Suriyeliler, Türklerin kendilerine benzediğini düşünüyor, Türkler ise ‘benzemiyoruz’ diyor. Suriyeli mültecilerin adaptasyonu üzerine sahadan gözlemler.
Almanya’nın Berlin Tempelhof Schöneberg Belediyesi ile Mersin’in Mezitli Belediyesi’nin ortaklığıyla, Mezitli’deki Suriyelilerin sorunları ve Türklerin Suriyeli algısı konusunda bir araştırma yapıldı.
Araştırma sonuçlarına göre Mezitli’de yaşayan Suriyelilerin yüzde 91.2’si Türklerin Suriyelilere benzediğini düşünüyor. Türklerin yüzde 80’i ise, Suriyelilerin Türklere benzemediğini düşünüyor.
Suriyelilerin yüzde 91’i çalışma koşulları sorunu yaşadığını söylerken Türklerin yüzde 71,2’si işlerini Suriyelilere kaptırma korkusu yaşıyor. Türklerin sadece yüzde 5,6’sı “halkımız Suriyelilere kötü davranmaktadır” önermesine katılıyor. “Patronlar Suriyeli işçileri sömürmektedir” önermesine katılanların oranı ise yüzde 43’ü geçiyor. Araştırmanın sonuç kısmında, iki kesim arasındaki mesafenin giderek açılacağı endişesi dile getiriliyor.

Mülteci sorunu üzerine araştırma
Mezitli Belediyesi ile Almanya’daki kardeş kenti Berlin Tempelhof Schöneberg Belediyesi, Mersin’de yaşayan Suriyelilerin ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda uyumunu kolaylaştıracak adımları belirlemek üzere bir çalışma yaptı. Çalışma kapsamında, hem Mezitli’de yaşayan Suriyelilerin ihtiyaçlarına hem de Türk vatandaşlarının Suriyeliler algısına yönelik soruları içeren iki araştırma yapıldı.
Anketler, Mezitli Belediyesi sınırları içerisinde yaşayan Suriyeliler ile Türk vatandaşlarından oluşan 125’er kişilik iki farklı örnekleme ile yüz yüze görüşme şeklinde uygulandı.
Türklerle Suriyeliler birbirine benziyor mu?
Araştırma sonuçlarına göre Mersin genelinde Suriyelilerin nüfusa oranı yüzde 11,29 iken Mezitli ilçesinde ortalama 37 bin Suriyeli yaşıyor ve nüfusa oranı yüzde 19.1.
Araştırmaya katılan Suriyelilerden ‘düzenli bir işim var’ diyenlerin oranı yüzde 8.8. ‘Geçici, gündelik işlerde çalışıyorum’ diyenlerin oranı yüzde 88,8. Katılımcıların yüzde 1,6’sı ‘kendi işim var’ derken yüzde 0.8’i ‘hayırseverlerin yardımıyla yaşadığını’ söyledi. Yüzde 26,4’ü düzenli bir geliri olmadığını ifade etti. Yüzde 61,6’sı düşük gelirli olduğunu söyledi.
“Türklerle Suriyeliler birbirine benziyor mu” sorusuna yüzde 91.2’si “benziyorlar” diye yanıt verdi. Yüzde 8,8’i “benzemiyorlar” dedi.
En büyük sorun barınma, gıda ve çalışma koşulları
Araştırma, Mezitli’deki Suriyelilerin en büyük sorun olarak barınma, gıda ve çalışma koşullarını gördüğünü de gösteriyor.
“Barınmada sorun yaşıyor musunuz” sorusuna katılımcıların yüzde 64’ü “çok sorun yaşıyoruz” yanıtı verirken yüzde 26,4’ü “sorun yaşıyoruz” diye yanıt verdi. Barınma sorunu yaşadığını söyleyenlerin oranı yüzde 90’ı buldu. Eğitim düzeyi düşük ve orta olanlarda barınma sorunu yaşama oranı yüzde 96 iken eğitim seviyesi yüksek olanların yüzde 61’i barınma sorunu yaşadığını ifade etti.
Araştırmaya katılan Suriyelilerin yüzde 88’i gıda sorunu, yüzde 91’i çalışma koşulları sorunu yaşadığını söyledi. Eğitim düzeyi yüksek olanlarda yani üniversite mezunlarında çalışma koşularında sorun yaşama oranı yüzde 83.
