PİRYOL- İstanbul’da bulunan Alevi kurum yöneticileri ve pirler Suriye’de Alevilere yönelik saldırılara tepki göstererek, uluslararası kamuoyuna bir an önce harekete çağrısında bulundular.
Alevi toplumu; Suriye’de başta Aleviler olmak için Suriye halklarına uygulanan katliam politikalarına tepki göstermeye devam ediyor.
Baba Mansur Ocağı evladı Haşim Kızılveren, Gazi Cemevi Genel Sekreteri Arzu Erdoğan, AKD Sultangazi Pir Sultan Abdal Cemevi Başkanı Zeynal Odabaş ve Dede Mehmet Karabulut, Suriye’de yaşanan saldırılara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

“ZULMÜN KARŞISINDA DURMAMIZ GEREKİYOR”
Baba Mansur Ocağı evladı Haşim Kızılveren Suriye’de ve Ortadoğu’da yapılanların insanlığa yapılan bir zulüm olduğunun altını çizerek, “Biz her zaman mazlumdan yana yer edinmişiz. Suriye’de de Aleviler üzerine çok büyük bir katliam vardır, yok sayma politikası vardır. Bu katliamların ve bu yok sayma politikası bizi gönülden incitiyor. Sonuç itibariyle mazluma, fakire fukaraya, yetimlere, yoksullara yapılan bir zulümdür. Hiç suçu olmayan insanlar da katlediliyor. Buraya güç veren, buraya destek veren herkes elini çekip yaşam hakkı olan her canlının hakkını korumamız gerekiyor. Her canlıya yapılan zulmün karşısında durmamız gerekiyor. Bu dünyanın neresinde olursa olsun zulüm zulümdür. Bu zulümlere karşı hep birlikte mazlumdan yana yer edinmemiz gerekiyor. Suriye’de 13 yıl önce çıkan bu savaşta da dile getirmiştik, denizde boğulan canlarımızın, göç insanlarımızın haklarını savunduğumuz gibi bu yıl da aynı hakları her kim olursa haklarını savunmak zorundayız. Oradaki insanların hakları korunmalıdır” dedi.

“HEM TÜRKİYE’DE HEM DE SURİYE’DE İÇ BARIŞIN OLMASI TÜM HALKLAR İÇİN ÖNEMLİ”
Gazi Cemevi Genel Sekreteri Arzu Erdoğan ise hem Türkiye’de hem de Suriye’de iç barışın olmasının tüm halklar için çok önemli olduğunu vurguladı. Erdoğan, “Öncelikle Suriye’de 13 yıldır devam eden bir savaş vardı birdenbire 12 günde bitirildi, oradaki iç dinamikleri ile bir değişim olmadı. Oradaki halklar, Aleviler, Dürziler, Kürtler, Hristiyanlar, Araplar ile ortak koalisyonla bir hükümet değişikliği, bir iktidar değişikliği, bir sistem değişikliği yapılmadı. Yukarıdan yapılan bir uygulama ile HTŞ adında bir yapılanma getirildi ve orada yönetime konuldu. Şu anda herkes de onu destekler durumda O da kendine göre uygulamalar yapıyor, katliamlar yapıyor. Bu korkunç bir şey, onaylamadığımız bir şey, şiddette tepki gösterdiğimiz bir şey. Hem Türkiye’de hem Suriye’de iç barışın olması tüm halklar için, tüm insanlık için önemli ve kıymetli bir şey. Umarız bir an önce bu sürece Uluslararası düzeyde bir müdahale edilir ve bu süreç normale döndürülür” diye konuştu.

“SURİYE’DE İNSANLIK DIŞI BİR DRAM YAŞANIYOR”
AKD Sultangazi Pir Sultan Abdal Cemevi Başkanı Zeynal Odabaş, Suriye’de insanlık dışı bir dram yaşandığının altını çizerek şunları söyledi:
“Türkiye’de yaşayan Aleviler olarak yıllardan beri demokrasi mücadelesi veriyoruz, temel hak ve özgürlükler de anayasa önünde eşitlik mücadelesi veriyoruz. Suriye halklarına baktığımızda Suriye’de Ortadoğu’da gelişen bu süreç tamamen Amerikan Emperyalizmi ve oradaki güçlerinin, İsrail’in el biriyle yaptığı bir operasyon. Basına yansıyan, sosyal medyaya yansıyan, özelde bizim aldığımız haberlerden, Arap Alevi derneklerinden, çeşitli sivil toplum örgütlerinden, çeşitli basın kuruluşlarından gördüğümüz insanlık dışı bir dram yaşanıyor. Bu noktada ben Türkiye Cumhuriyeti’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grubu bulunan bütün siyasi partilere seslenmek istiyorum, bütün demokratik kitle örgütlerine, başta siyasi iktidara, cumhurbaşkanına ve bakanlarına seslenmek istiyorum; Suriye’deki olan katliam tarih boyunca sizden sorulacaktır.”

“SUNNİ EGEMEN DÜŞÜNCENİN BASKISI ÇOK FAZLA”
Dede Mehmet Karabulut, Orta Doğu’da Sünni egemen düşüncesinin akıl almaz şiddetinin yaşandığını belirtti. Karabulut şunları söyledi:
“Kuzey Irak’a gitmiştim, Alevi köylerinde gezmiştik. Kürtçe değil Zazaca konuşuyorlar o gittiğimiz yerlerde. ‘Cem yapıyorsunuz ibadetlerinize dedeleriniz geliyor, camiye de gidiyor musunuz? Diye sordum. ‘Mecburen korktuğumuz için gidiyoruz. Öldürürler bizi’ dediler. Sünni egemen düşüncesinin akıl almaz şiddetini, baskısını belki burada çok fazla hissetmiyoruz ama orada gerçekten çok fazla. Zaten başa gelen kişiyi herkes biliyor. Hangi inanç mensubu, kimdir çizgisi nedir çok iyi biliyoruz. Başına ödül konmuş bir insan, bugün orada söz sahibi.”
“KADERİMİZİ DEĞİŞTİRMEK BİZİM ELİMİZDE”
Alevilerin bu durumu değiştirmeye dair cesaret göstermesi gerektiğini belirten Karabulut, “Bu cesareti bizim göstermemiz lazım. Alevi toplumu dünyanın neresinde olursa olsun maalesef bu baskılara, bu zulümlere maruz kalıyor. Kaderimizi değiştirmek de bizim elimizde. Bizim dik durabilmesi lazım, bizim mücadele etmemiz lazım. Atalarımız, babalarımız, ecdadımız nasıl eğilmeden, teslim olmadan karşılığında canıyla kanıyla mücadeleye devam ettiyse bugün de böyle babayiğitlerin çıkması lazım. Artık yeter, bir noktadan sonra Alevi toplumu kendi inancını, örf adetlerini, geleneklerini, kültürünü özgürce dünyanın neresinde olursa olsun yaşayabilmeli” diye ekledi. (Kaynak: PİRHA)