Yenidoğandan yaşı ermişe tüm insanlarda şekerli besinlere olan aşırı ilgilinin kaynağı nedir sorusunun yanıtını merak ediyor musunuz?
Beslenmenin tüm canlılar için hayatiyeti tartışılmaz. Birçok canlı beslenmek için avlanır ve kimi zamanda av olur. Açıkçası beslenme, insanında içinde olduğu tüm canlılar için kocaman bir paradokstur. Her gün beslediğimiz için farkında olmadan bir türün devamlılığını sağlamaktayız.
Hâlbuki insan, insan olduğu günden beri çeşitli coğrafyalarda birçok besinle beslenmiş. Türünün devamlılığını binlerce yıl boyunca yaşamış olduğu coğrafyaların yasam koşullarına hızlı bir biçimde uyum sağlamasına borçludur. Bu uyum sapiensin beslenme konusunu ciddiye aldığını açıkça göstermektedir.
Karbonhidrat zafiyeti nedir?
İnsanın bu güne etkin bir tür olarak kendini var etmesi kuşkusuz protein ve karbonhidrat dengesini korumasına bağlıdır. Peki, binlerce yıl boyunca insan bu dengeyi korumuşken ne oldu da bugün bu dengenin bozulması sonucu birçok hastalık baş göstermiştir.
Bu dengenin bozulmasını nedeni doğal kaynakları kullanmamızdaki kontrolsüzlük mü yoksa genlerimizde kodlanmış olan karbonhidrat zafiyeti mi?
Çocuklarımıza istediğimiz kadar faydalı yiyeceklerin tüketimi konusunda yönlendirmeler yapsak da bir türlü şekere (Karbonhidrata) karşı olan ilgilerini kıramıyoruz.
Bir anne olarak bebeğinizin ilk çocukluk döneminde şekerli besinlerin onun bağırsak florasını kötü etkileyeceğini düşündüğünüz için şekerli besinlerden uzak durmuşsunuzdur.
Her insan gibi bebekler de farklı olan şeyleri keşfetmek ister, bilinmeyenlere karşı bilme hissi ağır basar ve bilinmeyene yönelir. Atasal bir özellik olan merak insanı tarih sahnesine kuşkusuz önemli bir aktör olarak çıkarmıştır. Tabii önemli bir aktör olmak için de enerjiye ihtiyaç duyarız.
Şekerli besinlerin doğada sınırlı olması
Proteinler tüm canlıların temel besin öğesidir. Birçok etçilin besin kaynağı bu nedenle proteindir. Bunlara av olmamak tabiri caizse ava giderken av olmamak birinci kuraldır. Bu kurala uyduktan sonra bizim gibi herbivor olanlar ile yaşayacağınız mücadelede çok hızlı olmamız gerekir. Çünkü şekerli besin ihtiyacını doğada karşılayabileceğimiz sınırlı kaynak var. Bu kaynakları ise birçok canlı ile paylaşmak zorundayız. Bu nedenle kaynakları başkaları bulmadan keşfetmeliyiz ve bunlardan bol miktarda yemek için de hızlı olmalıyız.
Şekerli besinlere ilgi
Bu olay insanlar için küçümsenecek bir olay kesinlikle değil. Şeker beynimize ve diğer organlarımıza ciddî ve hayati anlam taşıyan enerjiyi vermektedir. Bu kadar hayati önem taşıyan şekerli besinlerin tadının büyüleyici güzellikte olması insanda ona ulaşmaya karşı ciddi bir adrenaline neden olmuştur.
Bu büyüleyici tat insan olduğundan beri heyecan duyduğu bir besin haline bu şekliyle gelmiştir. Bu nedenle baklava ya da pasta ile karşılaşırken heyecan duyup küçük miktarlarda tüketmek bize yetmemiştir. Çünkü hem şekerli besinlerin doğada az bulunması hem de vücudumuzun şekere olan ihtiyacı ona ulaştığımızda vücudumuza depolama güdüsünü ortaya çıkarmıştır.
Bu bilgilendirici yazınız için teşekkürler ?
Sağlık önemlidir. Bilgilendirme bu yüzden candır.