Tahir Elçi cinayeti soruşturması kapsamında 3 polis memurunun ifadesinin alınmasına ilişkin Diyarbakır Barosu bir açıklama yaptı.
Tahir Elçi, soruşturma dosyasında 4 yıl sonra 3 polis memurunun şüpheli sıfatıyla ifadesi alındı. Diyarbakır Barosu ise bugün yaptığı açıklamada 4 yıl neden beklendiğini sordu.
Diyarbakır Barosu, Tahir Elçi cinayeti soruşturmasında 3 polisin şüpheli sıfatıyla ifadesinin alınmasına ilişkin bir basın açıklaması yaptı.
Diyarbakır Barosu adına açıklamayı Baro Başkanı Cihan Aydın yaptı. Tahir Elçi, soruşturma dosyasına şüpheli sıfatıyla giren 3 polis memurunun ifadelerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Cihan Aydın, soruşturma dosyasındaki gelişmelerden 20 gün önce haberdar olduklarını söyledi.
‘20 gün önce haberimiz vardı, basına yansıyınca açıklama yapma gereği duyduk’
Tahir Elçi, cinayetinin üzerinden bin 540 gün geçtiğini ifade eden Aydın, Elçi dosyasındaki gelişmelerden önceden haberdar olduklarını belirterek, “Baromuzun ve soruşturma komisyonumuzun soruşturmanın seyri konusunda bilgisi olmakla birlikte, soruşturmanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesi kaygısından dolayı bu gelişmeleri kamuoyu ile paylaşmamıştır. Ancak dün soruşturmadaki bazı gelişmelerin bizlerin dışında basında yer alması üzerine bu açıklamayı yapma gereği ortaya çıkmıştır.” İfadelerini kullandı.
‘Şüpheliler hakkında tutuklama talep edilmemiş…’
Elçi cinayetine ilişkin soruşturma dosyasında 9 ve 10 Ocak 2020 tarihlerinde üç polis memurunun şüpheli sıfatıyla ifadesinin alınmasını değerlendiren Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şüpheli olarak ifadesi alınan polislerden ikisinin görev yeri değiştirilmiş, diğerinin ise meslekten ihraç edildiği ifadelerden anlaşılmaktadır. Bazı soru işaretleri olsa da iki şüphelinin ifadesi bizzat savcılık odasında, bir şüpheli ise SEGBİS yoluyla ifade vermiştir. Şüpheliler hakkında tutuklama talep edilmemiş, herhangi bir adli kontrol tedbirine de başvurulmamıştır.”
Baronun hazırlattığı bilimsel raporun soruşturmaya katkısı
Elçi cinayetinin aydınlatılması noktasında Diyarbakır Barosu’nun kurduğu komisyonun çalışmalarına değinen Aydın şöyle konuştu: “Cinayetin aydınlatılması için Londra Üniversitesi’nin Goldsmiths Koleji bünyesinde faaliyet gösteren Forensic Architecture adlı araştırma merkezine başvurmuştur. Forensic Architecture, Tahir ELÇİ’nin öldürüldüğü sırada kayıtta olan kamera görüntülerini daraltarak, görüntüdeki şahısların silahlarını ateşledikleri anlar, ses ve görüntü senkronizasyonu gibi tamamen bilimsel yöntemlerle şüpheli sıfatı taşıyabilecek kişileri tespit etmek suretiyle olayın aydınlatılması amaçlanmıştır. Diyarbakır Barosu’nun soruşturma dosyasından temin ettiği görsel-belgesel deliller ve tanıklıkların yanı sıra açık kaynaklı bilgi ve malzemelerle bilimsel bir çalışma sonucunda bir video ve bu videodan hareketle bir rapor hazırlamıştır.”
‘Şüphelilerin tutuklanmamış olması ihmaller ve özensizlikler zincirine bir halka daha eklemiştir’
Forensic Architecture adlı araştırma merkezi tarafından hazırlanan bilimsel raporu r 14 Aralık 2018 tarihinde Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına sunduklarını belirten Aydın, şunları söyledi: “Bu dilekçede üç polis memuru ilk kez şüpheli olarak zikredilmiş, üç polis memurunun şüpheli olarak ifadelerinin alınması, müteakiben tutuklamaya sevk edilmeleri talep edilmiştir. Ancak talebimizden 13 ay sonra şüphelilerin ifadesine başvurulmuştur. Şüphelilerin tutuklanmamış olması ihmaller ve özensizlikler zincirine bir halka daha eklemiştir.”
