Diyarbakır Barosu’nun 2 gün sürecek 49’uncu Genel Kurul Toplantısı başladı.
Genel kurulun yapıldığı Çand Amed salonuna, 28 Kasım 2015’te Sur ilçesindeki Dört Ayaklı Minare önünde katledilen Diyarbakır Barosu eski Başkanı Tahir Elçi’nin fotoğrafı asıldı. Çok sayıda avukat genel kurula katıldı.
Saygı duruşu sonrası genel kurul başladı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, kadınların ve çocukların katledildiği, yargının bağımsızlığının ciddi anlamda sorgulandığı bir süreci yaşadıklarını belirtti.
Diyarbakır Barosu’nun bu hukuksuzluklara karşı ortaya koyacağı tutumun önemli olduğunu vurgulayan Eren, “Filistin’de 40 binin üzerinde kişi yaşamını yitirdi. Savaşın, çatışmanın, şiddetin en acı tecrübesini yaşamış halk olarak, insanların barış içerisinde yaşamasını sağlamakta sorumluluğu olan tüm kurumlara bu çatışmayı durdurma konusunda çağrıda bulunuyorum” dedi.
‘BARIŞ’ VURGUSU
Eren, siyasetteki gelişmelere işaret ederek, “Son günlerde Türkiye’de yeniden barışın ve çözümün konuşulması bizi ne kadar umutlandırdığını, beklenti içine soktuğunu gözlemleyebiliriz. Amed Barosu hiçbir zaman toplumun taleplerinden kendini uzak tutmadı, tutamaz da. Bu ülkenin toplumsal sorunlarının, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü açısından en ufak söylem bizi umutlandırıyor. Önümüzdeki günlerde yeni bir barış, çözüm sürecinin oluşabilmesi için Amed Barosu’na büyük sorumluluk düşmektedir. Amed Barosu’nun aynı şekilde Kürt sorunun çözümü konusunda sorumluluk alacağı bilinmektedir” diye kaydetti.
KAYYIM ATAMALARI
Türkiye’de hukukun üstünlüğünün askıya alındığını belirten Eren, “AİHM’in kararları mahkemeler tarafından uygulanmıyor. Sayın Demirtaş’ın, Kavala’nın tahliye edilmesi için verilen ihlal kararları bertaraf edildi. Amed Barosu bu zorlu koşullarda, Kürt hak hareketinin önemli temsilcisi olan avukatlarla birlikte gereken çalışmaları ve mücadeleyi sürdüreceğinden de kimsenin kuşkusu olmasın. Yanı sıra Kurdistan kentlerinde bizlerin seçilme hakkına da müdahale edildi. Önce Wan’da sonra Colemêrg’te Kürtlerin seçme hakkına müdahale edilmek istendi. Ama halklar buna gösterdiği direnişle, önümüzdeki günlerde de buna karşı çıkacağını gösterdi” dedi.
CEZASIZLIK POLİTİKALARI
Cezasızlık politikasının özellikle Kürtler üzerinde yaygın bir politika olarak yürütüldüğüne dikkat çeken Eren, “Ömrünü insan hakları mücadelesine adayan Baro Başkanımız Tahir Elçi buna örnektir. İsteksizlikle dava açıldı ama aynı isteksizlik yargılama sürecinde de devam etti. Tahir Elçi dosyası cezasız bırakılmak istendi. Bu mesaj aslında Tahir Elçi’nin çizdiği, savunduğu ve Kürtlere karşı bu ülkede savunma yapan her insan hakları savunucusuna karşı verilen bir mesajdı. Kürtlere bu mesajı göstermek için bu kararı verdiğini iyi biliyoruz. Tahir Elçi dosyasının cezasız kalmaması için mücadele verdik, bundan sonra da hem baro olarak hem de dostları olarak mücadele vereceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın” şeklinde konuştu.
‘AMED BAROSU’NUN MÜCADELE GELENEĞİYLE SESİMİZİ ÇIKARMAYA DEVAM ETTİK’
Halay, şarkı ve sloganların dahi suç sayıldığı ve insanların bu nedenle tutuklandığına dikkati çeken Eren, “En hassas olduğumuz yer rengimiz, dilimizdir, kültürümüzdür. O yüzden bu saldırıların altında da Kürt meselesinin altındaki çözümsüzlüğün yattığını çok iyi biliyoruz. Kürtler cezaevinde tecrit altında tutuluyor, ölüme mahkum ediliyor. Uzun cezalarla cezaevinde tutuluyor. Biz Amed Barosu olarak 2 yıl süreç içerisinde hak, hukuk mücadelesiyle bu haksızlıklara karşı durmaya çalıştık. Amed Barosu’nun mücadele geleneğiyle sesimizi çıkarmaya devam ettik. Bundan sonra baronun geçmişten gelen bu geleneği sürdüreceğinden kaygımız yok” ifadelerini kullandı.
Sonrasında Diyarbakır Barosu’nun çalışmalarını içeren bir video sunumu yapıldı. Genel kurul, baronun faaliyet raporuyla devam ediyor.