Devlet toplumu tek hedefte birleştirme kurumudur. Hedef; bağımsızlık, özgürlük, refah, hukuk, adalet, eğitim, gelişim kavramlarının gerçekleştirilmesidir.
Devlet kurumsal yapıdır. Başkanlık sistemi bu yapının koordinasyonunu, uygunsuzlukların en kısa sürede çözümlenmesi için çalışan yöneticidir.
Kurumların kuruluş felsefesi işlemlerden elde ettiği gelirle kurum çalışanlarının verimli, teknolojik çalışması ve maaşların ödemesinin gerçekleştirilmesidir. Kurumlar kâr amaçlı ticaret şirketleri değildir. Örnek EPDK enerji üreticilerini denetleyerek ve optimum maliyeti hesaplayarak, şirketlerin keyiflerine göre zam yapmasını, tekel oluşturmasını engellemekle sorumludur.
Kurumlarda torpilin, rüşvetin, iltimasın olmaması gerekir.
İdarenin hukuka uygunluğunu, düzenli ve verimli şekilde yürütülmesini ve geliştirilmesini, sistemin kontrolünü Devlet Denetleme Kurulu ve Kamu idarelerinin mali faaliyet, karar ve işlemlerini hesap verme sorumluluğu çerçevesinde denetler ve sonuçları hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisine doğru, yeterli, zamanlı bilgi ve raporlar sunar.
Devlet yatırımları borç para ile yapmasına gerek yoktur. Borçlanma partili yönetici tarafından yıllık programlara halkın gözüne girmek için koyması sadece mecliste bütçe görüşmelerinde kabul ettirerek halkın borçlanmasına sebep olur. Bu durumda devlet bu parayı toplamak için partili yöneticiye vergi artışı için yeni vergiler ve yeni oranlar, işlem harçlarına zamları onaya sunar. Bunun sebebi devletin bütçesine delik açan parti yöneticisidir.
Kurum çalışanları devlet memurudur, parti çıkarlarını gözeten kişiler değildir.
Teknoloji gelişiyor. Devlette Nüfus, Tapu, Eğitim, Maliye, Dış Ticaret, İçişleri, Enerji, Şehircilik işlemleri bilgisayar programı ile otomasyona geçmiştir. Aynı block chain gibi az kişiyle çok iş yapılabilir hale gelmiştir. Partili yönetici devlet kurumlarına partili kişileri atayarak aslında kendi ayağına ateş etmektedir. Halkın devlete güveni azalmakta, kamu maliyesi çiftlik gibi kullanılmaktadır.
Asgari Ücret neden önemli,
Asgari ücret yurtta gerçekleşen üretim, hizmet işlerindeki sermaye dönüş hızıdır. Asgari ücret ne kadar düşükse, sermayenin dönüş hızı da o kadar düşüktür. Düşük sermaye hızı kârın düşmesinin baş sebebidir.
Düşük kâr, düşük vergi demektir. Bu durumda bütçe tutmaz, paranın değeri kalmaz. TL bağımsızlık ölçüsüdür, kimsenin sömürgesi olmadığımızın kanıtıdır. Bu durum TL’nin yüksek değerde olması demek değildir. Halkın tükettiği malzemelerin ithal edilmemesidir. Tl/Dolar, TL/Euro, TL/Sterlin oranlarının sabit olmasıdır. Japonya, Rusya, Çin, İsviçre, Danimarka, Norveç, İsveç, Avusturalya, Yeni Zelanda, Küba, Afganistan vd. kurumsallaşmış, partili devlet yöneticisi (tek kişi yönetimi) olmayan ülkelerin paralarının paritesi nerdeyse sabit, olağanüstü durumlarda ± yüzde bir oynaklık gösterir.
Asgari ücret beklenenden yüksek olsa ne olur?
-Halkın devlet kurumlarına güveni tazelenir.
-Mutluluk ve ihtiyaçlarını karşılama duygusu artar.
-Yapılan harcamalarla devletin topladığı vergi çoğalır.
-Denk bütçe oluşur.
-Devletin iç ve dış borç ödeme imkanı çoğalır.
-Halk ülkesinin ne kadar güçlü organizasyona sahip olduğunu hisseder.
Bu kadar pozitif duygular devlete yük değil kolaylıklar getirir. Eğer asgari ücret halkı mutlu edecek noktaya getirilmez ise;
BU İŞTE BİR ÇAPANOĞLU VAR DEMEKTİR. SATILDIK DEMEKTİR.
Günün sözü;
Gününüz aydın, ocağınız bereketli olsun, gülen yüzünüz solmasın.
Saygılarımla,
Adil Kılıçaslan
Yönetim Baş Denetçisi