Soruşturmadaki özensizlikler…
Elçi cinayeti dosyasında etkin bir soruşturma yürütülmediğini belirten Aydın, şu ifadeleri kullandı: “Olağan hukuk rejimlerinde yoğun suç şüphesi altında olan kişiler, şüpheli olarak kabul edilip ceza muhakeme usulündeki soruşturma usulleri kapsamında soruşturulmaktadır. Örneğin iletişimleri izlenebilir, görev başında olmaları nedeniyle delillerin karartılması ihtimali bulunduğundan açığa dahi alınabilirlerdi. Ancak daha ilk günden bu yana son derece özensiz bir şekilde yürütülen bu soruşturmada, bu özensizlikler yetmezmiş gibi Tahir Elçi’nin bulunduğu yöne doğru silahlarını ateşledikleri görülen, doğrudan ateş alanına sahip polis memurlarının şüpheli olarak ifadelerine başvurulması ve gerekli soruşturma ve araştırma usullerine tabi olmaları gerekirdi. Ancak aradan geçen 4 yılı aşkın bir zaman sürecinde dosyada hiçbir zaman şüpheli olarak zikredilmediler.”
‘Kovuşturma aşamasında delillerin tartışılmasının ve değerlendirilmesinin önü açılmalıdır’
Elçi cinayetinde 3 şüpheli polis memurunun bugüne kadar cezasızlık politikasıyla soruşturma dışı tutulmasına işaret eden Aydın, şu ifadeleri kullandı: “Üç polis memurunun, 4 yılı aşkın bir süredir cezasızlık politikasından istifade ederek ısrarla soruşturmaya dahil edilmemiş ve şüpheli sıfatı almamış olmalarının; soruşturmanın gidişatına, delillerin kaybolması ya da karartılmasına neden olmadığını umuyoruz. Bu saatten sonrasında artık kovuşturma aşamasında delillerin tartışılmasının ve değerlendirilmesinin önü açılmalıdır. Meslek hayatı boyunca Türkiye’deki cezasızlık politikasıyla mücadele eden Tahir Elçi’nin dosyasında kovuşturma aşamasına geçilmesi, cezasızlığın son bulmasına yönelik bir umut ışığı olacaktır. Kamuoyunun gözleri önünde işlenen bu cinayetin faillerinin yargı önünde hesap verecek olması, cezasızlık politikasında küçük de olsa bir gedik açacaktır.”
4 yıl boyunca neden ve neyi bekledik?
Elçi cinayetiyle ilgili ihmaller zincirine vurgu yapan Aydın, şunları söyledi: “Cinayetten hemen sonra olay yerinde bir keşif yapılmadığını, olay anını gösteren bazı kamera kayıtlarında sözüm ona “görüntü kaybı” olduğunu, olay yerindeki bazı kamera kayıtlarına açıklanmayacak bir şekilde “ulaşılamadığını”, dosyadaki bazı belgelerin bizlerden gizlendiğini biliyoruz. Hazırlanacak iddianamenin bu sorulara cevap olmasının yanı sıra, 4 yılı aşkın bir süredir neden ve neyi beklediğimize de cevap vermesini bekliyoruz.” diye konuştu.
Elçi soruşturması iddianame ve dava aşmasında
Şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan polislerin tutuksuz yargılanmalarından endişe duyduklarını ifade eden Aydın, soruşturma dosyasının iddianame aşamasına ilişkin beklentilerini dile getirdi. Aydın, sözlerini şöyle noktaladı: “Tahir Elçi ailesinin, Diyarbakır Barosunun her bir üyesinin ve kamuoyunun talebi ve beklentisi; bir an önce iyi temellendirilmiş bir iddianame ile şüpheli ya da şüpheliler hakkında bir iddianame düzenlenmesi ve dava aşamasına geçilmesidir.”
Açıklamanın ardından basın mensuplarının soruları yanıtlayan Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın, 3 polis memurunun Tahir Elçi’yi öldürme kastıyla ifadelerinin alındığını söyledi. Aydın, ayrıca 20 gün öncesinde soruşturma dosyasındaki gelişmelerden haberdar olduklarını belirtti.
Şüpheli polislerden biri ihraç
Şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan polislerden ikisinin görev yerinin değiştirildiğini, birinin ise 8 Temmuz 2018’de yayınlanan 701 sayılı KHK ile meslekten ihraç edildiğini belirten Aydın, “Şüpheliler hakkında tutuklama talep edilmemiş, herhangi bir adli kontrol tedbirine de başvurulmamıştır” diyerek tepki gösterdi.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Tahir Elçi Cinayeti Soruşturma Komisyonu avukatlarından Gamze Yalçın, soruşturma dosyasının içeriğine ilk olarak 17 Ocak’ta ulaşabildiklerini ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının yaptığı açıklamanın aksine soruşturmada resmi bir gizlilik kararının olmadığını ancak savcılığın soruşturmayı sağlıklı yürütebilmek adına fiili bir gizlilik uyguladığını belirtti.
