PİRYOL- İstanbul’da çocuklara Kürtçe müzik eğitiminin verileceği Egîdê Cimo Ma açıldı. Ma Music Koordinatörü Şêrko Kanîwar, asimilasyon kıskacındaki Kürt çocuklarının alternatifsiz olmadığını vurguladı.
Diyarbakır’da 4 Mart 2017 tarihinden bu yana “Bu toprakların çocuklarını müziksiz bırakmayacağız” şiarıyla kültürel faaliyetlerini sürdüren Ma Music Akademisi, İstanbul’da yeni bir şube açtı. MA Music, 24 Kasım’da Egîdê Cimo Ma’yı açtı. Ma Music şubesinde, çocuklara Kürtçe müzik eğitimi verilecek.
Ma Music Akademisi Koordinatörü Şêrko Kanîwar, asimilasyona karşı Kürt çocuklarının anadillerinde şarkılar söylemesi için her yerde çocuklar için bir şube açılması gerektiğini vurguladı. Kanîwar, Ma Music’i açtıktan sonra 2021’de 0-5 yaş aralığındaki çocuklar için Zarok Ma’yı, daha sonra ise Diyarbakır’ın Sur ilçesinde Çand Ma’yı kurduklarını hatırlattı. Kanîwar, “Bugün de İstanbul’da açtık. Kürt çocukları nerde olursa olsun onlara ulaşıp Kürtçe müzik için onlara çaba verip alıştırmayı amaçlıyoruz. Bu toprakların çocukları için Kürtçe müzik okullarını açtık. Çünkü Kürt çocukları nerede yaşarlarsa yaşasınlar, onlar Kürdistan’ın çocuklarıdırlar. Ama aldıkları eğitimle yaşadığı her yeri Kürdistanlaştırabilirler” ifadelerini kullandı.
MA MUSİC’İN EĞİTİM SÜRECİ
Egidê Cimo Ma’da 2 ila 12 yaş aralığındaki çocuklara müzik eğitimi verileceğini aktaran Kanîwar, çocukların eğitimine anne ve babaların da katılabileceğini ifade etti. Çocukların öğrence süreçlerinde anne ve babaların da rolünün önemli olduğunu vurgulayan Kanîwar, “Çünkü biz burada Kürtçe müzik öğretsek bile kendi evlerinde Kürtçe konuşmuyorlarsa veya anne babalar çocuklarına Kürtçe müzik açmıyorsa burada verilen eğitimin bir anlamı kalmaz. Öte yandan 6-12 yaş aralığındaki okula başlayan çocuklar Zarok Ma Akademisi denilen müzik okulunda başlıyorlar. Buradaki çocukları 75 saat müziğin ritmini kaldıra biliyorlar mı diye sınavlar yapılıyor. 6 yıl boyunca eğitim alıyorlar. İlk yıl Kürtçe müzik eğitimi, ritim eğitimi, Kürtçe dili eğitimi, halay eğitimi alıyorlar. 2’nci yılda çocuklar artık enstrüman seçiyorlar. Ve artık yavaş yavaş çocuk orkestra ekibi oluşuyor” diye konuştu.
Egidê Cimo Ma Music Okulu’nun mekânsal olarak eğitim için müsait bir yer olmadığını, hedeflerinin Haziran ayında çocukların pedagojik eğitimine uygun, bahçesi olan, çocukların oynayabileceği Zarok Ma Köyü açmak olduğunu belirten Kanîwar, bunun için dayanışma kampanyasını başlatacaklarını ifade etti.
‘YOĞUN TALEP VAR’
İstanbul’da yoğun bir başvurunun olduğuna dikkati çeken Kanîwar, “Tabii imkân gerekiyor. Eğitimci gerekiyor ve bir eğitimci de bir günde yetişmiyor. Bazı arkadaşlarımız Ma Music Akademisi’nde mezun oldular ve şimdi burada eğitim verecekler. Yeni eğitimcilerimiz yetiştikçe ya Kürdistan’da ya da batıda yeni okullar açacağız. Burada 5 kişi eğitim verecek, ama haftada bir iki kişi Amed’den gelip gideceğiz” şeklinde konuştu.
MÜZİKLE GELİŞEN KÜRT KÜLTÜRÜ
Ma Music Akademisi’nde ilk üç yıl üç telli bir enstrüman olan tanbur eğitimi verdiklerini belirten Kanîwar, “Bu enstrümanın Rojhilat’taki Yarsan Kürtleri tarafından kullanıldı. Şu an Ma Music Merkez Akademisi’nde 100 çocuk bu enstrümanı çalıyor. Bu kuzey Kürdistan’da devrim niteliğindedir. Bunu İstanbul’a da taşımak istiyoruz. İstanbul’da yaşayan halkımıza artık alternatifsiz değilsiniz diyoruz. Artık kendi dilimizde çocuklarımıza Kürtçe şarkılar öğretip asimile olmasına engel olmak için bir kapı var. Burası ikinci evinizdir” diye belirtti.
AKTAŞ: ANNE VE BABALAR DİLDE ISRARCI OLMALI
Egidê Cimo Ma’nın eğitmenlerinden Sarya Ertaş, bunun kendisi için mutluluk ve heyecan verici bir durum olduğunu vurgulayarak, “Çünkü biz yıllardır bunu hedeflemiştik. Farklı farklı yerlerde popülizmin, Kürt dilinin ve kültürün yok edildiği şehirlerde, semtlerde Ma Music ve Zarok Ma açmak ve her açtığımız bir okulu yıllardır müzik için, kültür için emek veren kişilere vaat etmekti” diye kaydetti.
‘ANNE BABALAR ANA DİL İÇİN ISRACI OLMALI’
Kürtlere yönelik asimilasyon politikalarına dikkati çeken Sarya Ertaş, şunları söyledi: “Giyindiğimiz elbiselere dahi tahammülleri yokken, dile tahammül olmamasına çok şaşırmıyoruz. Her yerde Kürt çocuklarının kendi dilini ve kültürünü daha özgür ifade edebilecek alanla oluşturmazsak asimilasyon politikaları artar. Okulu açmamamızın en önemli nedeni Kürtçenin yaşatılmasıdır. Yaşamın her alanında Türkçe hakim dil olduğu için çocuk anne babasıyla bile Kürtçe konuşamıyor. Hata öncesinde Kürtçe konuşmayı bilen çocuklar anaokuluna başladıktan sonra Kürtçeyi tamamen unutuyor. Aileler de artık öğretmenlerin ‘çocuğunuz Türkçe bilmiyor, biz anlaşamıyoruz, çocuğun ilerlemesi problem’ gibi şeylerle karşılaşıyorlar. Zaten asıl müdahale okullarda başlıyor. Ailelerin bu konuda çok ciddi bir şekilde ısrarcı olmaları gerekiyor. Burada kendilerini rahat ifade edebilecekler ve ‘Kimse neden Türkçe konuşmuyorsun ya da sizin çocuğunuzu anlamıyoruz demeyecek’. Bu alan yaratıldı, umut ediyorum ki daha nicelerine ve daha güzellerine ulaşacağız.” (Kaynak: MA)