Türkiye Fırıncılar Federasyonu artan un fiyatlarından dolayı ekmek fiyatlarının arttığı yönünde açıklama yapıyor. Un fiyatlarının yüzde 30 artığını ve un fiyatlarının 630 lira bandından yaklaşık 800 bandında çıktığını belirten federasyon, “Belli oranda buğday ithaline müsaade edilmeli” sözleriyle çareyi ithalatta aradı.
Çiftçinin elinden buğdayı 7,5 – 8 liradan alanlar ve stokçuların kazanmasının yolunu açanlar buğday fiyatlarının 12,5 liradan işlem gördüğünü belirtiyor. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin elinde 11 milyon ton stok gözüktüğüne işaret edilen açıklamalar 14,5 milyon ton rekoltenin bir yıllık ihtiyacın 2,5 milyon ton üzerinde gerçekleştiğini ifade ediyor.
Ekmeğin kilogram fiyatının 50 lira olduğunun belirtildiği açıklama bu fiyatın 65 liralara bandına çıkacağı uyarısı yapıyor.
Yurtdışından “kaliteli” buğdayın 8,5 liraya mal edildiğine değinilen açıklama iç piyasada kilosu 13 liradan buğday alımının ekmek fiyatlarını daha da arttıracağı uyarısı yapıyor.
Geçen yılki buğday fiyatları ile bu yılki buğday fiyatları arasında değişen tek şey fiyatların geçen yılın dahi gerisine düşmesi oldu. Oysa buğdayın girdi maliyetleri geçen yıla göre en az 2 kart artmıştı. İlaç, mazot, gübre, tohum fiyatları katlanan sektördeki üreticiler bir sonraki yıla nasıl üreteceklerini kara kara düşünürken, fırıncılar federasyonu ekmek fiyatlarındaki artışın önüne geçmek için çareyi ithalatta arıyor.
Yerli üreticinin elinde para etmeyen buğdayın özel silolarda istif edilmesi ve piyasanın kontrolünün rantiyenin eline geçmesinden zerre rahatsızlık duymayanlar ne var ki, çözüm olarak ithalat yolunu gösteriyor. Oysa çiftçi bir sonraki seneye tarlasını nasıl ekecek bunu düşünen yok. Buğdayını bir yıl öncesinin fiyatının altında satan ve bir sonraki yıla girdi maliyetleri daha da katlanan çiftçinin ne yapacağına nasıl geçineceğine kimsenin kafa yorduğu yok.
Buğdayını 8 liraya satan çiftçi tohumu 20 liranın üzerinde almak zorunda bırakıldı. Mazot, ilaç, gübre maliyeti de katlandı. Peki böyle bir ortamda çiftçi nasıl üretecek? Geçen yıldan bu yana ekmeğe defalarca zam geldi ama çiftçinin elindeki buğday yine para etmedi. Yerli üretim bu koşullarda nasıl sürekliliğini sağlayabilir?
Buğday özel silolarda iken kazananlar, TMO’dan sübvansiyonlu buğday alanlar vs. bunlar her dönem gemisini yürütüyor. Peki olan kime oluyor, ekmeği alan yurttaşa ve çiftçilere. Üreten ve ekmeği tüketen zararda ama aracılar her zaman karlarına kar katıyor. Varolan sitem ne yurttaşı ne de üreticiyi düşünmüyor. Kazananlar hep tüccarlar, tefeciler oluyor. Çünkü sistem onlara hizmet ediyor.
Devletin parası varsa üreticiyi sübvanse etse ya. Üreticinin elinden buğday çıkana kadar fiyat yerlerde, herkes sus pus ama ne zamanki özel silolarda buğdaylar depolandı sonra başlıyor bir hareketlilik.
Ekmek 15 liradan 18 liraya çıktı ve bu gidişle daha da çıkacak. Çözüm ne fırıncılara ucuz buğday vermek ya da ithalata yönelmek. Üretici burada nerede, onların zararlarını kim karşılayacak?