İzmir Kadın Platformu’nun 8 Mart çağrısıyla buluşan kadınlar, ‘Kapitalizme, yoksulluğa, savaşa, şiddete, ayrımcılığa, ataerkiye karşı buradayız’ dedi.
İzmir’de 8 Mart, İzmir Kadın Platformu öncülüğünde yapıldı. Alsancak ÖSYM önünde bir araya gelen kadınlar Türkan Saylan kültür merkezine doğru yürüdü. Kadınlar yürüyüş boyunca Gülistan Doku nerede? diye sordu.
Yürüyüşe HDP Muş milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve çok sayıda kadın örgütü katıldı.
İzmir 8 Mart açıklaması Türkçe, Kürtçe ve Arapça olarak 3 dilde okundu.
Kadınlar her gün şiddete uğruyor
8 Mart açıklamasını okuyan Beren Sümen, Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün tarihsel arka planına işaret ederek, kadınların dünya çapında kapitalist sisteme karşı mücadelelerine vurgu yaptı.
Sümen, “Tam 120 yıldır her yıl 8 Mart’ta kadınlar olarak dünyanın her yerinde kapitalizme, yoksulluğa, savaşa, şiddete, ayrımcılığa, ataerkiye karşı eşitlik ve özgürlük talepleriyle sokaklara çıkıyoruz. Bugün de yine aynı sebeplerle sokaktayız. Her gün bir kız kardeşimiz, şiddet yüzünden, yoksulluğun, yoksunluğun, yalnızlığın bunaltması yüzünden, ağır çalışma koşulları, uzun mesailer ve iş yerinde alınmayan önlemlerin yarattığı işçi cinayetleri yüzünden aramızdan koparılırken; biz, kopmaz bağlarla birbirimize sarılmak, o bağlarla birbirine ve hayata sımsıkı tutunan kadınların sayısını çoğaltmak üzere buradayız” diye belirtti.
‘Uluslararası sözleşmeler ve yasalar kaldırılmak isteniyor’
Kadına yönelik şiddet daha da arttığına işaret eden Sümen, “Her ay onlarca kadın katlediliyor, yüzlercesi şiddet görüyor, tecavüze uğruyor. Kadına yönelik şiddeti önlemek bir yana daha da katmerlendirecek yargı ve meclis kararlarına imza atılıyor. Mücadeleyle kazanılmış ve yasalarla garanti altına alınmış haklarımıza göz dikiliyor, uluslararası sözleşmeler ve yasalar kaldırılmak isteniyor” dedi.
‘Ayrımcılıkla, eşitsizlikle karşı karşıya kalıyoruz’
Çalışma yaşamında kadınların uğradığı şiddete değinen Sümen, ““Çalışmak için daha yola çıkarken ayrımcılıkla, eşitsizlikle karşı karşıya kalıyoruz. İşe ulaşım dert, iş yerinde çalışmak dert, çalışarak geçinmek dert, geçim zorluklarıyla hayatı sürdürmek dert! Genç kadınlar olarak ne istihdamda ne eğitimde yer alabiliyor, çalışmak istediğimizde “eğitimsizlik”, eğitim almak istediğimizde “parasızlık” yüzünden iki kat zorluk çekiyoruz. Yurtta barınmak, kampüste var olmak, sokakta özgür olmak genç kadınlara çok görülüyor!” diye konuştu.
‘Ne kadar çalışırsak çalışalım yoksulluk derinleşiyor’
Ekonomik krizin faturasının kadınların üzerine yıkılığına dikkat çekilen açıklamada Sümen, “Sebebi olmadığımız krizin tüm yükü herkesten çok biz kadınların omzuna yıkılıyor. Erkek egemen kapitalist sistem yüzünden kadınlar esnek, kuralsız, güvencesiz, kayıt dışı bir biçimde, kat kat sömürülerek, doğum izni, süt izni, kreş hakkı gibi haklarımıza tek tek göz dikilerek çalışmak zorunda bırakılıyor. Hem evde hem işte çalışan kadınlar, işyerlerinde aynı işi yapan erkeklere oranla daha düşük ücretler alıyor. Ne kadar çalışırsak çalışalım yoksulluk derinleşiyor, yoksulluk derinleştikçe şiddet ve sömürü katmerleniyor” ifadelerini kullandı.
