Orta yaş üstü insanlar geçmişte yaşadıklarını tekrar göz önüne getirsinler. Yıllar içinde 5 veya 6 kere, bazıları 7 kere, ülke yöneticisi hükümet ve hükümet kuran partilerin yaşattıkları kötü günler akla gelecektir.
Peki, insanlarımız güçsüz mü, bilgisiz mi, aciz mi, partili karar verenler daha mı akıllı?
Yaklaşık 6 parti yöneticilerine yönetim sisteminde halkın yaşamını kolaylaştıracak, güvenlik ve mutluluk kaynağı olacak uygulamalarla ilgili görüşlerimi bildirmeme rağmen hiçbir parti yönetiminden dönen olmadı.
Çabalarım sonucunda parti yöneticilerinin, sadece anketlerle halkın eğiliminin gerçekleşmesi için siyaset yaptıklarını ama teknik bilgi ve risk değerlendirme konusunda eksik olduklarını anladım.
Yazımda başlıkta dikkatini çekmek istediğim ana fikir gibi Yeni Hayat 21. Yüzyılda başlayacak ve bütün bilinen ideolojiler çöpe gidecek.
Bütün mesleklerin odası var. Ne işe yarıyorlar. Ahilik sistemi gibi çırak, kalfa, usta, yiğit başı, ahi, ahi baba, ahiler meclisi gibi uygulama gerçekleştiriyorlar mı?
Ahilik sisteminde işletmelerin başlaması için ustanın ilk sermayesi ahi meclisi tarafından konuluyordu. Ustada kazandığı paranın belli yüzdesini meclise veriyor. Meclis aynı zamanda ustanın hastalığında işletmesinin çalışması, evinin masrafı ve hastane masraflarını karşılıyordu. Ustanın vefatında da işyerini seçtiği yeni ustaya devrediyor ama ailesinin ömür boyu geçimini sağlıyordu.
Ahi meclisi 5 kişilik yetkili seçiyor ve diğer ahi meclisinin seçimi ile her il için ahiler ana meclisi oluşturuluyordu.
Bu sistem içinde parti veya particilik yoktu. Kadın, Erkek hepsinin ahilik meclisi vardı.
800 yıl geçti ama yine bazı meslekler ahilik sisteminde çalışıyor, günümüzde saygı ve itibar gören meslekler bunlardır. Her aile çocuğunun mutlu yaşaması için bu mesleğe sahip olmasına çalışıyor.
Atalarımızın kontrol edilemeyen arzuları ve hırsları bu sistemin bozulmasına sebep olmuştur. Şimdi batının hırsları bizi esir almıştır. Bu durum bize mutluluk getirmemektedir.
Yaşadıklarımız Osmanlının son günleri gibi. Eski belediye başkanı yeni görevinde de eski günlerindeki gibi ana hükümetten gelen paraları çarçur ederek en iyi benim demekte. Gelen borçları da biz ödemekteyiz. Bilinen atasözümüz var ya, “el elin eşeğini türkü çağırarak arar.”
Anlatmak istediğim sisteme gelince yasalar gereği birlikte vakıf kurabiliriz. Vakfın mal varlığı kadar coin (dijital para) ve blockchain (kayıt sistemi) kurabiliriz. Kayıtlar belki 10 belki 20 komite tarafından kayıt altına alınacağından ve birbirini doğrulamak zorunda kalacağından kaçak olmayacaktır. Malzeme alış ve satışında KDV, ÖTV gibi vergilerle (ticari işlemler) muhatap olmamak için entegre (kendi içinde üretmek ve tüketmek) olduğunda vergi ödenmeyecektir. Vakıf üyeleri üretim yaptığı için ve vakıf aynı ahilik gibi kötü günde yanında olacağı için SGK da gerekli olmayacaktır.
Bugünün şartlarıyla karşılaştırınca, sayın hocam Osman Altuğ’un dediği gibi, “bir malın maliyetini üçte biri vergi, üçte biri faiz, üçte biri ana maliyettir.” Sözünü ispatı bugünkü yaşadıklarımızdır. Eğer vakıf kurup ve entegre üretim yaparsak; ürün maliyeti3/1’e düşecek.
İşte o zaman gelirimiz bereketlenecek. Herkes belki bütün dünya bu sistemin mutluluk, keyifli günler, güven getirdiğini imrenerek görecekler.
Günün şiiri; Mehmet Çoban 30.07.2006/Denizli
Birlikte…
İnsanca hayatımı, İnsanlığa katkılarımı, Düşünüyorum, Tartışıyorum, Hesaplaşıyorum
Peşin yargılarım, Bencil davranışlarım, Sanal hayatlarım, Sevgisiz kuramlarım, Çıkıyor karşıma! …
Önü alınmaz hayallerde, Geçirdiğim zamanlar, Geçmişimin derinlilerinde, Geleceğimin hedeflerinde
İnsanca olgularımın, Ezildiğini hissediyorum, Sevgilerimi, ilişkilerimi, riyâkarlaştırdığını görüyorum
Beni ben yapan olguları, İnsanı insan yapan olgularla, Karşılaştırmakla başlayan
Hesaplaşma serüvenimde, Hayatımın sonuna yaklaşırken, Geriye kaldığımı, yok olduğumu
Daha yolun başında olduğumu, Yapılacakların çok olduğunu, Acıların gerçekliğinde görüyorum
Zamana yetişmek, Sorunlara yetişmek, Çareleriyle gülmek, Gözlere sevinç verebilmek
Kalplere huzur sunabilmek, Umutsuz bakışlara umut olabilmek
Kolaylıklarında/zorluklarında, Bencillikten kurtulamayan benimin, Vicdan muhasebesinde ezildiğini
Kaybolduğunu görüyorum
İnsanca yaşamak olgularında, Yürümelerin zorluğunda, Ülkemin, dünyamın, insanın
Tüm tutarsızlıklarında, Tutarlı davranışlar adına, Kutsal bir savaş adına, Ant veriyor ve yola çıkıyorum
Kalbimin sevgisini, Ufkumun genişliğini, Artırmayı, kavgalaştırmayı, Bu yollarda arkadaşlıkları
Büyük bir umutla, Özlemle, tutarlılıkla, Arıyorum, arıyorum.
Güncel olaylardan arınmış, İnsanla insanlar arasındaki, Tüm duvarları kaldırmış
Tanrının eşit ve özgür kıldığı, İnsan olma haklarında, İnsan olabilme kavgasında, İnsanlara insan olma haklarında
Muştulu kavgayı verecek, Dostlar ve kardeşler arıyorum
İnsanlık üzerine ant vermiş, İnsanca gururla bezenmiş, Bilgilenmiş ve bilinçlenmiş
Kişi, kurum, yasa ve dahi, Tarih, ırk, kültür ve bölgeci, Doğmalarını terk etmiş
İnsanın yaşadığı dünyayı, Bütün insanlık haklarını, Doğayı ve varlıklarını, Kutsal dava edinmiş
Bir insan zarar görse, Bir insana zulüm edilse, Yüreği titreyen, Sevgisiyle büyüyen, Kalbi sevgi dolu, Dost ve kardeşler arıyorum
Birlikte gülmek, Birlikte güldürebilmek, Birlikte yürüyebilmek için
Haksızlıkları ve zulümleri, Çıkara dayalı emperyalizmi, Saldırgan tüm savaşları, Durdurmak durdurabilmek için…
Saygılarımla,
Adil Kılıçaslan
Yönetim Baş Denetçisi