Siyasiler insanları yönetmek üzere oyun kurarlar, aynı çocuklukta yaptıkları gibi.
Oyunun kazanan tarafı olmak için insanları isteklerine motive ederler.
Siyasiler için yönetmek istedikleri insanların ana ihtiyaçlarını nasıl karşılayabilecekleri değil, nasıl söz geçirecekleri önemlidir.
Siyasiler belli kişilerin çıkarını koruyarak, onlara fırsat yaratarak yol alırlar.
Etnik olarak aynı özelliklere sahip olsalar da yine oyun bozanlık yaparlar.
Bazı gurup liderleri mızıkçılık yapar, insanların bildiği kuralları kendine göre değiştirerek guruplara bildirir. Karşı guruptakiler önce itiraz ederler. Baktılar ki mızıkçılık eden gurup lideri yan çiziyor. Oynamak için başka çare yok ve kabul etmeseler oynayamayacaklar, nasıl olsa yeneriz diye seslerini çıkarmazlar.
Oyun başlayınca mızıkçı gurup lideri oyun içinde de kuralları kendi gurubu lehine değiştirir. Karşı taraf karşı çıksa da top mızıkçının elinde olduğu için yine de oyuna devam ederler.
İnsanlar özendikleri guruba tezahüratta bulunurlar. Belki bir dahaki oyunda gurup liderinin gözüne girerim de beni oyuna alır diye düşünürler.
Bazen mızıkçı liderin gurup arkadaşları söylediğimiz taktikler dinlenmiyor, oyunu kaybedeceğiz diye guruptan ayrılırlar. Yeni bir gurup kurmak için uğraşırlar.
Bazen de tartışırlar sahanın kenarında oyunu seyredenlerden yardım isterler. Bazen kavga çıkar. Kavgayı kadınlar ayırır.
Tartışmaya girmeyenler, fiziksel güce değil aklın doğruyu seçebileceğine inananlardır.
Oynanan oyun sadece fiziksel güç gösterisidir. Esas güç akıldadır. Hayatımız boyunca üstün zekâlı insanlar ve güzel eser bırakanlar akılda kalır.
Laf ebeliği yapan yaygaracılar, Hak yiyenler değil.
Seyrettiğimiz oyunlarda haksız kuralları görüyoruz, biliyoruz.
Gelin arkadaşlar, Kuruluşumuzda belirlenen oyun kurallarına dönelim.
“YURTTA BARIŞ, DÜNYADA BARIŞ.”
Kendini gurup lideri zannedenlere değil kendi bilgimize güvenelim. Oyuncusuz oyun olmaz.
Bu örneği hayatın diğer bölümlerine de aktarabilirsiniz.
Zekâ geliştirici oyunlar oynayalım çünkü bizi geliştiren hayata hazırlayan zekâ oyunlarıdır.
Halkımızın halay kültürü vardır, birlikte oynanır, el ele tutuşulur, omuz omuza verilir. Müzikle ritim tutularak hareket edilir. Halay başı yanlış oynarsa halay bozulur, grup dağılır. Halayın diğer katılanlarından oynamayı bilemeyenler halay sonuna gönderilir. Halaydan çıkartılmaz.
Adil Kılıçaslan