Tahir Elçi Cinayeti Soruşturma Komisyonu avukatlarının basın mensuplarının sorularına verdiği yanıtlar ise şöyle:
‘İddianame kabul edildikten sonra polislerin tutuklanmasını talep edeceğiz’
Elçi cinayeti dosyası kapsamında 3 polisin ifadesinin alındığını belirten Baro Başkanı Aydın, cinayetin aydınlatılması noktasında dava sürecinde de çabalarının süreceğini ifade etti. Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü: Bütün amacımız hakikatin, gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır ve bu konuda çabamız devam edecektir. Polislerin tutuklanması talebimizi elbette ki, iddianameyi gördükten sonra en kısa zamanda mahkemeye sunacağız. Şuan şüpheli olarak zikredilen ancak dava açıldıktan, iddianame kabul edildikten sonra sanık sıfatı alacak bu kişilerin tutuklanması talebimizi elbette ki mahkemeye sunacağız.”
‘Kast dışında bir durumu biz de düşünmüyor, öngörmüyoruz’
Soruşturmada şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan polislerin kasten adam öldürmekten sorgulandığını belirten, Av. Barış Yavuz ise şunları söyledi: “3 şüpheli polis memurunun da ifadesinde, ‘Tahir Elçi’yi ben öldürmedim, vurmadım, ateş etmedim’ ibareleri var ki, dolayısıyla bu soruşturmayı yürüten makam da kasta yönelik bir sorgulama yapmıştır. Bütün kamuoyunun gözleri önünde işlenen bu cinayette, ateş hattında bir kişi var ve bu polis memurlarının da deneyimli kişiler olduğunu düşünüyoruz. Buradaki polisler belli bir deneyime, tecrübeye sahip ve ateş ettiklerinde karşısındaki kişinin ölebileceğini öngörerek ateşe devam eden kişiler olduğunu ve kastla hareket edildiğini, iddianamenin de bu amaçla açılması gerekiyor. Çünkü burada bir yanlışlığı icra edecek herhangi insanlar yok. Bunlar, burada etkili ve yetkili polis memurlarıdır. O yüzden kast dışında bir durumu biz de düşünmüyor, öngörmüyoruz.”
‘40’ten fazla delil sokakta bırakıldı’
Tahir Elçi Cinayeti Soruşturma Komisyonu avukatlarından Gamze Yalçın, Elçi cinayeti dosyasında soruşturmanın etkili bir şekilde yürütülmediğini dile getirdi. Yalçın, şöyle konuştu: “Soruşturmanın etkili bir şekilde yürütülmemesinin ilk ayağı aslında olay yeri incelemesinin sağlıklı bir şekilde yapılmamasıydı. Olay tarihinde aynı gün ve sonrasında iki günde iki tane olay yeri incelemesi yapılmasına rağmen maalesef tüm deliller sokak içerisinde bırakıldı. Failin ortaya çıkarılması bakımından dosyada en önemli delil mermi çekirdeğinin bulunmasıydı. Ancak 40’tan fazla delil sokak içerisinde bırakıldığı ve sonrasında sokağa çıkma yasağı ilan edildiği için olay yeri tamamıyla bozuldu. Olaydan yaklaşık 4 ay sonra, 17 Mart 2016 tarihinde yapılan olay yeri incelemesi de aslında sağlıklı bir şekilde yapılamadı.
PTT kamerasındaki 17 dakika kayıp
Çünkü olay delillerinin çoğu kaybolmuştu. Ve bu iki gün sonra rapor dosyaya sunuldu. Aslında rapor dosyaya sunulduğu zaman dosya da bir bütün olarak burada yoktu, Adli Tıbba gönderilmişti. Yine, daha önce açıkladığımız üzere foto film şubenin kamerasında tespit etmiş olduğumuz 13 saniyelik kesinti, PTT kamerasında tespit etmiş olduğumuz 17 dakikalık kesinti, Mardin Kebap evi kamera görüntülerinin uzun süre tarafımıza verilmemesi, uzun süreden sonra 4 adet kameranın olduğunun tespit edilmesi ancak içeriyi gören 3 adet kameranın açılması ancak olay yerini gören dördüncü kameranın hiçbir şekilde açılmaması aslında soruşturmanın ilerleme safhalarında birçok açıdan delil karartma yönünden dosyanın bu tehlikelerle karşı karşıya olduğunu bize gösterdi.”
