Koçgiri hareketinden bahsedilen birçok kaynakta ismi anılan Zalim Çavuş lakaplı Halil Armağan’ın gerçek kimliği üzerindeki tartışmalar sürüyor.
Zalim Çavuş ile ilgili yazılı kaynaklarda bulunmayan ancak akrabalarının anlatımlarına göre o idama gittiğinde eşi Elmas hamiledir ve onun asılmasından sonra eşi, Çamlıören mezrasında Hasan Bey ile evlendiriliyor. Akrabalarının anlatımlarında, Zalim Çavuş’un eşi Elmas doğum yaptığında çocuğunun diri diri gömüldüğü ve bunun üzerine Elmas’ın Tokat’a gittiği de yer alıyor.
Koçgiri Hareketi’nde isyancı olarak yakalanıp Sivas’ta asılan Zalim Çavuş’un gerçek adı, nereli olduğu ve ailesiyle ilgili yazılı kaynaklara aktarılan bilgilerin yetersizliği bir yana yazılı kaynaklara aktarılan bazı bilgilerin doğruluğu ise tartışmalıdır.
Koçgiri Hareketi’ne dair yazılı kaynaklarda yer alan Zalim Çavuş’un adının Hüseyin mi Halil mi olduğu konusunda bir netleşme ihtiyacı da söz konusu tartışmaların başında geliyor.

Zalim Çavuş’un gerçek ismi nedir?
Bugüne kadar Koçgiri Hareketi’ne ilişkin yazılan birçok çalışmada Zalim Çavuş’un adının Hüseyin olduğu belirtilse de bunun elle tutulur bir dayanaktan yoksun olduğunu söyleyebiliriz. Zalim Çavuş’un adının Hüseyin olduğunu ifade eden kaynaklarda her nedense onun nereli olduğuna, aşiretine, köyüne ya da ailesine dair bir tek belge ya da herhangi bir kanıt ortaya koyma ihtiyacı duyulmadan ifade edile geldi.
Zalim Çavuş’un adının Hüseyin mi Halil mi olduğunun bu saatte sonra ne önemi var da denebilir ki, aslında meseleni özü açısından bakıldığında önemli ya da belirleyici de değil şüphesiz. Ancak öyle ya da böyle tarihe mal olmuş bir kimsenin kimliğine dair maddi bir bilgi hatası var ise bunun düzeltilmesinin de bir zararı yok. Madem ki, Koçgiri dendiğinde Zalim Çavuş ismi de anılıyor o halde gerçek adının, kimliğinin doğru bir şekilde kayıtlara geçmesi çabası da önemsiz olmasa gerek.

Zalim Çavuş’un 5 kardeşi var
Bundan 2 yıl önce Zalim Çavuş’un abisinin (Ali) torunu olan Ali Armağan’ın anlatımlarına dayanan bir haber paylaşılmıştı. Habere konu olan anlatımlar Zalim Çavuş’un gerçek kimliğinin netleştirilmesi bakımından belli bir etki oluştursa da hala daha söz konusu karışıklığın aşılması noktasında yeterli gelmemiş olacak ki, Koçgiri üzerine yapılan yeni araştırmalarda dahi bu konudaki kafa karışıklığı sürüyor. Ali Armağan 2 Ocak 2021 tarihinde koronavirüs salgınından kaynaklı yaşamını yitirdi ve artık bu konuda onun tanıklığına başvurma imkanı da ne yazık ki kalmadı. Ama Zalim Çavuş’un gerçek kimliğini açığa çıkarma konusunda tek kaynak Ali Armağan da değildi. Zalim Çavuş’un 5 kardeşi vardı ve Hüseyin dışında 3 abisinin de günümüzde yaşayan ve o dönemi dedelerinden dinlemiş torunları hala hayattadır. Zalim Çavuş’un kardeşini torunlarından biri de Kangal’ın Çipil Köyünden Hakan Akansu Karataş’tır (Heleko).

