“Dünya arı günü, BM kararıyla 2017’den beri arıcılığın öncüsü kabul edilen Anton Jansâ’nın doğum günü olan 20 mayısta kutlanmaktadır.”(Vikipedi). Bugünün amaçları, arılar başta olmak üzere tozlayıcıların rolü konusunda farkındalık yaratmak ve insanlığın geleceğini tehdit eden iklim değişimleri sonucu açlık, susuzluk ve hatta kıtlık sorunlarına dikkat çekmektir.

Yüzyılın Fizikçisi A. Einstein, “Arılar olmazsa insanlık ancak dört yıl yaşayabilir” ifadesiyle arıların insanlık ve hayat için önemini yıllar önce vurgulamıştı…
Arılarla ilgili pek çok anlamlı söz, bilmece ve ezgi söz konusudur. Büyük Usta Ruhi Su’nun derlediği Huma Kuşu adlı deyişte, “Arının kahrın çekmeyen/ Ne bilir balın kıymatın” diye özlü bir anlatım yer almaktadır.
Ne yazık ki bilinçsiz tarım politikaları, vahşi ilaçlama, yabanıl bitkilerin ve ağaçların hoyratça yok edilmesi, toplumun aptallaştırılarak kötü insan fakat iyi tüketici olmaya zorlanması sonucunda geleceğimizin sigortalarından birisi olan arılar/arıcılık/arıcılar büyük zarar görmüştür.
Daha önceki yazılarda günlük hayatımızda Fiziğin/Bilimin yerine ve depremlere karşı önlemlere dikkat çekmiştim.
Fizik/Bilimle uyumlu, ekosistemi koruyan, demokrasi ve barış için epey önemli alternatif yaşam biçimlerini konu alan Permakültürden söz etmek istiyorum. Bununla ilgili detaylı bilgiyi linkinde bulabilirsiniz.
Permakültür, Avustralya’lı araştırmacı/bilgin/doğa aşığı Bill Mollison’un “Permakültüre Giriş( SinekSekiz Yayınları, İst., 2012)” kitabında gayet detaylıca ve güzelce anlatılmaktadır.
Bill Mollison’ın Permakültür Yaklaşımının Temelleri:
- Doğayı gözlemle,
onunla işbirliği yap.
İnsan müdahalesi yerine, doğanın kendi sistemlerinden ilham al. - Enerjiyi ve kaynakları verimli kullan.
Su, toprak, güneş gibi kaynaklar en az kayıpla değerlendirilmelidir. - Çeşitlilik yarat!
Monokültür yerine çok çeşitli bitki ve hayvan türleriyle dengeli bir ekosistem kur! - Toplulukları güçlendir!
Permakültür, bireysel çözümlerden çok dayanışma ve yerel üretimi teşvik eder.
Permakültür, ” doğadan aldığını doğaya ver!” ilkesi üzerine kurulu bir hayat tarzı önerir.
Permakültür, sürdürülebilir bir tarımsal üretim olmadan eş-bölüşümcü ve eşitlikçi bir demokratik toplum söz konusu olamayacağını ifade eder.
Permakültür, doğayla barışık bir yaşam önerir. Doğayla barışık olmayan bir toplumsal hayat zamanla çölleşir ve yok olur.
Görece mutlu olmak, açlığa ve susuzluğa çare bulmak, gelecekteki kötü senaryoları önlemek, deprem riskini göğüslemek, toplumsal refahı artırıp görece demokratik bir rejimde yaşamak istiyorsak Fiziğin ve Bilimin, Permakültürün önerilerine kulak vermek ve bunları uygulamak zorundayız.
Tehditler açık, çözüm önerileri de…Hayat sizin, karar sizin!
Bilimle/Fizikle kalın…
Dr. İrfan Açıkgöz