Yaşamın sürdürülmesinde ki olmazsa olmazlarından olan sokak, muhaliflerin var olabilmeleri içinde bir o kadar olmazsa olmazlarındandır.
Çocukluğumuzun sokakları
Çocukluğumuzun yaşam alanı olan sokak, betonlaşmanın arttığı ve teknolojinin geliştiği dönemin çocuklarına oldukça yabancıdır. Yeni çocuklar sokağa yabancı oldukları gibi sokak kültüründen de bihaberlerdir. Kendi tasarım ve imalatı olan oyuncakları ise hiçbir zaman göremeyecek ve tanıyamayacaktır. Zorlu kış günlerinde gece geç saatlerde sokağa çıkıp kovalarca suyu karın üzerine dökmenin keyfini hiç yaşayamayacaklar. Dökülen o suların sabaha sokağı buza çevirdiğini ve o buzda kendi imalatı kızaklarla kaymanın zevkini ve soğukta buz kesen ellerin nasıl titrediğini hissedemeyecekler. Çünkü kapitalizm onların çocukluklarını da çalarak evlere dört duvar arasına hapsetmektedir.
Yaşayan sokaklar
Sokak, yaşam alanlarından birisi olan evlerden yeni bir güne adım atılan ilk yerdir. Gün ışığıyla, bazen de kör karanlıkta sokaklar dolmaya başlar. Araçların çıkarttığı sesler çocuk seslerini bastırırcasına gürültü yaparken duraklarda bekleşenler kâh servis araçlarına, kâh toplu taşıma araçlarına binerek işlerine yetişmeye çalışırlar. Okul servisleri ise sokağa adım atan çocukları taşımaya başlamıştır bile. Sokak çocukları ve evsizler zaten her daim sokaktadırlar. Belediyenin temizlik işçileri, polisler, bekçiler, köpeğini gezmeye çıkartanlar, zikzak çizerek yürüyen sarhoşlar ve kaldırımda sızmış ayyaşlar hepsi sokaktadırlar. Sokağın hayvanları olan kediler, köpekler ise yine sokaklarda karnını doyurma peşindeler. Sokak her zaman canlı ve hareket halindedir.
Sokak kazanç kapısıdır
Sokaklar binlerce insanın gelir kapısıdır. Seyyar satıcılar, işportacılar, tezgâh açanlar, sokak sanatçıları, ressamlar, simitçiler, boyacılar, otoparkçılar, çöpleri ayıranlar, dilenciler, torbacılar, gaspçılar, fahişeler ve bilimum sokaktan kazanıp karnını doyurmaya çalışanların vazgeçilmez mekânıdır sokaklar.
Ölümlerin kol gezdiği yerdir sokaklar
Kimileri içinde ölümün yakaladığı yerler olur sokaklar. Bazen bir araç çarpar, bazen başkasına sıkılan kör bir merminin gelip bulduğu, yargısız infazlara uğranılan, dur ihtarına uymadığı için vurulunan bazen mafya ve çetelerin hesaplaşmasının alanı, bazen bir kan davalısına yakalanılan yer, bazen çatıdan düşen bir parçanın çarptığı, bazen kalp krizinin tutacağı yer olur sokaklar.
Sokak özgürlüktür
Sokaklar denilince ilk akla gelen en önemli şey özgürlüktür. İnsanın özgürleşmeye adım attığı, nefes aldığı, güneşin sıcaklığını, rüzgârı, yağmurda ıslanmayı, soğuğu yiyip üşüdüğü, yüreğinde bir kıpırtı hissettiren sevgiliyi ilk gördüğü, belki de ilk defa kavga edip dayak yediği, koştuğu, oynadığı, köşe başlarında arkadaşlarıyla sohbet ettiği yerdir sokaklar.
Muhalifler için sokaklar
Yaşamın sürdürülmesinde ki olmazsa olmazlarından olan sokak, muhaliflerin var olabilmeleri içinde bir o kadar olmazsa olmazlarındandır. Sokağa eyleme Özgürleşmeye sloganını benimseyen kapitalizm karşıtları sokağı örgütlemek, eylem alanına çevirmek ve mücadele merkezlerine dönüştürmek için varıyla yoğuyla çaba sarf etmektedirler. İktidarlarını ilelebet sürdürmek isteyenlerde sokağın gücünün farkında olduklarından dolayı sokakları muhaliflere karşı korumaya alarak yasaklar koyabilmektedir. Muhaliflere sokağı yasaklayan iktidar sahipleri yandaşlarını döktükleri sokaklardan da güç almaya çalışırlar. Ülkemizde de sıkıyönetim, cunta ve olağanüstü dönemlerde sokağa çıkma yasakları konulmuştu. Amaç sokaklara hakim olup muhalifleri, ezme ve yok etme yöntemleri uygulayarak etkisiz hale getirmektir. Sokak hakimiyetini kaybetmek muhaliflerin açısından çok önemli bir mevziiyi kaybetmek anlamına gelmektedir. Özgürlüklerin, demokrasinin, mücadeleyle elde edileceğini bilen muhalifler her zaman sokağın gücünü bildiği için sokak eylemlerine çağrı yaparlar ve yapacaklardır da.
Sokağa çıkma evde kal
Sokak demek özgürlüğe atılan adım olduğunu bilen anti-kapitalistlerin, sosyalistlerin, demokratların bir gün gelecekte sokağa çıkmayın, evinizde kalın diyeceği kimsenin aklına gelmezdi. Dünya genelinde tüm muhalifler sokakları gönüllü olarak boşaltmakla kalmamış bu yönde çağrılar bile yapmışlardı. Sorun emekle sermaye arasındaki uzlaşmaz çelişki ve mücadele olsaydı tabi ki sokakları terk etmek söz konusu bile olamazdı. Günün birinde davetsiz ve acımasız bir katilin ortaya çıkacağını kim bilebilirdi ki. Dünya pazarlarını kendi aralarında paylaşmış olan emperyalist-kapitalist ülkeler ellerinde tüm insanlığı defalarca yok edebilecek silahlara sahiplerken çaresizce diz çöktüğü bir dönemde muhaliflerin sokakları terk etmesi kadar doğal bir şey olamazdı. Gün davetsiz katil olan Covid-19 a karşı yaşamda kalmak ve virüse karşı mücadele etmekte olan sağlık emekçilerine destek olma günüydü. Bu nedenle özgürlük alanlarını terk ederek gönüllü olarak evlere kapanmak gerekmektedir.
Virüs nasıl yayılır
Dünya genelinde Covid-19 belasına karşı mücadele edildiği günlerde ülkemizde siyasi erki elinde bulunduranların yanlış politikaları tehlikenin ülke geneline yayılması sonucunu da ortaya çıkartmıştır. Sokağa çıkma yasağı koymakta geciken iktidar, hafta sonu için ilan edilen sokağa çıkma yasağını uygulamaktaki beceriksizliği de ortaya çıkmış oldu. Virüsle mücadele etmek isterken yapılan yanlışlar günlerdir alınan tedbirleri de boşa düşürmüş oldu. Sokağa çıkma yasağı iyi yönetilemediği için yasağı virüse karşı tedbir olmaktan çıkarak virüsü yayma tedbirine dönüşmüş oldu. Sonuçlarını hep birlikte yaşayıp göreceğiz.