Zalim Çavuş’un abilerinden Mustafa’nın torunu Hakan Akansu Karataş (Heleko), dedesinin kendisine anlattıkları üzerinden Zalim Çavuş’un yakalanmasına, idama götürülmesine ve eşinin başına gelenlere ilişkin bildiklerini PİRYOL’a aktardı.

Zalim Çavuş’un gerçek adı nedir?
Zalim Çavuş’un abisi Mustafa’nın torunu ve Kangal’ın Çipil köyü sakinlerinden olan Hakan Akansu Karataş (Heleko), Ailenin soy ağacına ilişkin şunları söyledi: “Zalim Çavuş’un adı Halil’dir. Zalim Çavuş’un Babasının adı Hasan, annesinin adı da Senem’dir. Zalim Çavuş’un dedesinin adı Hüseyin (Huseni Kal), Babaannesinin adı da Sultan’dır. Zalim Çavuş’un 5 kardeşi var ve kardeşlerin en küçüğü de odur (Ali, Mustafa, Hüseyin, Mehmet ve Halil). Zalim Çavuş’un kardeşlerinden bir tek Hüseyin’in çocuğu yoktur. Ali, Mustafa ve Mehmet’in çocukları vardır. Ali’nin çocukları Humarlı’dadır. Mustafa’nın çocukları Çipil köyündedir. Mehmet’in çocukları da Yeniköylüdür.”

Zalim Çavuş lakabını nasıl aldı?
Zalim Çavuş lakabını nasıl aldığına ilişki olarak ise Karataş’ın anlatımı şöyle: “Halil’e neden Zalim Çavuş demişler, onu da Mustafa dedemden şöyle duydum: Halil askerdeyken kadınlara laf atan askerlerden bir kaçını vuruyor. Sonra da askerden kaçıyor.”

Zalim Çavuş’un mezarı nerede bilinmiyor
Karataş, Zalim Çavuş’un yakalanması olayını ise dedesinden duyduğu kadarıyla şöyle özetliyor: “Zalim Çavuş Gınili Murat Paşa’nın kirvesidir ve o davet ediyor. Zalim Çavuş o zaman kardeşi Mehmet’e diyor ki, “Abi beni götürme, bunlar bana kuyu kazar. Mehmet diyor ki, ilk elçi geldi gitmedin, ikinci elçi geldi gitmen lazım. Gınili paşa Dede Izdırap’ı gönderiyor Zalim Çavuş gelsin diye. Bunun üzerine Zalim Çavuş, Mehmet (abisi) ve teyzesinin oğlu Mustafa (Mısto’yu Sırme) Gınili Murat Paşanın yanına (Belentarla köyü ve önceki adı da Eskihargün) gidiyorlar. Zalim Çavuş oraya vardığında tüfeğini kucağından hiç indirmiyor. Gınili Paşanın karısı Nevruz Hanım Zalim Çavuş’a diyor ki, kirve tüfeğini indir de yemeğe gelin. Zalim Çavuş tüfeğini indiriyor ve elini yıkaması için azabın havlu sabun getirmesini bekliyor. Azap ise içeriye gidip askerlere haber veriyor. Askerler Zalim Çavuş’un etrafını çeviriyor. Zalim Çavuş orada Gınili Murat Paşaya kızıyor, “Bir de kirvemsin senin bana yapacağın bu muydu?” diyor. Askerler Zalim Çavuş, Mehmet (Deli Memo) ve Mısto’yu Sırmeyi götüreceklerken, o diyor ki beni atıma bindirip bağlayın ve atımın üzerindeyken vurun. Kaçarken vurduk dersiniz, beni halkın karşısında idam etmeyin. Gınili Paşa diyor ki, bunu atına bindirirseniz kaçar ve gelir beni vurur. Zalim Çavuş’u götürdüklerinde cebindeki altın köstekli saati ve parasını teyzesinin oğluna veriyor ve Ali abisine haber vermesini istiyor. Mısto’yu Sırme Kangal’dan Humarlı’ya zamanında gidemiyor ve Zalim Çavuş’u Sivas’a götürüp asıyorlar. Kimi cenazesinin Ulaş’a getirildiğini söylüyor kimisi Sivas’tadır diyor ama mezarının nerede olduğu belli değil.”

