Türkiye ekonomisinin geldiği noktada artık insanlar yoksullukla değil açlıkla yüz yüze. Yoksul insanlar artık kuru ekmeği, yavan bulguru nasıl alacağını kara kara düşünüyor.
Memlekette fiyat artışları, fahiş zamlar, stokçuluk vs. bütün bunlar yeni yaşanmıyor. Dövizdeki dalgalanmanın fiyatlara yansıması da yeni olan bir şey değil. Vatandaş olarak zam yağmuruna da yabancı değiliz. Ama son bir ayda yaşananlara baktığımızda bütün bunların yoğunluğu o kadar fazla ve her şey o kadar çığırından çıkmış ki, bu durumu normal değerlerle izah etmenin olanağı maalesef ki yok.
Bugünlerde asgari ücret tespit komisyonu da toplantılarını sürdürüyor. İşveren temsilcileriyle, işçi temsilcileriyle -ki bunların da sarı sendikalar olduğu ve son tahlilde sermaye sınıfına çalıştıkları ve işçileri sürekli sattıkları da sır değil- buluşuyorlar. Teklifler havada uçuşuyor. İşveren temsilcileri asgari ücret zammını canından kopararak vermeye çalışırken, sarı sendikalar da patronları fazla incitmemeye yeminli gibi ucundan ucundan bir zam için patinaj yapıp duruyorlar.

Yoksulluk yerini açlığa bırakıyor
Asgari ücretin zamla birlikte 4 bin TL olacağını telaffuz eden de var daha azına işçileri alıştırmaya çalışanlar da var. Derken, üç aşağı 5 yukarı asgari ücrete gelse gelse yüzde 30-40 civarında bir zam yapılmaya çalışıldığı ortada. Oysa vatandaşın ihtiyaç duyduğu temel yaşam malzemelerine gelen zamlar da ortada. Her şey yüzde 100’ün üzerinde zamlanırken, yüzde 40 zam kime, neye yetecek? Kaldı ki, bu şuan ki durumda böyle yani fiyatlar şuan sabit tutulsa ve asgari ücrete yüzde 40 zam geldiği varsayılsa yine geçen yıla göre yurttaşların alım gücü en az yüzde 60 azalmış olacak. Yani asgari ücrete gelecek zam bile insanların yoksulluğunun daha da artmasını önleyemeyecek. Tabii buna yılbaşından hemen sonra gelecek zamları da ekleyin. Sonra her ay güncellenecek olan yeni fiyatları falan filan derken, asgari ücret zammı kuş olurken, halkın yoksulluğu daha da katmerli bir hal alacak.
Yoksul yurttaşın sofrası kırmızı etin eksik olmasına alıştık artık. Artık kimse bunun da derdinde değil. Ama artık ekmek ve bulgur almak da sorun haline gelmiş durumda. İnsanlar artık ekmeğin yanına katık edecekleri bir şey bulmaktan geçti ekmeğin kendisini bulmak sorun haline geldi. Un fiyatları aldı başını gitti. Torbası 320 TL’yi geçen un fiyatları yılbaşından sonra ne kadar artar bunu öngören yok. Geçen yıl kilosu 4-5 TL olan bulgur şimdi 13.50 TL’yi gördü ve fiyatı yerinde duracak gibi de gözükmüyor. Kış aylarında patates ve soğanın fiyatının daha da artacağı da sır değil. Yağ fiyatlarındaki artış ortada. Anlaşılan yurttaşları bu kış sıkı bir diyet bekliyor. Zaten tuvalet kağıdı ve peçeteye gelen zamlar da gösteriyor ki, mümkün mertebe az yemek en iyisi. 32 lira olan tuvalet kağıdı bir yılda 132 lira oluyorsa mutlaka bir bildikleri vardır.
Vatandaş zaten uzun süredir eğlenceye, tatile para ayıramıyordu. Sosyal yaşam deseniz ona da para yetişmiyordu. Giyim kuşam falan o da artık lüks oldu. Geriye kala kala vatandaşın yemesi içmesi kalmıştı ve bugün itibariyle onu da çok gördüler. Vatandaşın cebindeki para artık yemesine, içmesine yetmiyor. İnsanca beslenme koşullarını geçtik, artık kuru ekmek, bulgur da vatandaşa lüks oldu. Pirinç yemeyelim, bulgur yeriz diyen de artık kara kara düşünüyor. Buğdayın 5 TL’yi geçtiği bir yerde bulgur, makarna fiyatları da aldı başını gitti. Yani, vatandaşın artık boğazından da kısacak bir şeyi kalmadı. Vatandaş kuru ekmek yavan bulgur da yese artık geçim olmuyor.
Kira, faturalar, ulaşım giderleri, giyim vs. derken, vatandaşın cebinde kalan 3 kuruş paranın gücü artık her gün ekmek, bulgur yemeye de yetmez olmuş ve bunun daha ötesi de yok. Vatandaş bugüne kadar karın tokluğuna çalışırdı ama artık karnı da doymayacak. Boş tencere, boş mide derken artık ne gidecek yer ne de dayanacak hal kalıyor. Ama hala daha ekonomi büyütecek, böyle uçacağız, şöyle kaçacağız nutukları atılıyor. Yeter artık, atıp tutmanın da bir sınırı olmalı. Her şeyi geçtik, insanda biraz olsun utanma olmalı. Vatandaşın hali ortada, asgari ücrete asgari bir geçim dahi olmuyor. Yoksulluğu geçtik, insanlar artık açlıkla cebelleşiyor.