Asgari ücret zammına yurttaşların sevinebilmesi için cebine girecek olan paranın alım gücünün bir önceki seneden daha yüksek olması gerekir ama ne yazık ki, yüzde 50 zamma rağmen bunu söylemenin imkanı yok.
Asgari ücrete yüzde 50 zam geldi ve 2022 yılı için asgari ücret net 4 bin 250 TL oldu. 2022 Asgari Geçim İndirimi tutarları da yüzde 50 zam aldı.
Asgari ücretin gelir vergisinden muaf olması nedeniyle asgari ücretli çalışanlar artık AGİ de alamayacak. 2021’de 268 TL AGİ alan bir çalışan 2022’de ise 402 TL alacak. Evli, eşi çalışmayan ve çocuksuz biri için ise AGİ 321 liradan 481,5 TL’ye yükseliyor. Evli eşi çalışmayan ve 1 çocuklu biri için de AGİ 362 TL’den 543 TL’ye yükseliyor… Çocuk sayısına göre de AGİ en son 5 çocuklu bir çalışanda 456 TL’den 684 TL’ye yükseliyor.
Yılbaşından itibaren asgari ücretten alınan gelir vergisiyle damga vergisini kaldırılıyor. Yani işçinin asgari ücretinden kesilen ve devletin kasasına giren bu vergiler de patronların cebinde kalıyor.
Şimdi gelelim asıl meseleye; asgari ücrete gelen yüzde 50 zam neye yeter? 2021 başında asgari ücretin alım gücü ile 2022’den geçerli olacak asgari ücretin alım gücü arasında ne kadar fark var? Çünkü mesele asgari ücretin ne kadar zamlandığından ziyade alım gücünün ne kadar olduğudur. Madem maaşı dolarla almıyoruz o zaman dolarla da asgari ücreti kıyas etmeyelim. Maaşı altınla hiç almıyoruz, o halde altının ne kadar olduğuna da bakmayalım. Peki, neye bakalım; gıda enflasyonuna bakalım ama burada da bir zahmet TÜİK verilerinden uzak duralım. Vatandaşın sokakta, çarşıda, pazarda karşılaştığı gerçek enflasyona bakalım.
Geçen yıl aralık ayındaki gıda ürünlerinin fiyatları ile bu yıl aralık ayındaki fiyatları karşılaştıralım. Buna, elektrik, doğalgaz, su, kira vs. fiyatlarını da ekleyelim. Tek tek her kalemin ne kadar zamlandığını vatandaş zaten biliyor ve her şeyin fiyatının en az ikiye katlandığını biliyor. Bu konuda vatandaşa itimat etmek zorundayız. Eğer var olan durumu inkar etmeyeceksek her bir birey bir yılda neyin ne kadar zamlandığını çok çok iyi biliyor. Tereciye tere satmanın da bir anlamı yok.
Peki, temel gıda maddeleri ve faturalar, kira vs. insanların yaşamlarını idame ettirmeleri için gereksinim duydukları her şeye yüzde 100 zam gelmişse, asgari ücrete gelen zammın yüzde 50 olmasına sevinelim mi üzülelim mi? Açıkçası öncelikle sevinelim, çünkü vatandaş daha düşük bir zam bekliyordu. Yani, asgari ücrete beklenenden fazla zam geldi ama gelen zam ihtiyaçları karşılamaktan da çok uzak. Tabii bu durum henüz asgari ücrete gelen zammın yanında fiyatların sabit kalması durumunda böyle. Yılbaşından sonra daha asgari ücret vatandaşın cebine girmemişken gelecek olan zamlar hariç. Sonrasında gelecek yeni zamlar vs. derken asgari ücrete yapılan yüzde 50 zam daha yolun başında eriyip gidecek. Geriye ise asgari ücret zammının kursaklarda kalan sevinci kalacak.
Asgari ücrete yapılan yüzde 50 zammı erken seçim habercisi olarak gören yorumlar da var. Ancak asgari ücret zammının bir atımlık barutu erken bir seçim için bile istenen etkiyi yaratması zor görünüyor.
Sonuç; asgari ücrete gelen yüzde 50 artış, temel tüketim maddelerine gelen en az yüzde 100’lük zammın altında kaldığı için, yurttaşlar 2022’ye 2021’e göre daha dezavantajlı başlayacak. Demek ki, 2022 bir önceki yıldan daha zor geçecek. Nasıl ki 2020’nin felaketlerinden kurtulmak için sarıldığımız 2021 yılı elimizde kaldıysa, aynı durum 2022 yılında da yaşanacak. Bunun için kahin olmaya gerek yok. Gidişatın iyiye doğru olmadığı herkesin malumu. Ekonomik göstergelerle oynayarak, istenilen istatistik verileri oluşturmak mümkün olabilir ama mesele işlerin iyiye gittiğini yurttaşın günlük yaşamında hissetmesidir. Yurttaş cebindeki paranın alım gücünün yükseldiğini görmedikten sonra, rahat, insanca bir yaşama kavuştuğuna kanaat getiremedikten sonra çizilen tüm pembe tabloların pek bir hükmü olmayacak.