Zalim Çavuş asıldığında hamile eşinin başına gelenler…
Zalim Çavuş’un asılmasından sonra eşi Elmas’ı Çamlıören mezrası ağası Hasan Bey’in aldığını ifade eden Karataş, şunları ifade etti: “Zalim Çavuş’un çocuğunu doğar doğmaz sağ sağ gömdüler. Zalim Çavuş’un eşi Elmas o asıldığında gümenliydi (gebe-hamile). Zalim Çavuş asıldıktan sonra Elmas’ı Çamlıören’de Tırıklı Hasan Bey alıyor. Bu olayı nereden öğrendim, anlatayım: Biz yıllar sonra onun ekmekçisine kavuştuk. Bizim bir komşu ile Çamlıören’e gittik. Orada sordular kimsiniz diye Mısto’nun torunuyum dedim. Hangi Mısto diye sordular, Zalim Çavuş’un kardeşi Mısto (Mustafa) dedim. Kadın dedi ki, sana bir şey anlatayım. Anlat abla dedim. Dedi ki, Zalim Çavuş’un karısı Elmas gümenliydi. Doğum yaptığında Tırıklı Hasan Bey demiş ki, “Bu Alevi çocuğudur, bunu gömün, kaybedin”. Kadın (O kadın 105 yaşında öldü) diyor ki, ben o zaman 7-8 yaşlarındayım. Annem orada ekmekçiydi ve bir de Avşarörenli ekmekçi vardı, Çamlıören’de. Bu kadın doğum yaptığında çocuğu annemle o ekmekçi kadın götürüp sağ sağ gömmüşler. Onlar çocuğu gömdükten sonra doğum yapan kadın Elmas uyanıyor ve çocuğunu soruyor: Benim çocuğum nerede? Benim çocuğum Halilimdedir diyor. Onlar da diyor ki, senin çocuğun ölü doğdu. Kadın diyor ki, ben çocuğumun sesini duydum, o ölmedi; Allah rızası için çocuğumu bana verin. Kadın bunun üzerine oradan çıkıp Tokat’a gidiyor. Sonrasında da Zalim Çavuşun Ali abisinin oğlu Hasan (Eyerci Hasan) gidip Elması Tokat’tan alıp Humarlı’ya getiriyor. Sonra Elmas Humarlı’da ölüyor.”

Zalim Çavuş’un idamına ilişkin tutanaklar gün yüzüne çıkmayı bekliyor
Zalim Çavuş ile ilgili abisinin torunu Hakan Akansu Karataş (Heleko) bu duyumları aktarıyor ancak bunlar da gerçeğin önemli bir bölümüne ışık tutarken, söz konusu olaya ilişkin maddi gerçekliğin tüm yönleriyle açığa çıkması için Zalim Çavuş’un idamına ilişkin tutanakların ve mezar yerinin de gün yüzüne çıkması gerekiyor.
Öte yandan her ne kadar Hakan Akansu Karataş’ın dedesine dayandırdığı aktarımlarda Zalim Çavuş’un tutuklandığı sırada yanındaki kardeşinin Mehmet olduğu ifade edilse de bazı kaynaklarda Hüseyin olduğunun belirtilmesi ve Hüseyin’in soy olarak devamlılığının sağlanmamış olması Zalim Çavuş yakalandığı sırada yanındaki kardeşinin Hüseyin olma ihtimalini de güçlendiren bir etken olarak önümüzde duruyor.
PİRYOL / ÖZEL
Her yörede tarihe geçen olaylar var.
Ne mutlu ki bu tarihi internette yazarak tarihe geçmesini sağlayanlar var.
Tarihe kayıt düşenlere, tarihi yayınlayanlara, tarihi okuyup ders alanlara selam olsun.