Yazar Remzi Aydın Doğa’ya yürüdü. Tuhaftır ama bu sabah seni düşündüm yoldaş Remzi Aydın: Yazılarımı ilk sen okurdun, son 5-10 gündür adına rastlamayınca -Acaba hasta mı? diye düşündüm. Çok geçmedi; Doğa’ya göçtüğünü öğrendim: Olmadı Yoldaş, hiç olmadı.
Daha yapacağımız çok şey vardı ama yine de yazdıklarını düşününce, ölüm sana teşekkür edecektir.
Seninle tanışmam, Göçebe Ruhlar kitabınla oldu: Kitabı beğenmiştim. İkinci baskıyı yapan yayıncı, ban geldi. -Remzi Aydın’ın kitabını basacağım, senden de birkaç satırlık bir yazı isterim Hocam, dedi. Ben de –Sevinirim, dedim ve aşağıdaki kısa değerlendirme cümlelerini, kendisine ilettim.
“Ölümün yaşama ‘teşekkür’ etmesi için sezgiye görünen, duyguya görünen, dokunmaya görünen ve akla görünen şeylerden söz etmemiz gerekir. Remzi Aydın böylesi bir çaba içine girerek önce ruhumuzu, ‘yaratıcı bir eylem’ durumuna dönüştürüyor ve ruh, ilk ‘stajını’ kendi bedenimizde yapıyor: Kan ile kolumuza-bacağımıza-beynimize taşınıyor; sonra ‘nefesimizde dinlenmeye’ çekiliyor. Derken ‘rüzgâr’ olup dağlara-taşlara ve bulutlara uçuyor. Dağlar-taşlar, ötesinde bulutlar ‘kanatlanıp’ içimize koşuyor.
Kendi aydınlığında herkese görünmek ya da kendi karanlığında kimseye görünmeden yaşamak isteyenler Remzi Aydın’ın ‘Göçebe Ruhlar” ını okumalı: Okumalı ki ‘kendini bıraktığı yerde bulabilsin’.
Esat Korkmaz