Diyarbakır Bağlar Muradiye Mahallesinin kadın muhtarı Dilek Demir, Diyarbakır’ı yönetmeye talip olduğunu söyledi.
Diyarbakır’ın Bağlar ilçesi Muradiye Mahallesi Muhtarı Dilek Demir, 8 yıldır muhtarlık yapıyor. İki dönemdir muhtarlık yapan Demir, Bölgedeki iki kadın muhtardan biri.
İki dönemdir muhtarlık yapan Demir, bir sonraki dönemde hedef büyüterek Diyarbakır’ı yönetmeye talip olduğunu söyledi.
‘Dilek Anne tek başına kaldı’
Diyarbakır’daki kadınları yönetime aday olmaları konusunda yüreklendiren Dilek muhtar, şöyle konuştu: “İkinci dönemde kadınlar yönetimde beni görürler daha aktif olurlar, cesaret alırlar düşüncesindeydim. Öyle de oldu ve ikinci dönemde Diyarbakır’da 100 kadın muhtar adayı oldu. Her mahallede 3-4 kadın hatta Bağcılar mahallesinde 7 kadın muhtar adayı vardı. Bu tablodan gurur duydum. Bu Dilek muhtarın serdiği halının eseriydi ve buna çok sevindim. Ama maalesef seçim sonunda 100 adaydan hiçbiri kazanamadı ve yine Dilek Anne tek başına kaldı.
‘Keşke Dilek Annelerin sayısı çoğalsa’
Muradiye mahallesinin Dilek Annesi olduğunu ifade eden Demir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Diyarbakır’ın Muhtar Anasıyım. Güneydoğu’da erkek egemenliği her alanda olduğu gibi yönetimde de ağır basıyor Bu tablonun değişmemesine çok üzüldüm. Keşke bütün muhtarlar kadın olsa diyeceğim ama tabii her kadın da her erkek de bir değil. Ama keşke Dilek Annelerin sayısı çoğalsa. 8 yıldır öyle bir aşkla, azimle çalışıyorum ki, Diyarbakır’ı bırakın il dışından, ülke dışından bizi tanıyanlar var. Azimle, aşkla yapılan işin sonu gerçekten mükemmel oluyor.”
‘Muhtar Abe ile içeri girenler çıkarken, keşke kadınlar yönetse diyor’
Kadın muhtarın kadınlar için avantajlarına değinen Demir, şöyle konuştu: “Kadın kadına daha rahatlar ve her dertlerini, sırlarını paylaşıyorlar. Herkese bir anne sıcaklığında yaklaşıyorum. Evet mahallenin yüzde 60’ı bana destek verdi ama ben geri kalan yüzde 40’ın da gönlünü kazanmak zorundaydım. Aday olduğumda afişlerime bıyık çizenler, kalp çizenler vardı. Tabii öncesinde kadın muhtar görmemişlerdi ve bunları da normal karşılıyorum. Muhtarlığın kapısından girerken Muhtar Abe diye giriyorlar. Bana muhtarı soruyorlardı. Muhtar olduğumu öğrenenler inanamıyordu. Sonra konuşuyoruz, sohbet ediyoruz, işlerini yapıyorum ve çıkarken ise ‘Dilek abla keşke bütün Diyarbakır’ı kadınlar yönetse’ diyorlar. Muhtar Abe ile içeri girenler çıkarken, keşke kadınlar yönetse diyor ve bu çok güzel bir duygu.”
‘Anne sıcaklığında gönüllere dokunmaya çalışıyorum’
Kadınların yönetime aktif olarak katılımının önündeki engelleri sıralayan Demir, şunları söyledi:
“Biraz kadın kadını kıskanır, biraz erkek egemenliği ve biraz da muhtarlık imajında erkek figürü algısı çok fazla olması kadınların tercih edilmesinin engelleri olarak öne çıkıyor. Yani, eskiye bir bağlılık ve yeniye açık olmama durumu var. Şöyle ki, aynı ailede eşi ve çocukları kadın adaya oy verdiği halde kadın oy vermiyor. Halbuki bir kadın kadına daha rahat açılabilir, sıkıntısını daha rahat ifade eder. Tabii sonuçta seçilmek siyasettir ve tek kelime ile bin tane oy da kazanabilirsiniz bin tane oy da kaybedebilirsiniz. Güven vermek ve gönüllere dokunmak siyasette çok önemli. Ben de naçizane, anne sıcaklığında gönüllere dokunmaya çalışıyorum. Anne sevgisi hiçbir sevgi ile kıyas edilemez. Ben bu hizmeti anne şefkati ile yapıyorum. Bana muhtar demeyin ana deyin diyorum.”