‘Şüphelilerin tutukluluğa sev edilmemesi, etkin soruşturma yürütülmediğinin göstergesi’
Soruşturmanın etkin bir şekilde yürütülmediğine ilişkin görüşlerini sürdüren Yalçın, şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan polislere tutuklama tedbiri getirilmemiş olmasının da kaygılara yol açtığını ifade ederek, “Etkili bir soruşturma yürütülmüş olsaydı aslında bugün belki sadece 3 polis memuru değil birden çok polis memuru da şüpheli konumuna girecekti. Tabii ki, etkili soruşturmanın hala da yürütülmemiş olması 3 polis memurunun şüpheli sıfatıyla ifadesinin alınmasına rağmen tutukluluğa sev edilmemesi ve herhangi bir adli kontrolün dahi talep edilmemiş olmasından anlaşılmaktadır.” diye konuştu.
‘Biz dosyayı bir bütün olarak 17 Ocak 2020 tarihi itibariyle görmüş bulunmaktayız’
Elçi dosyasında resmi bir kısıtlılık olmadığına değinen Yalçın şöyle konuştu: “Bu dosya gizli değil aslında. Dün Cumhuriyet Başsavcısının bir açıklaması vardı. Ceza Muhakemesi usulü Kanununu gereğince dosyaya konulmuş herhangi bir gizlilik kararı yok. Ancak biz bu soruşturmanın tarafları olarak defalarca bildirdik, bizden doya gizlendi, fiili bir gizlilik uygulandı. Uzun süre birçok evrak tarafımıza verilmedi. Biz dosyayı bir bütün olarak 17 Ocak 2020 tarihi itibariyle görmüş bulunmaktayız. Dosyanın tarafları olarak baştan itibaren savcılık makamlarıyla birlikte bizim de dosyayı bir bütün olarak görmemiz gerekiyordu. Birçok rapor da talebimize rağmen tarafımıza verilmemişti. Ancak hem komisyonumuzun hem baromuzun çalışmaları sonucunda aslında bugün itibariyle gelinen aşama Londra üniversitesine hazırlatmış olduğumuz rapor sonucu tespit edilen 3 şüpheli hakkında yürütülen soruşturmaya ilişkindir.”
‘Dosyaya konulan resmi bir kısıtlılık kararı yok’
Şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan polislerin tutuklanmalarının talep edilmesi üzerine konuşan Mahsuni Karaman ise şunları söyledi: “Aslında Londra üniversitesine hazırlattığımız raporun sunarken 3 şüpheli polisin tutuklanmasına ilişkin talebimiz vardı. Tabii bu yönde savcının herhangi bir işlemi olmadı. Tabii, iddianame mahkemece kabul edildiğinde ilgili Ağır Ceza Mahkemesinde bu yönde bir talebimiz olacaktır. Başsavcı Beyin bahsetmiş olduğu gizlilik meselesi ise dosyaya müdafiler açısından konulmuş resmi bir kısıtlama değil, kendileri açısından iddianamenin hazırlık süreci, soruşturmada kendileri açısından usul işlemlerinin kamuoyuna gizliliği noktasında bir beyandı. Yoksa dosyaya konulan resmi bir kısıtlılık kararı yok.”
‘3 kişi de fail olabilir’
Elçi cinayeti soruşturma dosyasında failin birden çok kişi olabileceğine dikkat çeken Karaman, şunları söyledi: “Tahir Elçi tek atışla tek bir mermi çekirdeği ile öldürüldü. Tek silah ve tek atışla ölüm sonucunun faili birden fazla kişi olabilir. Hangi hallerde olabilir, bunlar iştirak iradesi ile bir araya gelmiş olabilir. Planlama açısından olmuş olabilir. Bazıları yardım eden sıfatıyla bu işe dahil olmuş olabilir. Tabii ki de önemli bir aşama. Yani bir iddianamenin tanzim ediliyor olması, soruşturma aşmasında sesimizi duyurmak istediğimiz ve karşılaştığımız o sıkıntıların tamamını hem dile getirmemiz hem şüphelileri sorgulamamız ve kovuşturma işlemeleri üzerinden belki de bu dosyaya mesafe aldırmamız söz konusu olabilir. Yani, şunu da vurgulamak lazım, ileride yapılacak muhtemel yargılamada illa bu 3’ünden birisini şüpheli olarak alacağız, fail budur şeklinde düşünmeyin. 3 kişi de fail olabilir.”
Özmen: Baronun çabalarıyla bu noktaya gelindi
Son olarak eski Diyarbakır Barosu Başkanı Ahmet Özmen, kısa bir değerlendirmede bulundu. Özmen, bugün şüpheli sıfatıyla 3 polisin ifadesinin alınmasının baronun çabalarıyla olduğunu ve sürecin buraya evrilmesinde savcılığın bu konuda bir çabasının olmadığını belirtti.