Diyarbakır’da birçok siyasi parti ve STK Roboski Katliamında yaşamını yitiren yurttaşları andı. Yapılan anmalarda katliamlarla yüzleşilmesi gerektiğine vurgu yapıldı.
Diyarbakır DEVA Partisi’nden Roboski anması
Diyarbakır’da ilk Roboski anmasını DEVA Partisi Diyarbakır il örgütü yaptı. DEVA Partisi Diyarbakır İl Başkanı Cihan Ülsen’in Rojova Parkı’nda yaptığı anmada Roboski Katliamı’nın tüm yönleriyle aydınlatılması çağrısının yapıldı.
Cihan Ülsen’in okuduğu açıklamada, “Roboski’de katledilen canların tarafındayız. Toplumsal acıları dindirmenin ve toplumsal yaraları sarmanın en iyi yöntemi adaleti sağlamaktır” ifadeleri kullanıldı.

‘Irak sınırından Türkiye’ye geçmekte olan sivillerin üzerine bombalar yağdırıldı’
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “28 Aralık 2011 tarihinde Şırnak ili Qileban ( Uludere ) ilçesine bağlı Roboski ve Bejuh köylülerinde, Hava Kuvvetleri Komutanlığına bağlı savaş uçakları tarafından Irak sınırından Türkiye’ye geçmekte olan sivillerin üzerine bombalar yağdırıldı. Yaşanan bu katliamda 17’si çocuk olmak üzere toplam 34 sivil insan yaşamını yitirdi. Roboski katliamının üzerinden 10 yıl geçti. 10 yıl önce gerçekleştirilen Roboskî Katliamında yaşamını yitiren 34 masum sivil insanımızı anmak, katliamın faillerinden hesap sormak ve her daim Roboskîli Ailelerin yanında olduğumuzu belirtmek için Diyarbakır Deva olarak bugün Roboski parkında bulunuyoruz.”
‘Helalleşmeye Roboski katliamını aydınlatarak ve faillerini ortaya çıkararak başlayın!’
Katliamın üzerinden 10 yıl geçtiğine işaret edilen açıklamada, yargı sürecine ilişkin olarak şu ifadelere yer verildi: “Gerçeğin üstünü kalın sis ve sır perdeleri ile örttüler. Roboskîli aileler adalet tecelli etsin, failler yargılansın, adil bir soruşturma yapılsın diye 18 Temmuz 2014’te Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuru yaptılar. Anayasa mahkemesi kendilerine gelen başvuruyu usuli eksiklikten dolayı reddetti. İç hukuk yollarının tüketilmesinden sonra katliamda yaşamının yitirenlerin yakınları, davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdı. Mahkeme de benzer gerekçelerle başvuruyu reddetti. Ulusal ve uluslararası yargı mekanizmalarının hukuka ve adalete ve 34 cana sırtlarını döndüler. Yaşanan bu süreç bile Roboski Katliamının salt bir adli bir hukuki süreç olmadığını, tüm bu yaşananların Türkiye Tarihinin kısa bir özeti olduğunu açıkça göstermektedir. Faili meçhullerden cezasızlık politikalarına, insan hakları ihlallerinden hakikatlerin üzerinin örtülmesine kadar her şeyi bu katliam özelinde bulabilirsiniz. Bütün bir memleket olarak “Geçmişle yüzleşmek” gibi koca bir derdimiz var. Hangi mevzuya kulak kabartsanız önünüze çıkması kuvvetle muhtemel bir dert bu. Sorunların halli için olmazsa olmaz sihirli bir anahtar gibi efsuna bulanmış bu temenni cümlesi ile ülkenin tarihi/şimdisi/geleceği geçiştirilmeye çalışılıyor. Söze, durmadan sirayet eden bu garabet cümle, elinizi taşın altına koyar koymaz birdenbire yok oluveriyor. Zira uzun zamandır bu coğrafyada geçmişle yüzleşmek dediğiniz, salt bir teşhir malzemesi olarak görülüp, buna göre amellere konu ediniliyor. Nihayetinde geçmişle yüzleşmek, bir arzu nesnesi haline getirildi itina ile. Özellikle helalleşme meselesinin konuşulduğu bu zamanda biz de buradan tüm Türkiye Kamuoyuna sesleniyoruz: Sözde değil özde bir helalleşme yaşanacaksa, helalleşmeye Roboski katliamını aydınlatarak ve faillerini ortaya çıkararak başlayın!”