‘Mahalleli beni tanıyor, çünkü içlerinden gelmişim’
İlk döneminde 6 erkek rakibini bin 500 fark geride bırakarak muhtar olan Demir, “Seçimde 2 bin 500 oy aldım ve en yakın rakibime bin 500 oy fark attım. İkinci dönem ise 4 erkek ve bir kadın aday ile yarıştım. Tabii kadın kadının rakibi olunca işin rengi biraz farklı oluyor. Mahalleli beni tanıyor, çünkü içlerinden gelmişim. Kahveye gidip oturuyorum, muhabbet, sohbet ediyorum. İnsanların sorunlarını, sıkıntılarını dinliyorum. Bir kadın muhtar adayı bunu yapabilme potansiyeline sahip olabilmeli” diye belirtti.
‘Diyarbakır’ı yönetmeye talibim’
Üçüncü döneminde belediye başkanlığı ya da milletvekilliği için yarışmak istediğini ifade eden Dilek Muhtar, Diyarbakır’ı yönetmeye aday olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Diyarbakır’da bir mahallenin ötesinde kenti yönetmek istiyorum. Kentin vekili olmak istiyorum. Halkım destek verirse milletvekilliği ya da belediye başkanlığı için yarışmak istiyorum. Diyarbakır Bağlar’da bir mahalleye hitap ediyorum ama aslında mahallenin çok ötesine bakıyorum. Mahallede yaptığımı hizmeti daha geniş kapsamlı yapmak istiyorum. Daha geniş kitleye hitap etmek, daha büyük yaraları sarmak istiyorum. Hedef büyütüyorum ve Diyarbakır’ı yönetmeye talibim. Tabii muhtarlığa aday olmasam da mahallemi bırakmam. Burada Kadın Kollarından 10 kadın arkadaşımı yetiştiriyorum. Dile Annenin 10 tane muhtar kadın kolları var. Yani bir yandan da Dilek Anneler yetiştiriyorum.”
Vekil koltuklarında hep yaşlılar var, neden?
Siyasette kadınlara ve gençlere yer açılmasını isteyen Demir, erkek egemenliği ve paranın gücünün siyasette belirleyici güç olmasına itirazı olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Vekiller yıllarca aynı koltuğu işgal etmemeli. Verim azaldığında, kapasite düştüğünde yerini gençlere bırakmalı diye düşünüyorum. Koltuğa yapışmamak, açgözlü olmamak lazım. Oturduğun koltuk seni ahirete götürmeyecek. Cenazeni mi o koltuktan kaldıracaklar, bırak ve gençlere alan aç. Böyle olmaz. Öyle gençlerimiz var ki, pırlanta gibi fikirleri var. Gençlerimizin fikirlerini hep önemserim. Gençlerimizin kafası zehir gibi çalışıyor. Yönetimi biraz da onlara bırakmak lazım. Vekil koltuklarında hep yaşlılar var, neden? O koltuklarda gençlerin ve kadınların ağırlıkta olması daha iyi değil mi? Niye genç bir kadın vekil olmasın?”
‘Koltuk satın alma dönemi kapanmalı’
Kadınların ve gençlerin yönetim kademelerinde olmasını isteyen Dilek Demir, “Asıl cevher gençlerimizde, kadınlarımızda, onlara yer açın. Bırakın artık koltuklarda oturanlar değişsin. Para zoruyla değil, halka hizmet aşkıyla, halk desteğiyle insanlar o koltuklara otursun. İktidarın eski zihniyeti değiştirmesi lazım. Bu böyle sürmez. Vekillerin adaylık için verdiği paraya bakmayacaksınız, halkla bütünleşmesine bakacaksınız. Halkla iç içe midir, halk vekilini tanıyor mu buna bakacaksınız. Bir mahalle muhtarı olarak şuan bir belediye başkanından bir vekilden daha fazla oy alıyorum. Parasını veren koltuğu satın almamalı. Koltuk satın alma dönemi kapanmalı.” diye konuştu.
