Alevi kurumları ortak bir açıklama ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin çocuklar için 23 Nisan’da dağıttığı koliden çıkan kitapçığa yönelen tepkileri kınadı.
6 Alevi kurumunun yaptığı ortak açıklamada 23 Nisan kitapçığında savunulan eşit yurttaşlık talebine ve demokratik değerlere bağlılık dile getirildi.
Alevi kurumlardan 23 Nisan kitapçığına sahiplenme, İmamoğlu’na teşekkür
Alevi kurumları adına yapılan ortak açıklamada, Alevilerin görünür olmasından rahatsızlık duyanların varlığına dikkat çekilerek, “Biz Alevi kurumları Aleviliğin temsilleri ile görünür kılınmasına gösterilen tepkileri kınıyor, eşitlik ilkesi ile hareket ederek toplumun her renginin temsil edildiği bir demokrasi kitapçığında Alevileri resmedilerek dağıtılmasına destek veriyor ve Sayın Ekrem İmamoğlu’na bu çalışmasından dolayı teşekkür ediyoruz” denildi.

“Usul erkân bilmez nadan elinden/Usul ağlar erkân ağlar yol ağlar/Bülbülün figanı gonca gülünden/Bülbül ağlar diken ağlar gül ağlar…”
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Alevi Bektaşi Federasyonu, Alevi dernekleri federasyonu, Hacıbektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Alevi Kültür Dernekleri ortak bir açıklama ile Alevilerin demokratik Türkiye talebini dile getirdi.
‘Demokratik değerlere saldırmak için Alevilerin paravan olarak kullanılması kabul edilemez’
“Eşit yurttaşlık ve adil devlet yönetimi” talep eden Alevi kurumları açıklamasında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 100 bin çocuğa dağıttığı 23 Nisan kolisinde yer alan kitapçık üzerine şu ifadelere yer verildi: “Cumhuriyet ve demokrasinin en önemli ilkelerinin anlatıldığı küçük bir kitapçık üzerine koparılmaya çalışılan fırtına üzerine biz Aleviler, Çağdaş Türkiye’nin eşit yurttaşlık konusunda konuşmak zorunda kalmasını zul kabul ederek; yine kardeşliğin, bir arada yaşamanın güvencesi demokrasi üzerine sözümüzü söylemeyi zorunlu buluyoruz. Demokratik değerler Alevilerin temel yaşam değerlerinin en önünde yer alan değerleridir. Herhangi bir nedenle bunun Aleviler üzerinden tartışılmasını, Alevilerin kabul etmesi mümkün değildir.”

‘Alevilerin görünür olmasından rahatsızlık duymak çağdışıdır’
Burjuva siyasetin Alevilere yaklaşımının eleştirildiği açıklamada, “Yıllardır Aleviliği, birlikte yaşamaktan onur duyduğumuz Sünni ya da Şii kardeşlerimizin yaşam ve inanç biçimleri üzerinden şekillendirmeye çalışan inkârcı politikacılar ve partiler her seçim döneminde demokratikmiş gibi görünerek, inancımızı kendi siyasi partilerinin iktidar programına oy devşirme parçası olarak ekliyor, seçim bittikten sonra yine aynı siyasetçiler verdikleri sözleri unutup gerçek yüzlerini gösteriyorlardı. Hatta kimi araştırmacı, gazeteci, sözde tarihçi, akademisyen bilim etiğini hiçe sayarak bir toplumun kendini ifade etmesinin yerine kendi otoriter, buyurgan dilini dayatan, iktidarın tüm olanakları ve araçlarını Alevileri asimile etme hırsı ile bu çağdışı politikaya hizmet etmeye harcıyorlardı” denildi.
‘Alevileri yok sayanların timsah gözyaşlarına kanmayız’
Medyanın sağduyudan uzak, kutuplaştırıcı, toplumu kışkırtıcı bir dil kullandığına değinilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: “Bugüne kadar her fırsatta Alevilere saldıranlar, bugün sanki Alevileri korumaya çalışıyormuş gibi bir izlenim verseler de aslında Aleviliğin sembollerini görmeye tahammül edemediklerini bir kez daha ortaya koyuyorlar. Özellikle Aleviliği içeren bir resim üzerinden bunu araçsallaştırdıklarını, kendi politik ajandalarına hizmet etmek için kullandıklarını görüyoruz. Öte yandan, bir kez daha medyanın aslında kendi dinamikleri ile hareket etmediğinin en büyük kanıtı olarak hepsinin tek bir ağızdan saldırıya geçmeleri ve aynı üslubu, aynı dili, aynı hazır materyali kullanmalarından anlayabiliyoruz. Yüzlerce yıldır yaşadıklarımızın biriktiği bir hafızamız var ve “Biz dostu da, düşmanı da iyi biliriz.” Timsah gözyaşları ile ne Alevileri kandırabilir, ne de galeyana getirebilirsiniz. Bu kapıdan size iş çıkmaz! Başka kapıya!”
