Alevilerin ibadethanesi olan Cemevinde Alevilere siyaset yasağı koyanlar, kendi siyasetlerini diledikleri her yerde bangır bangır insanların üzerine boca edebiliyorlar.
Isparta Cemevi açılışında iktidar partisinin bir belediye başkanı Alevi Kurum temsilcisinin Diyanete yönelik eleştirisini hazmedemiyor ve konuşmacının kürsüden inmesi için veryansın ediyor.
Her dönem iktidarların olduğu gibi AKP iktidarının da Alevilere bakışı sır değil. Sonuçta Sivas katliamı sanıklarının avukatlığını yapan birinin milletvekili yapıldığı bir parti söz konusu olan. Cemevlerine “cümbüşevi” diyen üst düzey parti yöneticisi olan bir parti ve Alevilere karşı sayısız ötekileştirmenin odağında olan bir zihniyetin temsilcisi. Bütün bunlar herkesin malumu olan şeyler ve bunları çokta irdelemenin bir anlamı da yok. Alenen görülen, bilinen şeyler bunlar.
Alevilere yasak olan siyaset nedense herkese her yerde serbest
Son süreçte ise Cemevlerine dönük bir tadilat, tamirat vs. işleri gündemde. Alevi inancını, ibadetini tanımayanların her nedense bir süredir aşure dağıtma yarışına girdiğini görüyoruz. Hatta bazı yerlerde devlet erkanı da Muharrem orucu açma yemeğinde cemevlerine gidiyor. Kimi yerlerde kendileri de organizasyonlar düzenleyebiliyor ve Alevi kurumları davet ediyorlar vs. Tüm bunlar bir yana İçişleri, Kültür Bakanlığı üzerinden cemevine yönelik oluşan ilgi alakanın Isparta Cemevi açılışında kendini açığa verdiğini de gördük. Öyle ki, Cemevi açılışında bir Alevi kurum temsilcisi, üstelik de Alevilerin temel taleplerini dillendirdiği için kürsüden indirilmek istendi. Peki, onca Alevi yurttaş, kurum temsilcisi arasında böyle bir cüreti gösterebilme gücünü nereden gördüler? Sonuçta iktidar partisinin bir belediye başkanı da olsa Alevilerin mekanında böyle bir müdahale tarzına zerre hakkı da hukuku da yoktu. Sanki kendisi bir emniyet müdürü ve karşısında da eylemde bulunan sıradan bir vatandaş varmış gibi, “Alın bunu, alın” diyebildi. Bu gücü, cüreti ona veren şeyi Alevi toplumu da Alevi kurum temsilcileri, yöneticileri çok iyi analiz etmeli gereken sonuçları çıkarmalıdır.
Burada Cemevlerinin yapımı sırasında belediyelerden, kurumlardan vs. yapılan yardımların kabulü konusunda bir seçicilik olması gerektiği açık. İnancını, ibadetini tanımayan birinin, birlerinin, kurumların vs. yardım adı altında ilişki kurma girişimlerinin önünün kesilmesi gerektiği ortada. Yoksa bir kamyon çimentoya ki, onu da babasının parasından harcamıyorlar ama senin mekanında senin insanına laf edebiliyorlar. Aleviler ya Pir Sultan’ın Hızır Paşa karşısındaki duruşunu sergileyecek ya da 3 kuruşluk yardıma tamah edip asimilasyon girişimlerine boyun eğecek. Eğer ki, herhangi bir yerdeki Aleviler kendi ibadethanelerini yaptırabilecek güçten yoksunlarsa bırakın orada bir Cemevi de olmasın. Aleviler bu noktada kendilerine uzanan elin ne amaçla uzandığına çok çok dikkat etmeliler. Alevi inancını, ibadetini tanıyan, ona saygı duyan, olduğu gibi varlığını kabul eden yerden koşulsuz gelen yardımlar dışında her türlü yardımı geri çevirmesini bilmeliler.
Evet, Aleviler bu ülkede üretiyor, vergisini veriyor ve herkes kadar Alevilerin de ortak bütçeden hizmet almaya hakları var. Ancak çeşmenin başını tutanlar senin inancını, ibadetini tanımadıktan sonra koşullu gelen yardımların Alevilere de Aleviliğe de zerre yararı dokunmaz. Alevi kurumlar ve yöneticileri her şeyden önce bu konuda çok hassas ve titiz davranmalıdırlar. Aksi taktirde bir kamyon çimento için kendi insanlarının aşağılanmasına seyirci kalırlar ki, bu Alevi toplumu için büyük bir utançtır. Bu yaklaşım ne Alevilerde birlik ne de Alevilikten eser bırakır. Kim ki kendi ihtiyaçları üzerinden Alevilerle ilişkilenir, Aleviler ondan köşe bucak uzak durmalıdır. Çünkü dertleri Alevilerin örgütlülüğünü geliştirmek, gücünü büyütmek değildir. Amaçları Aleviler üzerinden kendi siyasetlerini etkin kılmaktır. Alevilere gerekli olan kendi öz örgütlülüklerini güçlendirmek ve yaygınlaştırmaktır. Aleviler kendilerine samimi bir şekilde destek olmak isteyen tek bir bireye dahi kayıtsız kalmamalılar ama bunun kriterlerini netleştirmek gerekiyor.
