PİRYOL- DAD Ankara Şube Eş Başkanı Mustafa Karabudak, “Alevilerin dişiyle, tırnağıyla yaptığı cemevlerinin tapusunu istemek, kendi yetiştirdiği dedeleri oraya atamak bir nevi kayyumdur” dedi.
DAD Ankara Şube Eş Başkanı Mustafa Karabudak, hükümetin kurduğu Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın deyiş, semah yarışması düzenlemesine, asimilasyon politikalarına tepki gösterdi.
AKP tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kurulan Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı, Alevilik inancından uzak faaliyetleri sebebiyle toplumda tepki görüyor. Alevi Bektaşi Ansiklopedisi hazırlamak için Sünni akademisyenler ve ilahiyatçılardan oluşan kadro kurulması, dedelere maaş teklif edilmesi, Hacı Bektaş Veli Anma, Kültür ve Sanat Etkinlikleri’ne müdahale edilmesi, başkanlık tarafından düzenlenen Hacı Bektaş Gençlik Kampı’nda bir gencin bozkurt işareti yapması ve bu fotoğrafın resmi sitede paylaşılması gibi olaylar büyük tepkiler ile karşılandı.
Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı bu kez ‘Alevi-Bektaşi Deyiş, Nefes, Semah, Duaz-ı İmam ve Muharremiyye Güzel Okuma Ses Yarışması’ düzenleyeceğini duyurdu. Yarışmada birinciye 50 bin TL, ikinciye 35 bin TL, üçüncüye 25 bin TL, jüri özel ödülü 20 bin TL, mansiyon ödülü (3 adet) olarak ise 15 bin TL verilecek.
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Ankara Şube Eş Başkanı Mustafa Karabudak, Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın Alevilere yönelik uyguladığı asimilasyon politikalarını değerlendirirken, başkanlık ile faaliyet yürüten Alevileri de özlerine dönmeye davet etti.
‘ALEVİLER KENDİ İKRARIYLA, KENDİ YOLUNDA SÖZ KURMALI’
PİRHA’dan Buse Nehir DEMİR ve Cebrail ARSLAN’ın haberine göre, İktidarın Aleviliği kendine benzeterek yok etmek istediğini belirten Mustafa Karabudak, iktidarın bu uygulamalarına alan açan Alevilerin de suçlu olduğunu söyledi.
Karabudak şu ifadeleri kullandı: “Aşık Serdar’ı bunda yaklaşık yüzyıl önce ‘nesini söyleyeyim canım efendim/ gayrı düzen tutmaz telimiz bizim/ arzu hal eylesem deftere sığmaz/ omuzdan kesiktir kolumuz bizim/ demiştir. Şimdi elbette devlet kendi görevini görüyor. Yüzyıllardır asıp, kesip, katledip, bitiremediği Aleviliği şimdi asimile ederek, kendine benzeterek yok etmek istiyor. Ama suç burada devletten ziyade ona yanaşan, yanında duran, onun çalışmalarının önünü açan bizim Alevilerdedir, pirlerdedir, tırnak içinde Alevi kanaat önderlerindendir. Tabii ki ona izin vermemeleri gerekirdi. Hacıbektaş’ta yapılan anma etkinlikleri, sempozyumlar, muhabbetler, Damal’da karşı çıkan muhtarı gözaltına alması ve cemevlerinin tapusunu istemesi bu bir nevi de kayyumdur yani. Alevilerin dişiyle, tırnağıyla yaptığı cemevlerinin tapusunu istemek kendi yetiştirdiği dedeleri oraya atamak bu bir nevi kayyumdur. Biz buna kayyum olarak bakıyoruz. Bunlar doğru değil ama sorun dediğim gibi Alevilerdedir. Aleviler artık biraz daha kendi özne dönmeliler, kendi hakikatiyle hareket etmeliler. Her seferinde devlete ve yerel yönetimlere, belediyeye yanaşan Alevilerin olacağı nokta da budur. Biraz kendi ikrarıyla, kendi yolunda Aleviler söz kurmalı, ona göre davranmalı. Etkinliklerini kendi imkanlarıyla yapmalı, kendi tabanından aldığıyla rıza lokmalarını paylaşmalı. Suçu sadece orada aramamak gerekir. Devletin, siyasal iktidarın kurduğu Kültür Bakanlığı’na bağlı Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı yaklaşık bir yıldır tüm faaliyetlerini hızlı bir şekilde devam ettirmektedir. Bağımsız cemevlerini daha çok yanlarına almaya çalışıyor.”
‘BAKANLIK BÜTÇESİYLE ÇALIŞMA YAPIYORLAR’
Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın, ayrıca büyük federasyonlara bağlı cemevlerini ve dernekleri de yanında tutmaya başladığının altını çizen Karabudak, Alevi kurumlarının ortak söz kurmalarının önemine de vurgu yaptı.
Karabudak, “Sosyal medya hesaplarına baktığımızda her geçen gün biraz daha artarak sayıları çoğalıyor. Sokakta ya da medyada dönem dönem açıklama yapan Alevi kurumlarının ‘devletin Alevisi olmayacağız’ derken, diğer taraftan da kendilerine bağlı şubelerin oraya eklendiğini görmeleri lazım, oradan söz kurmaları gerekir. Bir taraftan ‘biz devletin Alevisi olmayacağız’ derken bir bakıyoruz kendisine bağlı şubeler gitmiş orada o başkanlıkta yer almışlar, oradan aldıkları bütçeyle çalışma yürütüyorlar ya da resmen belediyelere bağlanmışlar” dedi.
‘HİÇBİR ŞEKİLDE DEVLET ALEVİSİ OLMAYACAĞIZ’
Karabudak şöyle devam etti: “Artık AKP kendi asimile edemediği Alevileri, yerel yönetimlerin üzerinden asimile etmeye çalıştı. Eğer oradaki veriler doğruysa bu kurumlar gidip şubelerine ya da cemevlerine müdahale etmeleri lazım. Yalansa gidip bu Kültür Bakanlığına bağlı Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nı yalan haberden ötürü mahkemeye vermeleri gerekir. Bir şekilde bunların kendilerini aklamaları gerekiyor. Kendi özüne dönüp kendi Aleviliğini hatırlamaları gerekir. Bizlerin, Alevi kurumlarının bir arada olup, kendi özümüze dönüp, aynı sözü kurmamız lazım. Hiçbir şekilde devlet Alevisi olmayacağız derken oradan da beslenmemek gerekir. Tabii ki dönem dönem belediyelerin salonları kullanılır, bir araç tahsis, için başvurulur, onlar normaldir. Bu ülkede yaşıyoruz, vergi veriyoruz, bizim belediyelerimizdir ama en ufak bir ihtiyaçta da oralara gitmek artık Aleviliği ayağa düşürmektir.” (Kaynak: PİRHA)