Alevilerin cemevlerinden uzak durmaya değil cemevlerini sahiplenmeye her zamankinden daha çok ihtiyaçları var. Çünkü cemevleri üzerinden yeni bir asimilasyon dalgası ile karşı karşıyalar.
“Avrupa’daki Aleviler ve özellikle de Almanya’dakiler bütün haklarını almışlar” diye söze başladı, Diyarbakır’dan Alevi bir yurttaş. Sonra söz döndü dolaştı ve Diyarbakır’daki Alevilerin cemevine yeterince ilgi göstermediğine, gelen gidenin az olduğuna, cemevinin ekonomik sorunlarına falan vardı.
Sohbet ilerledikçe ve kentteki Alevilerin cemevini neden yeterince sahiplenmediği konusu derinleştikçe mesele geldi “Cemevine gelemeyenlerin memur olma kaygısı” gibi garip bir noktaya dayandı. Garip çünkü Alevi gençlerinin memur olmak için yaşadığı kaygı ve cemevinden uzakta durarak memur olma hayali bir hayli ilginç geldi.
Memur olmak ya da genel anlamda iş bulmak için bir insanın kendi kimliğini vareden kültürün değerlerinden uzak durmaya çalışması, bir yurttaşın dahi böyle bir kaygının içine düşmesi gerçekten insana üzüntü veriyor. Bu zamanda hala bunlar nasıl bu şekilde yaşanabiliyor diye de insan bir yandan da garipseyiveriyor. Türkiye’de Alevilere karşı uygulanan ötekileştirme politikası cemevleri kurulmadan önce de vardı, cemevleri kurulduktan sonra da devam ediyor ve bu politika boşa düşürülene kadar da devam edecektir. Alevi gençlerinin mülakatlarda elenmemeleri için cemevlerinden uzak durmalarına gerek yok. O mülakatları yapanlar zaten kimin Alevi olup olmadığını çoook iyi biliyorlar. Aleviler cemevine gitse de gitmese de Alevi Alevidir ve mülakattan eleneceği varsa elenir. Cemevine gitmeyeyim, siyasetin yanından geçmeyeyim demek çözüm değil. Aleviler böylesi yersiz kaygılarla onları vareden değerlerden uzak durdukça kendilerinden çok şey kaybederler.
Alevi toplumunun eşit yurttaşlık talebi tam da bu sorunun ortadan kaldırılması içindir. Nasıl ki, sünni bir yurttaş camiye gittiği için işe girer miyim, memur olur muyum ya da mülakattan elenir miyim gibi sorular sormuyorsa Alevi bir yurttaş da bu sorularla kafasını meşgul etmesin diye Aleviler eşit yurttaşlık talebini yükseltiyor. Kimse inancından, ibadetinden, kendi öz varlığından dolayı ötekişleştirilmesin diyedir tüm çabalar.
Elbette ki, mesele tüm Alevilerin cemevine gitmesi meselesi değildir. Cemevine gitmeme nedeninin memuriyet ya da işe alım kaygısından kaynaklı olmasıdır. Alevilikte inançta, ibadette kalıplar yoktur. İsteyen inancını da ibadetini de istediği şekilde yaşayabilir. Cemevine giderse Alevidir, gitmezse değildir diye bir zorlamaya Alevilikte yer yok. Cemevine gidip gitmemek tamamen kişinin kendi özgür iradesi ile alacağı karara ya da bu ihtiyacı hissetmesine bağlıdır.
Aleviler, 30 Kasım 2021 tarihinde Avrupa Konseyi‘nin önünde toplanarak, bir kez daha Avrupa’dan tüm dünyaya taleplerini haykıracaklar. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye Cumhuriyeti devletinin Alevileri resmen tanınmamasının ve hukuksal statü sağlamamasının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin din ve vicdan özgürlükleriyle ilgili 9’uncu maddesinin ihlal edilmesi olarak değerlendirmişti. Bu değerlendirme doğrultusundan Alevilerin hak ve özgürlükleri kapsamından Cemevleri’nin ibadethane olduğuna, zorunlu din dersinin kaldırılmasına, nüfus cüzdanlarının dini hanesinin din ve inanç özgürlüğüne göre yenden düzenlenmesi ilişkin bir dizi kararlar almıştı. Ancak mevcut iktidar birçok konuda olduğu gibi Alevilerle ilgili de AİHM kararını uygulamıyor. Aleviler ise AİHM kararının uygulaması için haykırmaya devam ediyorlar.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 30 Kasım ile 2 Aralık tarihleri arasında Strasbourg’da toplanacak ve AİHM’nin Alevilerin hukuksal talebi üzerine aldığı kararlara Türkiye’nin uymasının sağlanması konusunda atılacak adımları görüşecek.
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK), 30 Kasım’da, Strasbourg’taki Avrupa Konseyi‘nin önünde düzenleyeceği basın açıklamasına kitlesel katılım çağrısı yapıyor ve Alevi toplumu için tarihi önemde kararların alınması noktasında kararlılık gösteriyor. Söz konusu toplantının somut adımlar atılması noktasında gelişmelere yol açıp açmayacağından bağımsız olarak Alevilere düşen kitlesel bir şekilde açıklamaya katılım sağlanmasıdır.
Alevilerin eşit yurttaşlık talebini güçlendirecek adımların sıklaştırılması ve kazanımların çoğaltılması önem taşımakla birlikte varolan kazanımları güvence altına alacak nihai hedefe varmak için Alevi toplumunun birliklerini daha da güçlendirmeye ihtiyacı olduğu da açık. Bu nedenle de memur olma hayali ile cemevlerinden uzak durmak değil daha da sahiplenmek gerekiyor.