Araştırmaya katılanların yüzde 92’8’i “Suriye’de savaş biter ve iyi bir yönetim olursa dönerim” derken yüzde 1,6’sı “savaş devam etse de dönerim” dedi. Yüzde 5,6’sı ise “dönmeyi hiç düşünmüyorum” diyor.

Türklerin Suriyeliler hakkındaki görüşleri
Araştırmaya dahil edilen Türk vatandaşlarına “Yaşadığınız semtte Suriyeli var mı” diye sorulduğunda yüzde 82.4’ü evet, yüzde 17,6’sı hayır yanıtı verdi.
“Suriyelilerin bize benzediğini düşünüyor musunuz” sorusuna yüzde 55,2 “hiç benzemiyorlar”, yüzde 24,8 “benzemiyorlar” dedi. Böylece Suriyelilerin Türklere benzemediğini düşünenlerin toplamı yüzde 80’i buldu. Yüzde 7,2 “biraz benziyorlar”, yüzde 6,4 “ne benziyorlar, ne benzemiyorlar”, yüzde 4 “fikrim yok” dedi. Sadece yüzde 2,4 “benziyorlar” dedi.
“Suriyeliler ülke ekonomisine faydalıdır” önermesine yüzde 60 “hiç katılmıyorum”, yüzde 20,8 “katılmıyorum” diye yanıt verdi. Katılıyorum diyenlerin oranı yüzde 7,2’de kaldı.
Yüzde 74,4’ü Suriyelilerle huzur içinde yaşanmayacağına inanıyor
“Suriyeliler kültürel olarak bizi zenginleştirmektedir” önermesine yüzde 61,6 “kesinlikle katılmıyorum”, yüzde 20 “katılmıyorum” diye yanıt verdi.
“Suriyelilerle iç içe huzur içinde yaşayabiliriz” önermesine yüzde 59,2 “kesinlikle katılmıyorum”, yüzde 15,2 “katılmıyorum” diye yanıt verdi. Yüzde 10,4 kararsız kaldığını, yüzde 10,4 bu önermeye katıldığını söyledi.
“Suriyelileri kabul ederek dünyaya güçlü devlet olduğumuzu gösterdik” önermesine “kesinlikle katılmıyorum” diyenlerin oranı yüzde 72, “katılmıyorum” diyenlerin oranı yüzde 12, “katılıyorum” diyenlerin oranı yüzde 6,2 oldu.
Türklerin yüzde 64’ü Suriyelilerin dilendiğine inanıyor
“Suriyelilerin aileme ve çocuklarıma zarar vereceğini düşünüyorum” önermesine yüzde 8 “hissetmiyorum” diye yanıt verirken yüzde 82,4 “hissediyorum” diye yanıt verdi.
Katılımcıların yüzde 76’sı Suriyelilerin topluma zarar vereceğini, yüzde 90’ı ülke ekonomisine zarar vereceklerini, yüzde 71,2’si Türklerin işlerinin ellerinden alınacağını, yüzde 74’ü Türkiye’nin sosyal kültürel yapısına zarar vereceğine, yüzde 72.8’i ahlak ve huzurun bozulacağına inanıyor.
Araştırmaya katılan Türklerin yüzde 74,4’ü, Suriyelilerin Türkiye Cumhuriyeti’nin yardımlarıyla geçindiğine inanıyor. Katılımcıların yüzde 64’ü Suriyelilerin dilendiğine inanırken yüzde 44’ü çalışarak geçindiklerine, yüzde 18,4’ü yabancı devletlerin/kuruluşların desteğiyle geçindiklerine inanıyor.
Halk iyi davranıyor, patronlar sömürüyor
“Toplum Suriyelilere nasıl davranıyor” sorusuna yüzde 27,2 “milletimiz Suriyeliler için elinden geleni yapmaktadır” yanıtını işaretledi. Yüzde 13,6 “halkımız Suriyelilere kucak açmıştır” derken, “halkımız Suriyelileri aşağılamaktadır” seçeneğini işaretleyenlerin oranı yüzde 2,4, “halkımız Suriyelilere kötü davranmaktadır” seçeneğini işaretleyenlerin oranı yüzde 5,6 oldu.
Katılımcılar, halkın Suriyelilere kötü davranmadığını söylese de “patronlar Suriyeli işçileri sömürmektedir” önermesine katılanların oranı yüzde 43,2 oldu.
Katılımcıların yüzde 42,4’ü Suriyelilere çalışma izni verilmesine kesinlikle karşı çıktı. Yüzde 40.8 ise geçici izin verilmesi gerektiğini söyledi. Yüzde 6,6’sı ile kalıcı izin verilmesini istedi.