‘Katiller erkek devlet ve yargı eliyle korunuyor’
Kadına yönelik şiddete vurgu yapan Sümen, “Her gün yeni bir adaletsiz yargı kararına uyanıyoruz. Nadira Kadirova, Yelda, Rabia Naz, cinayetlerinde olduğu gibi katiller erkek devlet ve yargı eliyle korunuyor. Salıverilen kadın katilleri, hakkında soruşturma bile açılmayan çocuk istismarcıları, adeta pohpohlanan taciz, tecavüz failleri, indirim üstüne indirim alarak cezaları kuşa çevrilen kadın düşmanlarıyla şiddet, taciz ve istismar adeta teşvik ediliyor. Binlerce trans, biseksüel, lezbiyen cinsel yönelimleri nedeniyle yok sayılıyor, katlediliyor, katilleri aklanıyor” dedi.
‘Eşit işe eşit ücret’
“Kapitalizme, cinsel, sınıfsal, ulusal sömürüye, ataerkiye, baskı ve zorbalığınıza karşı dayanışmayla güçlenecek, dünyayı değiştirmek için mücadele” kararlılığına dikkat çekilen açıklamada Sümen, “Eşit, özgür, bir yaşam için, krize, savaşa, şiddete, sömürüye karşı yan yana gelmeye, sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Daha fazla kar isteyen sermayenin ve sermaye yanlısı AKP/ Erdoğan iktidarının yarattığı ekonomik krizin faturasını ödemeyeceğiz, biz kadınlar, sömürüye karşı emeğimize sahip çıkıyoruz! Eşit işe eşit ücret talep ediyoruz! Doğum izni süresinin 20 haftaya çıkarılmasını istiyoruz. 30 işçinin çalıştığı işyerlerine cinsiyete bakılmaksızın kreş zorunluluğunun getirilmesini istiyoruz. Her mahalleye ücretsiz kreş ve bakım evleri istiyoruz. Kayıt dışı, kuralsız, esnek ve yarı zamanlı çalışmanın yasaklanmasını, kadınlara güvenceli iş olanaklarının yaratılmasını istiyoruz” ifadelerine yer verildi.
‘Çocuk istismarını aklatmayacağız’
Mülteci haklarının tanınmasını isteyen kadınlar, taleplerinin devamında, “Kadın danışma ve dayanışma merkezleri, tecavüz kriz merkezleri açılmasını istiyoruz. Kadın cinayetlerinde “iyi hal” indirimlerinin sona ermesini istiyoruz. KHK’larla bir gecede ekmeğinden olan, sosyal ve politik yaşamdan uzaklaştırarak eve kapatılmak istenen kamu emekçisi kadınların işe geri dönmesini istiyoruz. Mücadelelerle kazanılmış, kayyumlar ve tutuklamalarla elimizden alınmak istenen eş başkanlık hakkımızı elimizden almanıza izin vermeyeceğiz. Erkek şiddeti ile katledilen, katilleri aklanmaya çalışılan kadınların hesabını hep birlikte soracağız. Daha önce defalarca geri çektirdiğimiz o yasayı meclisten geçirtmeyecek, çocuk istismarını aklatmayacağız. İstanbul Sözleşmesi, 6284 sayılı yasa, nafaka hakkı gibi haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Yaşanılabilir bir dünya için barışı, laikliği, eşitliği savunmaya devam edeceğiz” dediler.
Gülistan Doku nerede?
Etkinlik, ‘Jin jiyan azadi, bir kişi daha eksilmeyeceğiz, kadın yaşam özgürlük, asla yalnız yürümeyeceksin, Gülistan Doku nerede’ sloganları, çekilen halaylar ve Kadınlar Birlikte Güçlü Platformu’nun performans gösterisi ardından son buldu. (Kaynak: PİRHA)