Eşit yurttaşlık istiyoruz!
Alevilerin devletten ve hükümetten temel talepleri konusunda uzlaşamadıkları algısının Alevilerin ile “eşit yurttaşlık” talebini görmezden gelme amacını taşıdığının belirtildiği açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Sözde Alevi okulları açıyor, kurduğu paravan Alevi dernek ya da vakıflarla bu algıyı yürütüyorlardı hatta Alevilerin hiçbir inançsal ritüelinde kimlik, inanç, cinsiyet, siyasi görüş beyanı ve iması yokken sözde birkaç Alevi dedesi aracığıyla Cemlerimizi seyir alanına çeviriyorlar, Cem ibadetimizdeki tutarlılığı yok etmeye çalışıyorlardı.”
‘72 millete bir nazardan bakmaya devam edeceğiz’
Halkların kardeşliği, hakların eşitliği temelinde bir arada yaşamayı savunan Alevilerin demokratik ve çoğulcu kültüre bağlı kaldıklarının hatırlatıldığı açıklamada, “72 millete aynı nazardan bakmayı yolun özü sayan; hangi kültür, inanç, kimlik ve cinsiyetten/cinsel yönelimden olursa olsun insana hürmet etme ilkesini küntü kenz sırrının nişanı olarak baştacı eden biz Aleviler toplumsal ötekileştirme, nefret, kin ve hınç söylemine dayalı politikaların nesnesi olarak konumlandırıldık.Ancak biz Aleviler dünyanın neresinde yaşarsak yaşayalım özgür ve samimice yaşamanın insan olmanın birincil şartı şart olduğu konusunda ısrarlıydık. Kardeşçe, hep birlikte sevinçte ve kederde ortak olacağımız, demokratik çoğulculuğun hâkim olacağı, birbirimizin acısına ve kutsalına hürmet edeceğimiz, barış, sevgi, hak ve hukuk gibi evrensel kavramların artık herkese lazım olduğu bizim gibi tüm toplumun da gönlünde ortaya çıkmıştır” ifadeleri yer aldı.
‘Alevilerin eşit yurttaşlık taleplerinin görülmesi kıymetlidir’
Alevilerin kurumsal yapılarıyla mahalli seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığına aday olan Ekrem İmamoğlu’na destek verdiklerinin ifade edildiği açıklamada, “Bu seçimde tercihini nereden yana kullanırsa kullansın her bir alevi vatandaşın siyasi tercihi, demokratik, adil ve eşit yurttaşlığı inşa etmiş bir Türkiye arzusuydu. İnancımız yaşayan Aleviliğin, bizzat Alevi toplumu tarafından oluşturulmuş ve başka hiçbir teolojik tartışmaya konu edilemeyecek evrensel inanç ve değerleri, tıpkı tüm inanç ve mezhepler gibi saygınlıkla konumlandırılması, gerekli özen ile zikredilmesi ve eşit yurttaşlığın bir turnusolü olarak eşit hizmet ilkesi içerisinde yer almasıydı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanı Sayın İmamoğlu Cumhuriyetimizim en önemli değerleri ile birlikte “devlet laik karakterde olmalı“ ifadesini de içeren bir kitapçığı, demokrasinin nişanı olan 23 Nisan Bayramımız dolayısıyla yayınladığını gördük” ifadeleri kullanıldı.
Alevi kurumlar kitapçığı sahiplendi
İBB’nin 23 Nisan kitapçığının “Cumhuriyet değerlerini hatırlatan” bir kitapçık olduğuna vurgu yapılan açıklamada, “ “Eşit Yurttaşların Onurlu Birliği”, “Din ile Devlet İşlerinin Birbirinden Ayrılması”, “Çoğunluğun Yönetme Azınlığın Var Olma Hakkı”, “Demokrasi İçin Sandık Şarttır Ama Yeterli Değildir”, “Çoğulculuk ve Katılımla Nefes Alan Bir Toplum”, “Kuvvetler Ayrılığı ve Hukuk Devleti”, “Hak ve Özgürlüklerin Güvencesi”, “Kişi Özgürlüğü ve Güvenlik Hakkı”, “Din ve Vicdan Özgürlüğü”, “Hak Arama Özgürlüğü”, “Ekonomik, Sosyal, Kültürel Hak ve Özgürlükler” başlıkları ile oluşturulmuş ve son sözünü Yunus Emre Sultanın “Sen sana ne sanırsan başkasına da onu san” sözünün rehberliği ile bitirmiş bir kitapçığın hem demokrasi değerlerine hem de eşit yurttaşlık taleplerimize verilmiş değerli bir metin olarak sahiplendiğimizi ifade etmek isteriz. Sıralanan tüm başlıklar Alevi kurumlarının kendi eşitlik mücadelesinde de yıllardır dillendirdikleri ve ülkenin ulaşmasını istedikleri cumhuriyet ve demokrasi değerleridir” denildi.
