Wuhan’dan dünyaya yayılan korona salgınıyla dünya gündemine oturan pandemi süreci can alamaya devam ediyor.
Özellikle sağlık çalışanlarında meydana gelen can kayıplarının sarsıcı etkisi altında pandeminin ölümcül yüzü daha da görünür bir hale geliyor.
Semptoluydu, semptomsuzdu, vaka mıydı hasta mıydı tartışmalarının gölgesinde virüs bulaşı hızına hız katarken, aşı çalışmalarının sonuçlarından da bir hayli uzakta olduğumuz gerçeği tünelin ucunda ışığın henüz görünmediğini ve ufukta aşı maşı muhabbetlerinin kuru gürültüden öte bir anlam taşımadığını gösteriyor.
10 günlük karantinada evde tedavi
15 Ekim itibariyle Sağlık Bakanlığı turkuaz tablonun daha şeffaf olacağına dair açıklamalarda bulunuyor. Memleketin birçok ilinde vaka sayılarında ciddi artışlar söz konusu. COVİD-19 testi pozitif çıkanlar birbiri ardına evlerde karantinaya alınıyor sessiz sedasız. Her ne kadar hastanelerde yer var mı yok mu, yoğun bakımlarda durum nedir ne değildir tartışmalarına girmeden 2 haftalık karantina altında 5 günlük “Favicovir” tedavisi ile olmadı bir haftalık pönomi tanısı eşliğinde alınan antibiyotiklerle hastalığı defetmek mümkün hale gelmiş vaziyette.
Kalıcı antikor oluşmuyor
Sürü bağışıklığının insani olmadığına dair Dünya Sağlık Örgütü açıklamalar yapsa da vaka sayılarındaki ciddi artışlar da gösteriyor ki, toplum peyder pey virüsle tanışıyor ve öyle ya da böyle virüsü bünyesinden def etmesini biliyor. Evet, virüs akciğerlere iniyor, birçok organda tahribat da olabiliyor. Kimi vakalarda ciddi semptomlar baş gösterebiliyor. Ama eninde sonunda insanlar bir şekilde virüse karşı antikor oluşturabiliyor. Kalıcı da olmasa en azından virüsü atlatmanın rahatlığı ile üç beş ay rahat bir nefes alabiliyor.
Online psikolojik destek sağlık çalışanlarıyla sınırlı
Virüs geldi, geçti, kalıntıları zamanla vücuttan atılıyor, atılacak. Testle negatife döndü. Ciğerlere temiz hava dolmaya başladı. 14 günden sonra temiz temiz soluduğumuz havaya şükreder hale geldik. Ama kabus bitti mi, daha değil. Çünkü henüz aşı bulunmadı ve yaygın bir dağıtımdan söz etmek için daha çok erken. En iyimser ihtimalle daha bir yıl var pandeminin olumsuz etkileri ile baş başa kalacağız. Halihazırda sağlık çalışanlarına online psikolojik destek de söz konusu ama vatandaşın halini sormayın gitsin. Panik atak, anksiyete, kaygı bozuklukları almış başını gitmiş. OKB hastalıkları su yüzüne çıkmaya başladı, başlayacak. Topluma henüz ciddi bir psikolojik destek yok. İnsanlar bu sürecin travmatik etkileriyle nasıl baş edecek? Bu sorunun net bir cevabı yok.
Virüs kapmamak için hastanelerden uzak durma hali
İnsanlar halihazırda normal sağlık hizmetlerini erteleye erteleye kronik hastalıklarıyla baş başa kalış durumdalar. Hastanelerde Covid-19 kapma riski birçok şeyden ağrı basıyor. Ya virüs kaparsam korkusuyla hastane ortamlarından uzak durma halleri insanların normal rutinleri arasına girdi. Virüs kapmaktansa bir süre daha evde idare ederim bakışıyla birçok hastalık bir sonraki bahara ertelendi. Ertelenmek zorunda kalındı. Turkuaz tabloda her ne kadar bunlar kendine yer bulmazsa da vatandaşın gerçek yaşamında durum bu halde.
İşçilerde virüsün bulaşı hızı daha fazla
İşçilerde korona olma riskinde ciddi artış söz konusu. İşleyen demir bir yandan ışıldarken, diğer yandan da virüsle karşı karşıya kalıyor. İş Sağlığı Güvenli Meclisi verilerine göre, koronaya yakalanan işçi sayısında ciddi artışlar söz konusu. Türk Tabipler Birliği verileri ise vaka-hasta sayısında bildirilmeyen verileri ifşa etmeyi sürdürüyor. Tüm bunlardan ve yaşamını yitiren sağlık çalışanlarının cenaze törenlerinden de anlaşılıyor ki, virüse karşı henüz istenilen noktada değiliz.
Virüse bulaşmadan…
Virüsle mücadelede maske, mesafe ve hijyen konusuna bir süre daha sıkı sıkıya uymak zorundayız. Aşı bulunana ve yaygın bir aşı dağıtımı olana kadar virüsü kendimizden, sevdiklerimizden uzak tutma gayreti içinde olacağız. Bunun dışında görünen başka da etkili bir yönetme yok. Virüse bulaşmadan normal sosyal yaşama usul usul karışacağız.