Yürüdüğü yola inanmamış, yolun çilesini çekmemiş, zahmetine katlanmamış, adaletsizliği, hukuksuzluğu yol eylemiş, benlikten arınmamış, ihtiras ve egosunu yolun önüne koymuş, hakça bölüşmeyi bilmeyenlerin inancımızı, yolumuzu, yol adına kendi bireysel hırsları, çıkarları için kullandıklarını görünce esas çürümenin, en büyük yıkımın içeriden yapıldığını görmemek için kör olmak gerek.
Anadolu Kızılbaş alevi toplulukları bu yol için çok ağır bedeller ödediler, acılar çektiler, ateşlerde sınandılar, yalın ayak üryan yola revan oldular, daha yakın tarihimizde ziyaretgahlara, dergahlara, niyaz olmak için giden canlar bu kapıya varmadan iki-üç kilometre kala ayakkabılarını çıkarıp, yalın ayak ziyaretgâhların kapısına varırlardı, o yazın kavurucu sıcağında ayaklarının yandığını, ayaklarına batan dikenin, çakıl taşının acısını hissetmezlerdi.
Hak ve hakikate İnanıyorlardı, yoluna, inancına bağlıydılar.
İkrarlıydılar, boşuna söylememişlerdi,
‘ Öl ikrar verme, Öl ikrarından dönme’ diye.
Bugün Alevi toplumunun kazanımları, sunduğu desteklerle Aleviliği kendi konforlu yaşamı için kullananların, Alevilerin değerlerini kullanarak sadece kendi bireysel varlıklarını var eden, en lüks otellerde konaklayan, en lüks araçlarla, dünyayı turlayanların gök gürültüsünü andıran çığlıkları, yolumuzun, inancımızın, alevi toplumunun çektiği acıları, zorlukları gölgelemiştir.
Benlik, ego, hırs Aleviliğin olmazsa olmazlarından olan rızalık anlayışını ortadan kaldırmıştır, aleviler bugün rızalıktan uzaklaşmıştır, rızalık kavramı mevcut yanlışların üstünü örtmek içindir.
Rızalığa, ikrara bağlı, Hak ve Hakikat için yolla revan olanlarda benlik olmaz, ihtiras, ego, kin, gıybet olmaz, usulsüzlüklerin üstü örtülmez, usulsüzlüklerin üstünün örtülmesi için yalan, yanlışa başvurulmaz, varsa bir yanlış, usulsüzlük yol içinde yol diliyle çözülür.
Bugün ne haldeyiz? Hesap vermemek için bin dereden su taşınıyor, birileri bu kirli suyun taşıyıcılığını üstlenmiş, bu kirli bir sudur, bu kirli su pınarı kirletir.
Benlikten sıyrılmayan kurumları adeta kendi bireysel varlıkları olarak görüp canları ötekileştiren, ayrıştıranların maksadı art niyetlidir. Bu anlayışa sahip olanlar bu yola revan olmaz, olamazlar, pratiklerine, söylemlerine bir bakın bir uyumluluk varımdır?
Çıkarları neyi gerektiriyorsa ona göre davranıyorlar, bugün yan yana yürüdükleri insanları en acımasız şekilde yerin dibine batırıp çıkarıyorlar, karşı oldukları ile hiç bir şey olmamış gibi sarılıp kucaklaşıyorlar, bu kucaklaşma yol için değildir, çıkar birliğidir, çıkarları için kucaklaşıyorlar.
Aleviler bu insanları görmeli ve tanımalı, bu yolla zarar verenlerin daha çok inancımız ile oynamasına izin vermemelidir.
Aşk İle Kalınız.
Nurten Yalnız.