‘Hangi partiye gidersem gideyim oraya Dilek Anneyi götüreceğim’
Siyasete temkinli yaklaştığına işaret eden Demir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dilek Anne ise gelenler arasında gerçeği, sağlamı görmeye çalışıyor. A Partisi, B Partisi, C Partisi benim için fark etmiyor. Ben hangi partiye gidersem gideyim oraya Dilek Anneyi götüreceğim. Dilek Annenin kurallarını, disiplinini, çalışma tarzını, hizmet aşkını götüreceğim. Ben nereye gidersem kendimi oraya götüreceğim. Kimsenin kalıplarının içine girmeyeceğim. Bu mahallede ne isem orada da o olacağım. İster kabul etsinler isterse de etmesinler ben neysem oyum. Ben gittiğim yere hak, hukuk aramak için gideceğim. Ben oraya insanımıza hizmet için gideceğim. Ben oraya propaganda için gitmeyeceğim. Ben oraya gerçek manada hizmet için gideceğim. Halkın gerçek manada hizmete ihtiyacı var. İnsanların işe ihtiyacı var, insanlar aç, sefil, perişan durumda. Madde bağımlılığı gittikçe artıyor ve bunun önünü almamız lazım. Çocuklara, gençliğe el atmamız lazım. Okuma salonlarının, kütüphanelerin sayısını çoğaltmamız lazım. Gençliğin spor yapma olanaklarını arttırmamız lazım.”
‘Halkımın derdine deva olmuşsam ne mutlu bana’
Diyarbakır Bağlar’ın en sorunlu mahallelerinden birinde muhtarlık yaptığını ifade eden Demir,
“Muhtar olduğum mahalle Diyarbakır’ın en jilet mahallesi. Uyuşturucunun, fuhuşun, yoksulluğun sıkıntının olduğu bir yer. Benim mahallem sıkıntılar yumağı. Muhtarlığımın ilk bir yılında zorlandım. Ama bende bu mahallenin insanı olduğum için, insanlar beni tanıyor, hangi yola hizmet ettiğimi biliyorlar. Ben hakkıyla hukukuyla halkının hizmetkârı olan bir insanım. Bunu biliyorlar. Partim yok, kimsenin yalakası değilim, kimseye boyun eğmem. Kimsenin hizmetinde değilim, kimsenin emriyle yürümem. Halkım için herkesin kapısına giderim. Dilek anne olarak 8 yıl içerisinde baya mesafe kat ettim. Dilek anneyi benimsediler, tanıyorlar biliyorlar. Mahallemde ellimi kolumu sallayarak rahat rahat gezerim. İnsanlar önümde önlerini ilikler, ayağı kalkar, saygı duyar, severler, annelerini sevdikleri gibi. Anne evlat sevgisi bizimkisi ve herkes benim evladım. Sadece benim mahallem değil, Diyarbakır’ın tamamı benim evladım. Halkımın derdine deva olmuşsam ne mutlu bana, olmaya da devam edeceğim.”
Siyasiler halktan kopmamalı
Siyasilerin halktan kopuk olduklarına değinen Dilek Muhtar son olarak şöyle konuştu: “Siyasetçiler halkın içinden çıkıyor ama sonra kendilerini halkın dışında görüyorlar. Dilek anne olarak siyasetçilerden tek ricam var, lütfen halkın arasına karışsınlar yardımcılarından halkın sıkıntılarını dinlemesinler, birinci elden dinlesinler. Halkın sıkıntılarını dinleyin, bu halk gerçekten çok çekti, çok yaralı, çok sıkıntıları var. Bağalar’a da belediye başkanı olmak isterim, ili de yönetmek isterim, kendimde o potansiyeli görüyorum. Ben de bu halkın çocuğuyum. Özel araç kullanmıyorum, otobüsle, dolmuşla gidiyorum. Marketten alışveriş yapmıyorum, pazara gidiyorum. Ben bir vekil de olsam çıkıp pazardan alışveriş yapacağım, çünkü olması geren budur. 50 koruma alıp halkın içine girmek değil. Dilek anne olarak görevlerime devam edeceğim ister muhtar, Belediye başkanı veya vekil olarak her ne olursa olsun.” PİRYOL / ÖZEL