PİRYOL- Suriye’nin sahil kentlerinde Alevilere dönük katliama karşı Diyarbakır’da yapılan açıklamada, “Suriye’de yaşanan katliama karşı Birleşmiş Milletler’i ve uluslararası kuruluşları bu katliama sessiz kalmamaya çağırıyoruz. Ortadoğu’da ve özelde de Suriye’de, demokratik ulus sistemi içinde, eşit yurttaşlık temelinde kendi kimlik ve statüsüyle yaşamanın bir sistem olarak oluşturulması elzemdir” denildi.
Suriye’nin sahil kentlerindeki Alevilere yönelik katliama karşı Şeyh Sait Meydanı’nda açıklama yapıldı.
Pir Sultan Abdul Kültür Derneği (PSAKD), Diyarbakır Emek ve Demokrasi Platformu, Din Alimleri Derneği (ALİM DER), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Halklar ve İnançlar Komisyonu tarafından yapılan açıklamaya çok sayıda kurum temsilcisi katıldı.
“Suriye’deki halklar ve inançlar katliamlarına dur de!” yazılı pankartın açıldığı açıklamada konuşan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Diyarbakır Şube Eşit Başkanı Ayfer Artan, Alevilere yönelik katliamı kınayarak, saldırılara son verilmesi çağrısında bulundu.
“ULUSLARARASI KURULUŞLAR KATLİAMA SESSİZ KALMAMALI”
Ortadoğu’nun farklılıklarını tahrip eden rejim ve sistemlerin toplumlara kan, gözyaşı ve yıkım olarak yansıdığını dile getiren Ayfer Artan, “Bu yaratılan sorunlar ve yıkımlar, artık hiçbir toplum tarafından kabul edilmemekte ve bundan sonra da bunlarla mücadele edileceği açıkça ortaya konulmaktadır. Ortadoğu’nun bir arada en iyi yaşam kültürünün, demokratik ulus modeliyle inançların ve kimliklerin birlikte yaşadığı bir ortamın en iyi model olduğunu gösterdiği bir gerçektir. Suriye’de yaşanan Alevi katliamı, daha önce yaşanan Êzîdi katliamı, Hristiyanlar ve Ermenilerin katliamları aslında demokratik ulus sistemine karşı yapılan bir planlamadır” diye konuştu.
“HALKLAR VE İNANÇLARIN YAŞAMSAL GÜVENCELERİ TANIMLANMALI”
Artan, Suriye’de yaşanan katliama karşı Birleşmiş Milletler’i ve uluslararası kuruluşları bu katliama sessiz kalmamaya çağırarak, “Ortadoğu’da ve özelde de Suriye’de, demokratik ulus sistemi içinde, eşit yurttaşlık temelinde kendi kimlik ve statüsüyle yaşamanın bir sistem olarak oluşturulması elzemdir. Tüm inançlar ve halklar adına bir kez daha sesleniyoruz; halkların güvenliği, kültürel ve yaşamsal güvenceleri, yasal ve anayasal çerçevede tanımlanmalıdır. Tam da bu noktada, Rojava’da yaşatılan paradigma, toplumlar tarafından sahiplenilirse ve ileriye taşınırsa, bu katliamların son bulmasına ve özgürlüklerin yaşamsallaşmasına zemin oluşturacaktır” diye belirtti.
Açıklama alkış ve sloganlarla son buldu. (Kaynak: PİRHA)