Cumhurbaşkanlığı seçiminde 14 Mayıs’ta yüzde 50 artı 1’i geçen aday çıkmayınca seçimler ikinci tura kaldı. İkinci tur için 28 Mayıs’a gün sayılırken, ittifaklar arası görüşmeler ve karşılıklı salvolar birbiri ardına dizildi.
ATA İttifakı adayı Sinan Oğan ikinci tur seçimleri için ilgi odağı olurken, hem ittifakın adayı hem de ittifakı oluşturan partiler arasında yoğun bir trafik yaşanmaya başladı.
Kılıçdaroğlu Zafer Partisi Genel Merkezi’nde Ümit Özdağ ile görüşürken, saatler sonra Sinan Oğan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde 1 saat görüştü.
Ardından ATA İttifakı’nın ikinci tur için kararını Pazartesi günü açıklayacağı üzerine paylaşımlar yapıldı. “O an” yaklaşıyor paylaşımları yapılırken, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’un yarın bir görüşme gerçekleştireceği belirtildi.
Tüm bu gelgitler arasında Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ise 14 Mayıs öncesi seçim kampanyasını bir kenara bırakıp Oğan’ın kırmızıçizgileri ile bir problemi olmadığı üzerinden dümeni milliyetçi söylemlere kırdı.
Oğan’ın tarafsızlık yönünde seçmeni serbest bırakacağı üzerinden yansıyan kulis bilgileri ortaya saçıldı. ATA İttifakı’nda yer alan Adalet Partisi’nin Genel Başkanı Vecdet Öz’ün, tarafsızlığın Cumhur İttifakı’nın kazanmasına dolaylı destek olacağı yönündeki değerlendirmeleri ve 28 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerinde Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceklerini açıklaması ikinci turdaki seçim yarışında ittifaklar içindeki farklı eğilimlerin ayrışmasının kaçınılmaz olduğunu gösterdi.
Her seçimin yeni bir seçim olduğu ve seçmen kitlelerinin partiler, ittifaklar arası geçişkenliklerini tetikleyen etmenler bir yana seçmenlerin blok olarak matematiksel toplamlarla hiçbir ittifakın hanesine yazılamayacağı gerçeği de orta yerde duruyor.
Öte yandan bir taraftan oy kazanayım derken, diğer taraftan oy kaybetmeler ise tutarsız politik manevraların bir sonucu olarak sandık sonuçları üzerinden bir kez daha teyit edilecektir. Kaldı ki, seçmenlerin sandığa gitme oranı da seçim sonuçları üzerine etki edecek önemli bir etmendir ve her ittifak açısından da bu ihtimalin gözardı edilmesi sürpriz gelişmeleri beraberinde getirecektir.
Cumhur İttifakı Adayı Recep Tayyip Erdoğan 27 milyon 133 bin 849 oy ile seçmenlerin yüzde 49,52’sini oyunu alırken, CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 24 milyon 595 bin 178 oy ile yüzde 44,88’ini alarak 28 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kalan iki aday oldu. ATA İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı olan Sinan Oğan’ın 2 milyon 831 bin 239 oy alarak seçmenlerin yüzde 5,17’sini, adaylıktan çekilen Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce de 235 bin 783 oy ile seçmenlerin yüzde 0,43’ünün desteğini aldı.
İkinci tur için Erdoğan kazanmaya en yakın aday olarak dururken, ATA İttifakı adayı Oğan’ın hangi ittifaktan yana saf tutacağı ya da nasıl bir tutum takınacağı ise seçim sonuçlarına etki gücü açısından önem kazanmış görünüyor. ATA ittifakı birinci turda desteğini aldığı yüzde 5,17’lik seçmen kitlesinin ne kadarını yeniden sandığa götüreceği ya da bu seçmenlerin ikinci tur için blok olarak nasıl bir davranış sergileyeceği ise önceden net bir şekilde kestirilebilecek bir durum değil. Yüzde 5 seçmen kitlesi ile kendisini ikinci tur seçimlerinin kilit noktasında gören ATA İttifakı adayı kırmızıçizgilerini ve ittifaklar arası pazarlık trafiğini siyasetin gündemine taşırken, Kürt seçmenlerin söz konusu tabloda ikinci tur için nasıl bir refleks göstereceği üzerine ise neredeyse hiç konuşulmuyor. Oysa milliyetçi söylemlerden kaygı duyan ve Yeşil Sol’a destek veren Kürt seçmenlerin ikinci turda sandığa göstereceği ilgi seçimin sonucuna birebir etki edecek potansiyeldedir. Ama her nedense şuan odaklanılan tek nokta ATA İttifakı’nın kimden yana desteğini açıklayacağı mevzusudur. İktidar kanadının bugünlerde meselenin bu tarafını kaşıması ise boşuna değildir.
İkinci turda ortaya çıkacak sonuçtan bağımsız olarak söylemek gerekirse İster ATA İttifakı’nın blok desteği ve seçmenlerin sandığa artan ilgisi ile Kılıçdaroğlu seçilsin, isterse ATA İttifakı’nın tarafsızlığını açıklaması ve sandığa giden seçmen sayısındaki düşüşle birlikte Erdoğan kazansın, halihazırda görünen tabloda Kürt seçmenler açısından pek bir kazanımdan bahsetmek ne yazık ki mümkün gözükmüyor. Sandık sonuçları zihniyet anlamında bir değişime yol açmadıkça toplumsal gelişme açısından pozitif bir sonuç beklemek ham bir hayaldir. Kaldı ki, kim seçilirse seçilsin ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizin faturasını ödeyecek olan da her şeyden önce yoksul seçmen kitleleri olacaktır. Böyle bir tabloda seçimin kazananının kim olacağından çok kaybedenin kimler olacağı şimdiden belli.