Koronavirüs bir süre daha gündemdeki yerini koruyacak gibi, çünkü hem dünyada hem ülkemizde vaka sayısında da can kaybında da artışlar sürüyor.
Bu gün de koronadaki son duruma ilişkin veriler açıklandı. Vaka sayısı 65 bin 111’e, can kaybı bin 403’e yükseldi. Bugün ilk defa koronavirüs 100’ün üzerinde can aldı ve 107 hasta daha koronaya yenik düştü. İyileşen hasta sayısında da artış gözlendi ve 842 hasta taburcu edildi.
Korona yavaşladı mı?
Sağlık Bakanı bugün koronavirüs salgınının yayılma hızında düşüş yaşandığını söyledi ve umarız öyledir de. Bahar mevsiminde sıcakların yükselmesi, koronavirüse karşı mücadelede belki elimizi daha da güçlendirebilir. Ama tabii sıcakların artması demek aynı zamanda insanların evde kal çağrısına uymakta zorlanmasında da yol açmıyor değil. Dışarıda güzel havayı gören kendini dışarıya atmak istiyor. İnsanları baharın güzelim havasında içeride tutmak da kolay iş değil.
Bir adım ileri iki adım geri
Sosyal izolasyon, koronavirüs salgınıyla mücadelede olmazsa olmaz ama bir yanda da artan sıcaklar ve üretim zorunluluğu hepsi bir arada karmaşık bir durum. 2 günlük sokağa çıkma yasağı önümüzdeki hafta sonları için de rutine bağlanacak gibi. Bu sefer günlerce öncesinden yasakla ilgili açıklama da yapıldı. Haliyle geçen Cuma gecesi yaşanan tablo tekrar etmeyecek, en azında bu noktada bir sıkıntı yaşanmayacak gibi. Ama hafta sonu ile sınırlanan 2 günlük yasak da pek bir işe yarayacak gibi değil, çünkü yasağın hemen ardından insanlar sanki 2 ay gün yüzü görmemiş gibi kendini dışarıya atıyor. Yani hafta sonu biriken dışarı çıkma isteği yasak sonrası sokaklarda ciddi bir yoğunluk oluşturuyor. Bu yoğunluk muhtemelen yasak öncesi Cuma günü de yaşanacaktır. Böylece 2 gün sokağa çıkmama ile kazanılan her şey yasak öncesi ve sonrasında harcanıp gitmiş olacak. Dön dolaş, elde var sıfır.
Kötümser bakış
PTT eliyle vatandaşa ulaşması gereken maskelerden da hala bir ses yok. Ücretsiz izin parası ile vatandaşın bir ay nasıl idare edeceği de ayrı bir dert. Asgari ücretle evini geçindiremeyen vatandaş, asgari ücretin yarısı kadar olan bir para ile nasıl geçinebilecek bunu da pek hesap eden yok. Belli ki, üretime 14 gün ara veremeyen hükümetin kasasında yeteri kadar akçe yok. Yoksa bin 170 TL ile geçim olamayacağını yönetenler de bilir. Peki, ne olacak bu gidişle? 2 günlük yasakla virüsün yayılmasının önüne geçmek zor, 14 günlük genel bir yasak için para yok. Ücretsiz izin parası ile geçim olmuyor. Önümüz yaz vatandaş evde kal çağrısına uyma konusunda kendi OHAL’ini uygulamayacak. Gerisini ise yaşayarak göreceğiz demekten başka da bir şey kalmıyor.
İyimser bakış
Çok mu kötümser bir mantık yürütmesidir bu. Halbu ki, önümüz yaz ve virüs de sıcaktan ölüyormuş. 2 günlük yasak da hiç yoktan iyidir, en azından hafta sonu virüsün yayılma hızını yavaşlatmış olduk. Hafta içi ise işçiler işe gitmeli, insanlar ihtiyaçlarını karşılayabilmek için çarşı Pazar dolaşmalı. Evde canı sıkılan çıkıp bir nefes almalı, falan filan. Virüsün biteceği varsa biter zaten. Hem iki gün evde kalmakta zorlanan vatandaş 2 hafta nasıl içeride kalacak, öyle değil mi? Hem vatandaş dışarı çıktığında maskesini de takıyor, az biraz da sosyal mesafeyi arada bir kontrol ediyor; daha ne yapsın. Böylesi de çok mu iyimser oldu ne?
Vatandaşın hali
Vatandaş maske takıyor ama maske kullanımında hijyen kuralları tam bir fiyasko. Üç adım sosyal mesafe kuralını uygulayacak geniş kaldırımlarımız da yok, insanlar neredeyse yan yana geçip gidiyor. 65 ya üstü olmasa da biraz altı vatandaşlar kaldırıma attıkları taburenin üzerinde domino oynuyorlar. Bizim insanımız alışmış yakın temasa, samimiyete; uzaktan selamlaşmaya biraz zor alışır. Ayrıca alışmışız sorunu hep kendi dışımızda aramaya; dışarıda dolaşırken, başaklarına evde kal çağrısını yaptığımızda, kendimizin neden evde kalmadığına biran dönüp olsun bakmıyoruz. Çünkü hepimiz kendimizden pek eminiz ve virüs bana bulaşmaz rahatlığındayız.
Koronanın insafına kalmayalım da
Hal böyleyken, korona günlerinde hepimizin kafası iyiden iyiye karışık. Ama tabii her şeye rağmen işlerin iyiye gittiğini umut etmek istiyoruz. Virüsün yayılma hızının yavaşladığını duymak güzel ama inanmak için biraz zamana ihtiyaç var. Korona gündemimizden çıkıp gitsin istiyoruz biran önce ama istemek yetmiyor ve yetmeyecek bunun için hepimiz elimizden geleni yapmak zorundayız. Yoksa işimiz koronanın insafına kalacak.