PİRYOL- Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’deki gelişmeler ve YPG konusunda yaptığı değerlendirmelerde, “Biz Suriye’deki kardeşlerimizin kendi topraklarındaki tehdidi elemine etmesini bekleyeceğiz” dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan YPG’nin Suriye’deki varlığına ilişkin olarak, “YPG’nin ortadan kaldırılması bizim stratejik hedefimiz. Biz Suriye’deki kardeşlerimizin kendi topraklarındaki tehdidi elemine etmesini bekleyeceğiz. Bir an önce Suriyeli olmayan YPG içindeki unsurların ülkeyi terk etmeleri gerekiyor. YPG’nin bütün komuta kademesinin de ülkeyi terk etmeleri gerekiyor. Daha sonra kalanların silahlarını bırakıp yaşamayı sürdürmeleri gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye’nin Şam Büyükelçiliğinin bugün faaliyete geçeceğini açıklarken, Suriye’deki değişime ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Suriye’de yaşanan gelişmelerle ilgili NTV’ye konuştu.
Bakan Fidan, Waşington-YPG ile ilişkisini değerlendirirken; “Bir an önce Suriyeli olmayan YPG içindeki unsurların ülkeyi terk etmeleri gerekiyor. YPG’nin bütün komuta kademesinin de ülkeyi terk etmeleri gerekiyor. Daha sonra kalanların silahlarını bırakıp yaşamayı sürdürmeleri gerekiyor” dedi.

“MİT’İN FAALİYETLERİ ETKİLİ OLMUŞTUR”
Suriye’deki Esad rejimin devrilmesinin Rusya ve İran’ın desteğinden kaynaklı geciktiğini belirtirken, Suriye’deki muhaliflere verdikleri desteklere ilişkin olarak şu ifadeleri kullandı: “Suriye muhalefetinin hayat bulmasında Milli İstihbarat Teşkilatı’nın vatansever üyelerinin faaliyetleri etkili olmuştur. Diğer yandan Suriye’de yaptığımız harekatlarda görev almış askerlerimiz ve subaylarımızın hakları ödenmez. Milli İstihbarat Teşkilatı daha ön alıcı bir görevde bulunuyor. Türk Silahlı Kuvvetleri ise caydırıcılığı uyguluyor. Bunlar ancak büyük devletlerin uygulayabileceği şeyler. Cumhurbaşkanımızın geliştirdiği strateji doğrultusunda tehdidi kaynağında bulup yok etme yoluna gidiyoruz.”
İKİ ENDİŞE
Fidan, Suriye’nin yeni bir güç/nüfuz mücadelesi alanına dönüşme riskine ilişkin olarak da şunları kaydetti: Bu risk her zaman var, onun için yapıcı davranmak gerekiyor. Biz bu konuda çok duyarlıyız. Gereken diplomatik ve istihbari adımları atmak gerekiyor. Belli endişelerin olmasını son derece normal karşılıyorum. Maksatsız endişe sahibi olanları haklı buluyorum ve bu endişelerin giderilmesi lazım. Bu sebeple kapsamlı bir diplomasi geliştiriyoruz. Biz iki riskli alan gördük. Bunlardan ilki Rusya ve İran’ın güç kullanması. İkincisi ise bölgedeki ülkelerin gelişmeleri yanlış yorumlaması. Arap ülkeleri dışişleri bakanlarıyla görüşerek neler yapmamız gerektiğini görüştük bu sebeple. Ancak esas itibarıyla ciddi bir karşıtlık görmedik.”

“ÇOK TEHLİKELİ BİR STRATEJİ, KENDİLERİNE HABER YOLLADIK”
Fidan, İsrail’in Golan Tepeleri hamlesine ilişkin de şunları söyledi: “İsrail ordusu Golan’da içeri girdi, önemli startejik tepeleri kontrol altına aldı. Şam’a 25 km kadar yaklaştı. Netenyahu “Golan tepeleri sonsuza kadar İsrail’in bir parçası olacak.” dedi. Dahası İsrail “Esad’ın” diyerek, -ki Esad gittiğine göre artık Suriye halkının olan- ülkenin bütün askeri gücünü, tesis ve depolarını vuruyor. İsrail’in amacı fırsattan istifade toprak kazanmak mı? İsrail burada olabilecek en kötü senaryoyu belirleyip tedbir paketi geliştirmiş. Esad rejiminin kabiliyetlerini İsrail biliyordu. İsrail yeni yönetimin durduğu yerden emin olmadığı için bir strateji geliştirdi. Bu strateji çok tehlikeli bir strateji, kendilerine haber yolladık, artık bu noktaları bombalamaktan vaz geçin.”

“SİLAHLARINI BIRAKIP YAŞAMAYI SÜRDÜRMELERİ GEREKİYOR”
Fidan, ABD YPG ilişkileri konusunda da şunları ifade etti: “Bizim pozisyonumuz değişmedi. ABD’den ve bazı Avrupa ülkelerinden muazzam bir destek almıştır. PKK, Suriyeli Muhalifler yıllardır savaşıyorlar, bundan sonra Şam’daki yönetimin atacağı adamlar neticesinde YPG’nin çok fazla bir zemin bulamayacağını düşünüyoruz. YPG’nin ortadan kaldırılması bizim stratejik hedefimiz. Biz Suriye’deki kardeşlerimizin kendi topraklarındaki tehdidi elemine etmesini bekleyeceğiz. Bir an önce Suriyeli olmayan YPG içindeki unsurların ülkeyi terk etmeleri gerekiyor. YPG’nin bütün komuta kademesinin de ülkeyi terk etmeleri gerekiyor. Daha sonra kalanların silahlarını bırakıp yaşamayı sürdürmeleri gerekiyor. Suriye’nin artık hakim milli bir hükümeti var. Bunlar gelecekler. YPG tanımazlar bunlar, başka güç de tanımazlar. Kendi toprağını, kendi egemenliğini geri alırlar.
Batılılar DEAŞ’lı olanları kendi vatanlarına getirmemek için başka bir terörist örgütü kullanıyorlar, bunun bize ürettiği yükü umursamıyorlar. Avrupalı devletlerin kendi DEAŞ unsurlarını alıp götürmesi gerekir. Avrupa’nın YPG tarafından sürekli şantaja tutulması akıl tutulması. DEAŞ’la mücadele dedikleri aslında DEAŞ tutuklarına yapılan gardiyanlık işi.”