PİRYOL- Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ), Halep, Hama ve Humus’un ardından 11 gün sonra Suriye’nin Başkenti Şam’ı ciddi bir direniş olmadan ele geçirdi.
Ortadoğu’daki dengeleri alt üst eden ve yeni bir kaotik sürecin önünü açan Suriye’deki gelişmeler neyi işaret ediyor? HTŞ olarak bilinen cihatçı yapı, ne zaman, nerede, nasıl kuruldu, hangi süreçlerden geçerek güç kazandı?

Ortadoğu’daki karmaşık denklem, Suriye’nin yeniden dizayn edilmesiyle ilerlerken, HTŞ’ye destek veren, alan açan ve yaşanan gelişmelerden lehlerine pay kapma hevesine düşen uluslararası güçlerin yeni dönemde planları daha net ortaya serilecek.
HTŞ NASIL KURULDU?
Birçok devletin “terör listesinde” yer alan HTŞ, Halep’e yönelik 27 Kasım’da başlattığı saldırıları sonrası; Halep, Hama ve Humus’un ardından bu sabaha karşı başkent Şam’ın kontrolünü ele geçirdi.
Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ), ilk olarak 2011 yılında DAİŞ’in bir yan kolu olarak, hala örgütün başında bulunan Muhammed el-Culani tarafından “Nusra Cephesi” adı altında kuruldu. “Nusra Cephesi”, 2013 yılında DAİŞ ile yollarını ayırdı.
“Nusra Cephesi”, 2015 yılının Mart ayında diğer cihatçı gruplarla birlikte “Fetih Ordusu” adlı ortak operasyon kurdu ve ardından İdlib’de kontrolü sağladı.
“Nusra Cephesi”, geçmiş dönemdeki El Kaide’nin “olumsuz imajını” tersine çevirmek için isim değişikliğine gitti. El-Culani, 2016 yılında El Kaide ile yollarını ayırdı ve aynı yılın 29 Temmuz’unda örgütün adını “Şam’ın Fethi Cephesi” olarak değiştirdi.

HTŞ, kendi adıyla 28 Ocak 2017’de çeşitli silahlı grupların birleşmesiyle kuruldu.
HTŞ’nin kuruluşunda Şam’ın Fethi Cephesi, Nureddin Zengi, Liwa al-Haqq, Jaysh al-Sunna ve Ansar al-Din Cephesi yer aldı.
Esad rejimini devirmek hedefleriyle kurulan HTŞ, İdlib ve çevresinde etkin bir güç haline geldi.
Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ), 27 Kasım’da Suriye’nin önemli kentlerinden biri olan Halep’e saldır ı başlattı.
Suriye ordusunun çekilmesiyle Halep kısa sürede HTŞ’nin kontrolüne geçti.
ABD ve Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı birçok devlet tarafından terör örgütü” olarak görülen HTŞ, Halep’in ardından Hama ve Humusu da rejim güçlerinin geri çekilmesinden kaynaklı kısa sürede ele geçirdi.
HTŞ’nin 10 ila 20 bin arasında bir üyeye sahip olduğu tahmin edilirken, kısa sürede rejim güçlerine diz çöktürmesi, Suriye’de yeni bir dönem kurgulayan uluslararası güçlerin planlarına işaret ediyor.
ŞAM’DAN SONRA HEDEFTE NE VAR?
İran ve Rusya’nın Suriye üzerindeki etkisini ortadan kaldırmayı, İsrail’e güvenli bölge oluşturmayı amaçlayan ve başını İngiltere ve ABD’nin çektiği uluslararası güçler Şam’ın devrilmesini içten içe sevinerek karşıladı.
ABD’nin yeni Başkanı Trump’ın, “Bizim savaşımız değil, Bırakın ne oluyorsa olsun” çıkışıyla Suriye’deki yeni döneme kayıtsız kalacakları imajı vermesi ancak gülümsemeyle karşılaşabilir. Zira ABD, Ortadoğu ve Suriye’deki her gelişmeye çıkarları doğrultusunda ani refleks göstermesiyle yeterince tanınıyor. HTŞ’nin Suriye’ye dönük başlattığı saldırılara karşı tutum geliştirmek isteyen Irak ve İran’a ABD’nin gösterdiği sopa bir sır değil.
Haliyle Suriye’de kurulacak yeni dönem kuvvetle muhtemel, İsrail’in güvenliği, İngiltere ve ABD’nin çıkarlarına göre yeniden şekillenecektir.
İran’ın Suriye ve Lübnan’daki kollarını keserek İsrail’in çıkarları için Ortadoğu’yu yeniden dizayn eden güçler için yeni ve daha karmaşık bir denklemin oluşup oluşmayacağı ise sahada yaşanacak yeni güç dengelerine göre ortaya çıkacaktır.