecek ve verilen zam oranı kuşa dönecektir.
Ana muhalefet partisi CHP de asgari ücret konusunda 30 bin lirayı sınır olarak belirledi. Oysa bu ücret dahi emekçileri açlıktan, yoksulluktan kurtaramayacaktır.
Günlük yaşamda dar gelirli insanların çektiği sıkıntılar katlanarak devam ederken, yılda bir kez yapılacak bir zam oranının kuşa çevrilmesi her seneki gibi bu sene de umutları suya düşürüyor. Son 25 yılda dar gelirli insanların yaşamı hep dibe gitti. Yani bir önceki yılı arar oldular. Bu yıl da bundan farklı olmayacak. Gelenin gideni aratması kısır bir döngü gibi emekçilerin başına bela olmuş durumdadır. Bırakalım dar gelirli kesimleri orta kesim diye bir şey de kalmadı artık ve onlar da yoksulluk sınırının altına düşmekten kurtulamadılar.
Ülkedeki nüfusun büyük bir kesimine artık ayda bir de olsa dışarıda bir yemek yeme lüks oldu. Böyle bir tabloda hala ekonomi tıkırında diyenler var. Ne diyelim PES doğrusu.
Asgari ücret zammı için konuşulması gereken aslında insanca bir yaşam ücreti olmalıdır. Bunun dışındaki her muhabbet işçi, emekçileri açlığa ve yoksulluğa mahkum etmektir.