Alevilerin enerjisini kendi siyasetlerine aktarmak isteyen partilere, STK’lara derneklere vs. karşı Aleviler uyanık olmak zorundadırlar. Alevilerden göstermelik birkaç vekil vitrine koymakla ya da belediyeler üzerinden Cemevlerine 3-5 kuruş yardım yapmakla Alevilerin gözünü boyayacağını düşünenlerin olduğu da açık. Aleviler bu noktada ince eleyip sık dokumak zorundadır. Samimi ve koşulsuz desteklerle, koşullu ve çıkara dayalı yardım girişimlerini Aleviler ayırt etmek zorundadırlar. Mesele burada Alevilerle ilişkilenenlerin niyetidir. Alevilere, onların varlığına, inancına, ibadetine, yaşam tarzına saygısı olmayanlara Aleviler gereken mesafeyi koymak, hak ettikleri tutumu göstermek zorundadırlar. Bu noktadaki en ufak bir taviz Alevilere zarar getirir.
Aleviler kimseye kendi inancını, ibadetini dayatmadığı gibi kimse de kendi siyasetini, yaşam tarzını, inancını ve ibadetini dayatamaz. Alevilerin istediği tek şey kendi varlıklarına, inancına ve ibadetine saygı gösterilmesidir. Aleviler kimseye gelin bizimle cem tutun demiyor, demez de. Ama kimsenin de Alevilere şunu yapın, şöyle yapın, böyle yapın demeye, onları kendi kalıpları içine almaya çalışmaya da hakları yoktur. Alevilerin istediği tek şey eşit vatandaşlık hakkıdır. Bu hakkı Alevilere tanımayanlar bir zahmet gölge etmesinler, hele ki, Alevilerin mekanına gelip de Alevileri aşağılamaya hiç mi hiç kalkışmasınlar. Hele ki, orada siyaset yapılmaz, burada siyaset yapılmaz vs. diyerek kendi siyasetini her yerde başka insanlara dayatan ikiyüzlülüğe de Aleviler tavır almak zorundadırlar. Bir Alevi kurum temsilcisinin Cemevi açılışında Alevilerin temel taleplerini dillendirmesine tahammül edemeyen ve onu siyaset olarak etiketleyen anlayışlar istedikleri her yerde kendi siyasetlerini bangır bangır yapmaktan da geri durmuyorlar. Demek ki, mesele nerede siyaset yapılıp yapılmadığında değil, kimin siyasetinin yapıldığındadır. İktidar her yerde siyaset yapabilir ve herkes ona biat etmeli ama Aleviler kendi mekanlarında dahi siyaset yapamazlar öyle mi? Ne güzel memleket.
Siyaset hayatın içindedir ve her yerde de yapılıyor ve de yapılır. Kimse boyundan büyük laflarla başkalarına siyaset yasağı koymaya da çalışmasın. Alevilerin en büyük eksiği de bugüne kadar kendileri için siyaset yapmamalarıdır zaten. Aleviler hep başkalarının siyasetine ya destek oldular ya da onların siyaset girişimlerine maruz kaldılar. Alevi toplumu bu güne kadar birileri için oy deposu oldu ama kimse de Alevilerin talepleri, hakları için kılını kıpırdatmadı. Alevileri milletvekili yaptılar ama Alevi haklarının savunulması noktasında dut yemiş bülbül oldular. Aleviler artık kendi öz örgütlülüklerini oluşturma ve güçlerini birleştirme noktasında nitelikli bir adım atmak zorundadırlar. Herkes Aleviler üzerinden siyasetin daniskasını yapıyor ama bir tek Aleviler kendileri için siyaset yapmıyor. Bu kısır döngü kırılmalıdır. Yoksa birileri gelir 3 kuruş yardım adı altında Alevilerin mekanında Alevilere siyaset yasağını da postasını da koyar. Aleviler de şaşkın şaşkın birbirine bakıp nerede hata yaptık diye kara kara düşünürler. Hatta Isparta örneğinde olduğu gibi birbirlerinde kabahat aramaya çalışırlar.
Yeter artık Aleviler üzerinden birilerinin siyaset yapmasına daha fazla müsaade edilmemeli. Alevileri bilen, varlığına, inancına, ibadetine saygı duyanlara kapılarımız ardına kadar açık olmalı ama Alevileri asimile etmeye ya da onlar üzerinden siyasi hesap yapanlara da Aleviler kapılarını sıkı sıkıya kapatmalı. Yoksa siyaset her yerde herkese serbest olur da ama Alevilere kendi evlerinde yasak olur. Aleviler artık kendileri için siyaset yapma cüretini göstermelidir. Alevilerin haklarını, taleplerini savunma noktasında en büyük eksikleri siyasetsizliktir. Bu açık biran önce giderilmelidir.