‘Aleviler sözünü kendi kurumları ve temsilcileri üzerinden söyler’
Alevileri toplumsal çatışma ve çekişmelerin yemi haline getirmek isteyen karanlık trol odaklarının sorgulanması gerektiğine vurgu yapılan açıklama şöyle devam etti: “Yine aynı akıl tarafından Alevi din adamı temsilinin, tam da arzu ettiğimiz şekilde eşit vatandaşlık ve toplumsal saygınlık açısından olması gerektiği gibi toplumun tüm inanç önderleri ile birlikte resmedilmesi neden akıl almaz bir hınç ve öfkenin konusu edilmiştir. Aleviler varlığı ve kendileri olarak, eşit bir vatandaş gibi bir temsil sahnesinde yer alması kimi neden bu kadar rahatsız etmektedir. Bu vakıada dehşetle tekrar gördük ki Alevilerin varlığının zikredilmesi bile hala derin bir öfke ve hınç duygusu ile bir suçmuşçasına toplumsal çatışmaya malzeme konusu yapılabiliyor. Alevileri zaten yok sayan anlayışa karşı tekrar söylemek gereği duyuyoruz; Aleviler vardır ve bu toprakların kardeş diğer halkları ile birlikte bin yıllarca daha bu topraklarda kültürü ve inançları ile var olacaktır.”
Alevilerin görünür olmasından rahatsız olmayın
Alevilerin görünürlüğünden ve Alevi değerlerinin tanınmasından rahatsızlık duyan çevrelerin varlığına değinilen açıklamada, şunlar belirtildi: “Alevilerin görünür olduğu ve eşit bir şekilde gösterildiği bu resim için, “bu vurgu bir ötekileştirme projesidir” diyenler, devletin yıllardır uyguladığı asimilasyon politikaları karşısında sesini çıkarmayan hatta devletin isteği doğrultusunda bir takım çıkarlar uğruna hareket eden kişilerdir. Sizler tam olarak şöyle diyorsunuz “sanki Alevilik başka bir inançmış” zaten bu tahammülsüzlüğünüzün ve yok saymanızın yıllardır Alevilerin eşit vatandaşlık mücadelesinin karşısına sürekli çıkarılan bir aldatmaca değil mi bu? Bu resmin ne fitne, ne fesat ne de projelendirilmiş bir hayaldir. Bu resim bir alevi dedesinin temsili ile Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasası ile ortaya koyduğu laiklik, eşitlik yurttaşlık, din ve vicdan özgürlüğü ilkeleri gereği zaten olması gereken, yıllardır varlıkları inkâr edilen Alevilerin hak ettikleri gibi temsil edilmesidir.”
‘Aleviliğin temsilleri ile görünür kılınmasına gösterilen tepkileri kınıyoruz’
Demokrasinin vazgeçilemez koşulunun seçimler olduğunun altı çizilen açıklamada son olarak şu ifadeler kullanıldı: “Yöneticilerin seçimle belirlenmesi demokrasinin olmazsa olmaz koşuludur ancak Demokrasi sadece sandıktan ibaret değildir. Hangi yönetici olursa olsun bir rejimin demokratik olabilmesi için, özgür ve dürüst seçimlerin yanı sıra kuvvetler ayrılığı, hukuk devleti, çoğulcu ve katılımcı bir siyasi ve sosyal yapı, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması, yöneticilerin hesap verilebilir olmaları gibi ilkelerin de hayata geçirilme gerekir. Adil bir yönetici eşitlik ve adaletle kendisini ispat eder. Biz Alevi kurumları Aleviliğin temsilleri ile görünür kılınmasına gösterilen tepkileri kınıyor, eşitlik ilkesi ile hareket ederek toplumun her renginin temsil edildiği bir demokrasi kitapçığında Alevileri resmedilerek dağıtılmasına destek veriyor ve Sayın Ekrem İmamoğlu’na bu çalışmasından dolayı teşekkür ediyoruz.”