Welg Medya Genel Yayın Yönetmeni ve İmtiyaz Sahibi Mehmet Al Demir, son yıllarda Alevilik üzerine süregelen tartışmaların derinliklerine inen çarpıcı bir yazı kaleme aldı.
Demir, Aleviliğin İslam’ın bir mezhebi mi yoksa kendine özgü bir inanç sistemi mi olduğu konusundaki tartışmaları ele alarak, bu konuda yaşanan ikilemleri ve iki yüzlülükleri gözler önüne serdi.
Alevilik üzerine büyük tartışmalar
Demir, Aleviliğin İslam’ın özü olduğunu iddia eden kesimlerin, İslam’ın bir şartını bile yerine getirmeyerek gerçek Müslümanlardan farklı olduklarını belirtti. Bu kesimlerin, İslam’a inanıp savunan gerçek Müslümanlar tarafından reddedildiğini, ancak yine de Aleviliğin İslam’ın özü olduklarını iddia etmekten vazgeçmediklerini ifade etti. Demir, bu durumu “asimilasyon olmuş kesim” olarak nitelendirerek, bu kesimlerin İslam’da namaz ve Ramazan orucunun olmadığını söylemeye başladıklarını vurguladı.
Demir, Aleviliği İslam’ın bir mezhebi olarak görenlerin, aslında gerçekle ilgisi olmayan bir mezhep yarattıklarını söyledi. İslam’ın temel şartlarından birini dahi yerine getirmeyen bu kesimlerin, İslam’a inanan ve onu savunan gerçek Müslümanlar tarafından “siz bizden değilsiniz” şeklinde reddedildiğini belirtti. Buna rağmen, bu kesimlerin hala İslam’ın özü olduklarını iddia etmekten vazgeçmediğini ifade etti. Hatta daha da ileri giderek, İslam’da namaz ve Ramazan orucu olmadığını söylemeye başladıklarını dile getirdi.
İki yüzlülüğün trajedisi
Aleviliğin kendine özgü bir inanç olduğunu savunanların da trajik bir durumda olduklarını belirten Demir, federasyon ve dernek başkanlarının ikiyüzlü davrandığını iddia etti. Aleviliğin özgün bir inanç olduğunu savunan bu kesimlerin, yine de İslam peygamberi ve halifeleriyle ilgili ritüelleri devam ettirdiğini, İslam’ın 12 imamı için yas tuttuğunu ve bu durumu “bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır” sözüne rağmen sürdürdüklerini belirtti. Demir, bu kesimlerin hakka uğurlama erkanı dışında, İslam’ın özünü savunanlardan farklarının olmadığını belirterek, söylemlerinde ve uygulamalarında ciddi bir tutarsızlık olduğunu vurguladı.
Bektaş Veli’nin sözü ve asimilasyon girdabı
Demir, Hacı Bektaş Veli’nin İslam peygamberi ve halifeleriyle ilgili tek bir sözünün olmadığını hatırlatarak, Alevilik liderlerinin bu asimilasyon girdabından çıkmaları gerektiğini vurguladı. “Hararet nardadır, saçta değil; keramet baştadır, taçta değil. Her ne ararsan kendinde ara, Mekke’de, Kudüs’te hacda değildir” sözlerini hatırlatan Demir, Alevilik liderlerinin bu ikiyüzlülüğü sona erdirmeleri gerektiğini belirtti. Demir, Alevi liderlerinin, İslam peygamberi, halifeler ve imamlar konusunda tutarsız bir sevda içinde olduklarını ve bu durumun Alevilik inancının özüne aykırı olduğunu ifade etti.
İslam ve Alevilik Ayrımının netleştirilmesi gerekiyor
Demir, Aleviliğin İslam’ın bir mezhebi olmadığını, kendine özgü bir inanç sistemi olduğunu belirterek, Alevi liderlerinin bu gerçeği kabullenmeleri ve uygulamalarını buna göre şekillendirmeleri gerektiğini vurguladı. İslam peygamberi ve halifelerine yönelik sevdanın, Alevilikle bağdaşmadığını belirten Demir, Alevi inancının özüne dönülmesi gerektiğini savundu. Bu bağlamda, Aleviliğin bilimsel düşünceyi ve etiği rehber edinmesi gerektiğini belirten Demir, Alevi liderlerinin iki yüzlü davranışlarına son vermeleri çağrısında bulundu.
Sonuç ve çağrı
Mehmet Al Demir, Aleviliğin özüne dönülmesi gerektiğini ve bu konuda herkesin kokuları atarak net olması gerektiğini söyledi. Demir bilimin yol gösterici olması gerektiğini savunan Demir, Alevilik liderlerini dürüst ve samimi olmaya çağırdı. Alevilik inancının, bilimsel düşünceyi ve etiği rehber edinmesi gerektiğini vurgulayan Demir, “Bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır” sözünü hatırlatarak, Alevi inancının özüne dönülmesi gerektiğini savundu.