Olumlu Yan Bizi Kör Etmesin
Esat Korkmaz
Günümüzde şeffaflık, iletişim özgürlüğüne bağlanarak, neredeyse dokunulmazlık kazanmış durumda: Bu dokunulmazlık, unutmayalım bize bir yaradır; yaramızın ne olduğunu anlayabilmek için yaramıza koşup, şeffaflık algısıyla kucaklaşmak durumundayız:
Eylemlerimiz-etkinliklerimiz hesaplanabilir-yönetilebilir kılınarak, sistemin güttüğü sürece eklemlenir eklemlenmez, şeffaflık doğuma hazırlanır ya da şeffaf olarak doğarız.
Ötesinde, şeyler-nesneler tikel hallerinden özgürleştirilerek, fiyatlarla ifade edilebilir duruma taşındığında, şeffaflık bize, -Günaydın!, der; biz de acı bir gülümsemeyle -Günaydın!, deriz.
Bu iki yolla şeffaflık her şeyi tek-tipleştirir; bizler de bu tek-tipleşmenin yarattığı olumluluklar dünyasında, aynılığın cehennemini yaşarız.
Yaşanılan cehennem koşulları, ötekiliği-aykırılığı, yani sistemi sorgulayacak olumsuzluğu silerek, sisteme istikrar kazandırır:
Demek ki şeffaflık, bilmekle bilmemek arasındaki boşluğu iptal eder ve her şeyi bilinir kılar; böylece güven denilen şey, gereksiz duruma gelir. Daha doğrusu şeffaflık, bir yandan güven yaratırken diğer yandan güveni yıkar ve sistemi sorgulayacak olan hemen her türden olumsuzluğu, tedavülden çeker.
Unutmayalım: İnsan hiçbir koşulda şeffaf değildir; açık dille, böyle bir yetenekten yoksundur: İnsanın şeffaf olduğunu kabul etmek, bilinç ile bilinçdışının özdeş olduğunu kabul etmek demektir. Bu, birey olmadığımızı-olamadığımızı, herkes olduğumuzu kanıtlar; bilinçlilik ile bilinç-dışılık halinin özdeş olmama durumu, bizi biz yapar.
Tersi durumda şeffaflık, başkalarının bakışına, bakışı yoluyla tecavüzüne maruz kalırız; herkesin herkes anlamında parçası oluruz, her birimiz biz olarak, artık dolaşımdan kalkarız; birey olma halimiz yok hükmündedir.
Yok hükmünde olmanın bir gereği olarak ruhlarımız, tek-tipleşme cehenneminin ateşiyle kendini ateşe verir, yani ruhlarımız intihar eder: “Peter Handke’nin düştüğü notun anlamı da bu olsa gerek: ‘Beni yaşatan şey, başkalarının hakkımda bilmedikleridir.’ Tamamen şeffaf olan şey makinedir ancak. Oysa insan ruhu bir makine değildir. Yaşamı yaşam kılan içsel derinlik, … şeffaflığın karşısında yer almaktadır. Hiç şüphesiz insan özgürlüğü de bütüncül bir şeffaflığa imkân tanımaz. Ayrıca şeffaf bir ilişki cazibesi olmayan ölü bir ilişkidir. Sadece ölün olan şeffaftır…” (1)
İlksellerde, ölenin yüzüne beyaz maske takarlar: Çünkü, beyazın sırrı boşalmış ve renkleri renk yapan farklılıklar silinmiştir; silinmeyle görünüşe taşınan şeffaflık, renkleri ortadan kaldırmış ve bütün renkler beyazın cehennemine akmıştır: “‘Afrika’da insan öldüğünde renkleri boşalır, ölüm maskelerinin beyaz olması bunu anlatır’” (2)
Kaynakça
1) Han, Byung-Chul; Kapitalizm ve Ölüm Dürtüsü-Çev.: Çağlar Tanyeri-; İnka, Baskı, İstanbul- 2021, s, 47
2) Korkmaz, Esat; Siyah ve Sanat, Demos, İstanbul- 2022, s, 30