Birlik meselesi üzerine çokça yazıldı çizildi. Birlik ihtiyacı ya da ayrışma zorunluluğu üzerine ciddi bir külliyat oluşmuş durumda. Ama tüm bunlara rağmen ne birlik tartışmaları bir nihayete erdi ne de sağlıklı birlikler konusunda elle tutulur bir pratikleşme yaşandı.
Aslında meselenin temelinde birlik ihtiyacının neden gündeme geldiği belirleyici olsa da birlik sürecinin yöntemsel yaklaşımı da istenen ya da oluşan birliklerin niteliği konusunda iyi kötü bir fikir veriyor.
Birlik için birlikte iş yapma kültürü geliştirilmeli
Neden ne için, kimlerle, hangi temelde nasıl bir birlik sorularının yanıtları ne kadar sağlıklı şekilde verilirse birlik sorun olmak yerine pratik bir süreç olarak işlerlik kazanır. Birlikte esas olan aynıların aynı, ayrıların ayrı yerde olması prensibidir. Organik birliklerde bu kriter olmazsa olmazdır. Bunun dışındaki birlikler ise güçle ya da güçsüzlükle alakalı birliklerdir. Tek başına bir şeylere güç yetiremeyen herkes yanında yöresinde birleşeceği, gücüne güç katacağı arayışlara yönelir. Birlik ihtiyacının güçten ya da güçsüzlükten dolayı kaynaklı olması en yaygın olan birlik arayışıdır. Bunu bireylerden tutun da toplumdaki tüm organizasyonlarda görebiliriz. Hiç kimse tek başına yapabileceği bir şey için bir başkasından ya da başkalarından yardım istemez. Zaten dönemsel güç birlikleri ki, en yaygın olan birlik türüdür temelinde güç yetersizliğinden kaynaklanır.
Aynıların aynı yerde olması prensibine göre birlik ihtiyacı ya da ayrı durmanın anlamsızlığı bir yana Türkiye toplumuna baktığımızda birliklerin ekseriyetinin bundan kaynaklamadığını görürüz. Türkiye siyaseti ve özellikle de sol-sosyalist siyasette birlik tartışmaları her dönem güçsüzlük üzerinden bir arayışa tekabül etmektedir. Türkiye devrimci hareketinin tarihine birazcık göz atan herkes birlik tartışmalarının genelinde güçsüzlükten kaynaklı bir arayışın olduğunu görmekte zorlanmayacaktır. Zaten sol siyasette birlik tartışmalarından çok ayrışmalarla anılan bir külliyat oluşmuştur. Sol siyasetin parçalılığı ve soldaki grupçuluk davranışlarının yaygınlığı da bunun bir özetidir.
Türkiye siyasetinde aslında birlik tartışmaları sağlıksız bir zeminde yapılıyor. Birlik meselesini gündeme almaktan önce birlik yapılması umulan kesimlerle önce birlikte iş yapma kültürünü geliştirebilecek adımların atılması daha doğrudur. Ama nedense olmayan da budur. Birlikte iş yapamayan belki de pek de iş yapmaya niyeti olmayanlar birlikçi geçindikleri için birlik meselesi de bu yanıyla haddinden fazla yıpratılmıştır.
Organik birlikler bir yana dönemsel olarak ya da belli eylem ve etkinlikler için oluşturulan güç birlikleri önemlidir. Ama burada da farklılıklara saygı ve benzeşmeyen yönlere rağmen birlikte iş yapabilme kültürü konusunda ciddi eksiklikler söz konusu. Ortak bir amaç için birbirinden farklı birey, grup, organizasyon vb. güç birliği için bir araya geldiğinde ortaklaşılan amaca yönelik iş yapmaktansa, birbirinin farklılıklarını öne çıkaran ve birbiriyle didişen bir noktada enerjilerini heba ediyorlar. Tabii böyle bir noktada da aslında iş yapmaktan çok boş laf üretenlerin didiştiği kısır platformlara dönüşüyor.
Türkiye’de birlik olma “bir olma, iri olma diri olma” durumundan ziyade birlik tartışmalarıyla tüketilen bir sürecin defaatle tekrarlandığı ve oldukça da yıpratıldığı bir durum olduğu için aslında artık bu konular insanlara kabak tadı vermiş haldedir. Aslında mesele birlik olmaları gerekenlerin birlik konusunu gündeme getirmeden birlikte iş yapabilme kültürünü geliştirmelerine bağlıdır. Sağlıklı birliklerin temelinin hazırlanması da ortak iş yapabilme kültürünün oluşturulmasından geçiyor. Birliği teorik olarak tartışmaktansa birliğe giden yolu pratik adımlarla ortak işler yaparak döşemek daha anlamlı diye düşünüyorum.