Bütün dünya ülkelerinin devletin işleyişi ve halkın uyması gereken kurallardan oluşan anayasası var, kanunları var ve kanunların uygulanması için yönetmelikler ve tebliğler var.
Şimdi “Ne kadar çok mevzuat dokümanı var” diyeceksiniz. Bu kadar dokümanda hangi durum suç hangisi değil tek tek anlatılması gerekir diye düşünürsünüz, bulamazsınız.
Kulağını tersten göstermek gibi anlatım vardır. Halk’a hükmetmek için sözleri karıştırılır ve sonunda devlet haklı çıkar.
Bu duruma örnek devlet ihale kanunudur. 2003’te yürürlüğe girdiğinden beri 191 kez değişiklik yapıldı. Yani ortalama her ay kanunun bir yerlerini değiştirdiler sonunda kuşa döndü.
Mevzuatın (anayasa, kanunlar, yönetmelikler, tebliğler) anlatımı kararsızlık manzumesidir. Yüzbinlerce hukukçu olmasına rağmen, mevzuat kesin hüküm kuramaz ya ne yapar?
Mevzuat aykırılığı için açılan davalarda öyle kararlar alınır ki mevzuat eksik kalır ve mevzuata yeni eklemeler yapılsın diye kanunda değişiklik yapılır.
Birde şöyle bir kural var; “Vatandaş kanunu bilmiyordum diyerek kendini kurtaramaz” halbuki bütün mevzuata hâkim olan hiçbir hukukçu YOK. Bırakın bütün mevzuatı atandığı mahkemenin konularına bile hâkim değiller.
Altı yıldır süren ve bu yıl bitecek gibi olmayan bir davam var. Değişen dört hakim, dört bilirkişi raporu ve eziyet çeken ben varız.
Bütün bilirkişileri şikâyet etmek istedim, konuya hâkim olacak makamlara şikayetçi oldum başaramadım. Benimle aynı durumda olan insanlar aklıma geldi, üzüldüm, öfkelendim, isyan ettim ama hani Neşet Ertaş’ın düzenlediği türkü var ya;
Karadır bu bahtım kara / Sözüm kâr etmiyor yâre / Yüreğimi yaktı nara / Eyvah eyvah eyvah eyy
Kendim ettim kendim buldum / Gül gibi sararıp soldum / Eyvah eyvah eyy
Bilmez yar gönülden bilmez / Akar göz yaşlarım dinmez / Bir kere yüzüme gülmez / Eyvah eyvah eyvah eyy
Söylerim sözüm almıyor / O yar yüzüme gülmüyor / Garip gönlümü bilmiyor / Eyvah eyvah eyvah eyy
Hakimleri de şikâyet edeceğim. Birinci aşamada istinafa gittim ama yanlış sebeple davayı temyiz ettiler. Bu gidişle davacılıktan emekli olacağım veya öleceğim.
Peki hukukçular hiç mahkemelik olmuyor mu? Eğer davanın her iki tarafı hukukçu ise o dava da uzuuun sürer. Eğer davanın taraflarından biri devlet kurumlarıysa, dava devlet lehine biter. Tabi eğer devletin avukatı davaya iyi başlarsa, yok nasıl olsa devlet kazanır diye umursamazsa başarılı olamaz. Zaten kazanamadın diye işten atılmayacağı için umursamaz.
Adalet’i kuran, yaşatan adliyelerdir. Hukuk hakkın değerlendiği yerdir. İşte bu sistem düzelmezse hiçbir şey düzelemez.
ADALET DEMEK ADİL OLMAK DEMEKTİR.
Saygılarımla,
Adil Kılıçaslan
Yönetim Sistemleri Baş Denetçisi