Yol inkar ile değil ikrar ile yürünür. İkrarsız yol yürünmez. Hakikate ermek ikrar ile gerçekleşir.
Pir Sultan, Kalender Çelebi, Nesimi, Hallaç-ı Mansur ve nice pirlerimiz, yol erenlerimiz ateşte üryan, Büryan, yalın ayak hak ve hakikat yolculuğunda yolla verdikleri ikrar ile yürüdüler, teslimiyeti yola inanca, hakikateydi. Zalimin, muktedirin, gücüne teslim olmadılar, haksızlığa boyun bükmediler, gücünü direncini yola verilen ikrardan alıyordular, yola ikrar ile bağlanmayanlar, gücün önünde, haksızlığın karşısında sesiz kalanlar bu meydanın sırına, hikmetine, direncine nail olamaz.
Hakikatin sırı yolun ikrarında saklıdır, dara varan, darını çekip didar gören hak ile hak olmak yola aşk ile bağlanmakla gerçekleşir.
Hakikatin sırına ermeyenin gönül gözü kördür, gönül gözü kör olan aşkın halini bilmez.
Aleviler kendi sorunlarını cemlerinde cemal cemale, yüz yüze, kendi pirinin huzurunda yolun talipleri ile birlikte muhabbet dillinde kavgadan, yalandan, hileden uzak dar didar olup çözüme kavuştururlardı.
Son zamanlarda alevi yol erkanında dar meydanı ortadan kalkmış veya kaldırılmıştır. Ne dara kalkan bir yol talibi nede dara kaldıran bir dede kalmış.
Bunun böyle olmasının elbette önemli nedenleri vardır, ekonomik, siyasal, sosyal alandaki degişim, dönüşümün etkileri devletin asimilasyon politikaları önemli etkenler olmakla birlikte, alevi toplumundaki iç çözülmenin yaratığı etkenler de belirleyicidir. Alevi toplumunda ciddi manada yolun değerlerinden bir uzaklaşmanın olduğunu belirtmek gerek. İnanç önderlerine karşı alevi toplumunda ciddi bir güven sorununun var olduğu kesindir. Özelikle kurumsallaşmasının sonucunda kurum yöneticilerinin İnanç kuruluna direk etkisi dedelerin bağımsızlığını tartışılır hale getirmiştir.
Dedelik, analık görevi üstlenen canlar, kurum yöneticilerinin, başkanların keyfi tutum ve uygulamalarına yönelik tavırsızlığı ve sessizliği yol taliplerinin İnanç kurumuna karşı olan güvenini zedeliyor.
Alevi pirleri hiç bir koşulda kimseden icazet almadan yolun değerlerini savunmuş, haksızlığa karşı hakkın yanında durmuş, hakikati savunmuştur, bu tutumdan dolayıdır ki yol talipleri pirleri ile birlikte ateşe yürümekte asla tereddütte düşmemişler, günümüz koşullarında ateşe meydan okuyan pir, pirini ateşten koruyan, ateşe yürüyen bir talibe rastlamak olası görünmüyor.
Gerçeklik ile beylik sözleri ayrıt etmek zorundayız. Söz ile değil yaşamın kendisiyle hakikate bağlanmadan yol yürünmez, yolun yürünmesi için ikrar vermek gerek, yolda ikrar gerçeğe sıdk ile bağlanmayı gerektirir.
Haksızlığa, yanlışa hileye ses çıkarmadan, itiraz etmeden hakikat savunulmadan ne dar kurulur nede didar görülür.
Serzenişe, yakınmaya gerek yok, toplumsal sorunlarımız alevi cemlerinde, hakikat meydanlarımızda neden çözülmüyor türünden şikayetlere gerek yok konu çok açık ve nettir.
Yolumuzun inancını yürüten, yürütmek için yola talip olan canlar bağımsız olmalı, hiç bir gücün ya da yöneticinin etkisinde kalmadan doğrulardan yana olmalılar, bu olduğunda yol talipleri içindeki güven ilişkileri güçlenir.
Yolda ikrar zayıflamış, çürüme, yozlaşma derinleşmiş, güce, iktidara teslim olunmuş, hakikati savunacak çok az sayıda can kalmıştır.
Hakikatin savunulmadığı meydanda dar didar olmaz, meydan açılmaz.
Dar didar olmak için hakikat gerekli, hakikate, yola ikrar vermek gerekli.
Aşk ile Kalınız
Nurten Yalnız