Suriyelilerin çocuklarına eğitim verilmeli mi sorusuna yüzde 32,8 “kesinlikle eğitim verilmemelidir”, yüzde 28’i “sadece Türkçe eğitim verilmelidir” diye yanıt verdi.
İki kesim arasındaki mesafe giderek açılıyor
Raporun sonuç bölümünde, “Türk katılımcılar ile Suriyeli katılımcılar arasında benzer konu ve sorulara büyük oranda farklı yönde yaklaşmaları, iki kesim arasındaki mesafenin giderek açılmasının kuvvetle muhtemel olduğunu göstermektedir. Suriyelilerin yasadıkları toplum ve ülkeye daha sağlıklı ve hızlı biçimde uyum sağlayabilmeleri, aynı şekilde Türk toplumunun da Suriyelilere yönelik tutumlarını daha esnek hale getirebilmeleri için entegrasyonu güçlendirecek projelerin hayata geçirilmesi beklentisi anket çalışmalarının genel sonucu olarak görülebilir” denildi.
Doç. Dr. Erkan Aktaş, 3 yıl içinde oluşan farklılıkları değerlendirdi
Mersin Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Erkan Aktaş, ekibiyle birlikte, 2016 ve 2018 yılında 4 ayrı saha çalışması yapmıştı. O araştırmalarda, Suriyelilerin göç haritasını çıkaran Doç. Dr. Aktaş, 2 belediye tarafından yapılan son araştırmanın sonuçlarına temkinli yaklaşıyor.
Aktaş, “Bizim Suriyelilerle yaptığımız iki çalışmada da buradaki işlerinin iyi gitmesi halinde Suriye’ye dönmek istemeyenlerin oranını yüzde 50’lerin üstünde bulduk. Mezitli Belediyesi’nin yaptığı çalışmada ise Suriye’deki savaş bittiğinde ve uygun yönetim geldiğinde yüzde 93’ünün geri döneceğini öngörmüşler. Bence bu oranın çok iyimser bir oran olduğu kanaatindeyim. Büyük ihtimalle örneklem sayısının yetersizliğinden kaynaklı bu sonuca ulaştıklarını varsayabilirim” dedi.
‘Kültürel farklılık nedeniyle kabullenmede zorlanıyorlar’
Mersin’de yaşayan insanların kaygılarının, 4 yıl önce yaptıkları çalışmada da, belediyelerin bu yıl yaptıkları çalışmada da görüldüğünü ifade eden Aktaş, “Mersin halkının Suriyelileri toplumsal anlamda kabulünde coğrafi-tarihi yakınlık, din kardeşliği, etnik yönden kardeşlik söylemleri olumlu anlamda bir etkide bulunmamaktadır. Mersin halkının Suriyelileri toplumsal kabul seviyesinin düştüğü en önemli noktaların ise Suriyelilere vatandaşlık hakkı ve çalışma izni verilmesi konusuyla ilgili olduğu tespit edilmiştir. Mersin halkının Suriyelileri toplumsal kabulde zorlanma nedeni ise kültürel farklılık olarak saptanmıştır. Bu bulgu araştırmanın en önemli bulgularından birisi olup, Mersin halkının Suriyeliler ile kültürel iletişim kurmasında adeta bir set oluşturmaktadır. Kültürel farklılıklara yapılan vurgular, Mersin halkı ile Suriyeliler arasında uyumu güçleştirmektedir” dedi.
‘Bizim de entegre olmamız lazım’
“Mersin halkı beklenmedik bir kitlesel göç ile karşı karşıya kalmış ve dolayısıyla var olan kültürel düzenin değişimi, çalışma şartlarının değişimi gibi koşullar karşısında kendi kültürel özelliklerini muhafaza edemeyeceği korkusuna kapılmıştır” diyen Aktaş, bunu göçün en doğal sonucu olarak gördüğünü söylüyor ve ekliyor: “Fakat burada asimetrik entegrasyon sorununun da ön plana çıkabileceği gerçeğini bir tarafa atmamak lazım. Suriyelilerden çok bizim entegre olmamız lazım. Diğer bir ifade ile yoğun göç alan illerde kalkınmada öncelikli iller kapsamına alınabilir. Mersin ekonomisini düzeltmeden, sosyal uyumun olası olamayacağını düşünüyorum.”
Özel Haber: Abidin Yağmur