Koronavirüs insanı öldüre öldüre bir gerçeği anlatıyor. İhtiyacımızdan fazlası için insanlığımızdan uzaklaştık. Artık özümüze dönsek…
Koronavirüs pandemisinin insanlığa verdiği büyük zararın yanında, Covid-19 ile mücadele kapsamında alınan tedbirler nedeniyle hava kirliliği belli oranda azaldı.

İhtiyaçtan fazlasını paylaş
Her ne kadar koronavirüs salgınının yan etkilerinden biri olarak gerçekleşen çevre ve hava kirliliğindeki azalma sevindirici de olsa, çevrenin korunmasının ölümcül bir virüse karşı insanın kendi sağlığını korumasının bir yan ürünü olarak ortaya çıkması insanlık için büyük bir ayıp.
Koronavirüs sayesinde çevre ve doğa tahribatının azalması, insanın doğaya karşı ne kadar acımasız olduğunu gözler önüne serdi. Daha az üretim, daha az tüketim daha az yolculuk, daha az enerji kullanımı vs. derken korona günlerinde doğa kendini toparlamaya başladı.

Nereden çıktı bu virüs?
Sokağa çıkma yasağının uygulandığı yerlerde doğadaki hayvanlar yerleşim alanlarına inmeye başladı. İnsanlık doğayı kendi açgözlü hevesleri yüzünden fütursuzca tahrip etmeye başladı ve ne acıdır ki, insanlığa doğaya karşı işlediği suçları bir virüs geldi hatırlattı. Belki de doğaya karşı işlediğimiz kabahatlerin faturasını ölümcül bir virüs salgını ile doğa bize ödetiyor. Yani, doğa nasihatle anlamadığımızı musibetle canımıza okuyarak anlatıyordur kim bilir.

Doğaya karşı kabahatimiz büyük
Virüs laboratuvarda mı üretildi diye birbirimize sorup duruyoruz. Belki de öyledir ya da değildir ama öyle ya da böyle tüm bu yaşadıklarımızın sorumlusu insanlıktan başkası değil. Biz kendi insanlığımızdan uzaklaştıkça, doğayı hiçe saydıkça, doğaya karşı her doğan günde yeni yeni suçlar işledikçe, tüm bunların dönüp bizi bulmaması mümkün değildi. Soluduğumuz havayı, içtiğimiz suyu, yediğimiz ekmeği kirleten biziz. Artık temiz hava, temiz su, sağlıklı gıda diye bir şey bırakmadık yeryüzünde. Haliyle doğanın bize bir dur demesi gerekiyordu.

Virüs ayrım yapmıyor ama biz hala…
İhtiyacımız için üretmeyi ve tüketmeyi unuttuk. Her şeyin yapısıyla oynadık, neden; daha çok daha çok kazanmak için. Sonuç: Hepimiz dört duvar arasına hapis olduk. Zengini, fakiri, iyisi, kötüsü hepimiz bunun faturasını ödemeye başladık. Evet, virüs ayrım yapmadı, yapmıyor ama biz insanlık olarak hala daha bin bir türlü ayrım peşindeyiz. Biz ve ötekiler diye herkes kendince boş beleş ayrımlara giriyoruz. Biz dediğimizde, içine insanı, insanlığın bugüne kadar ürettiği, var ettiği değerleri koymak yerine bambaşka ayrımlara gidiyoruz.
Virüsün insana hatırlattıkları
Virüs bugün var yarın yok. Belki de dersimizi almadığımızda gelecekte daha tehlikeli virüslerle karşı karşıya kalacağız. Ama zararın neresinden dönersek kardır. Bu dünya hepimize yeter ve insan olduğumuzu bize bir virüsün hatırlatması gerçekten çok acı. Paylaşmayı, dayanışmayı, ihtiyacımız kadarını tüketmeyi, ihtiyacımız için üretmeyi bize bir virüs hatırlatıyor ya yazık bize insan olarak çok yazık.