Etkin soruşturma yapılsın
Açıklamada son olarak ise şu ifadelere yer verildi: “Roboski’de katledilen canların tarafındayız. Toplumsal acıları dindirmenin ve toplumsal yaraları sarmanın en iyi yöntemi adaleti sağlamaktır. ROBOSKİ katliamının, başta ölenlerin ailesi olmak üzere tüm toplumda oluşan ve devam eden acılarının dindirilmesi için Diyarbakır Deva olarak, Yetkili Makamları derhal adaleti sağlamaya yönelik hukuki işlemleri yeniden başlatmaya ve etkin bir soruşturma yürütmeye davet ediyoruz. Roboski katliamı mutlak suretle tüm yönleriyle aydınlatılmalıdır.”
Amed Emek Ve Demokrasi Platformu: Gerçeğin üstü kalın bir sır perdesi ile örtüldü
Diyarbakır’da yapılan bir diğer Roboski anmasını ise Amed Emek ve Demokrasi Platformu yaptı.
Amed Emek Ve Demokrasi Platformu bileşenlerinin Rojava Parkı’nda düzenlediği anmaya siyasi partiler, STK’lar ve vatandaşlar katıldı. Açıklamayı DİSK Bölge Temsilcisi ve Amed Emek ve Demokrasi Platform sözcüsü Hasan Hayri Eroğlu okudu.

‘Cezasızlık politikası yıllar değişmemiş’
Eroğlu’nun okuduğu açıklamada Roboski Katliamı’nın tazeliğini koruduğuna vurgu yapılarak, “28 Aralık 2011 tarihinde, gece saat 21:39 ile 22:24 sularında savaş uçakları tarafından Irak sınırında Türkiye’ye geçmekte olan siviller üzerine bombalar yağdırıldı. Yaşanan bu katliamda 17’si çocuk toplam 34 sivil insan yaşamını yitirdi. Katliamdan sonraki gün yaşamını yitirenlerin aileleri ve köylüler, havadan yapılan bombardıman sonucunda parçalanmış cansız bedenleri battaniyelere sarılmış şekilde katır sırtlarında taşıması hala hafızalarımızda tazeliğini koruyor. Katliamla ilgili bir dizi hukuki ve siyasi süreç yaşandı, soruşturma dosyası askeri savcılığa gönderildi. Müfettişler görevlendirildi, komisyonlar kuruldu ve ne yazık ki bu tür dosyalarda her zaman şahit olduğumuz üzere gerçeğin üstü kalın bir sır perdesi ile örtüldü ve kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildi. Yetkililerin yaptığı açıklamalarda ölenlerin ailelerine maddi tazminat teklif edilmiş, ölenler için “öldüler ama tazminatını da ödüyoruz” denerek toplum vicdanında ağır tahribatlar yaratmıştır. Burada tazminat verilerek resmi olarak bu suçun işlendiği kabul edilmiş ancak bu korkunç olayda sorumlular hakkında mahkemelerde herhangi bir karar çıkmamıştır” ifadeleri kullanıldı.
‘Geçmişle yüzleşmekten kaçınma büyük acıların yaşanmasına sebep olmuştur’
Açıklamada Roboski davasının hukuki sürecine ilişkin olarak şu ifadeler kullanıldı: “Bunun üzerine Roboskili aileler 18 Temmuz 2014’te anayasa mahkemesine başvuru yaptı. Anaysa mahkemesine giden başvuru usuli eksiklikten dolayı reddedildi. İç hukuk yollarının tüketilmesinden sonra katliamda yaşamını yitirenlerin yakınları Davayı Avrupa insan hakları Mahkemesine taşıdı. Mahkemede benzer gerekçelerle başvuruyu reddetti. Ulusal ve uluslararası yargı mekanizmalarının hukuka ve adalete sırt dönen bu kararları mağdur yakınlarının acısına acı kattı. Bugüne kadar o yollarda katır sırtlarında taşınan kaçak eşya yerine bu kez parçalanmış cansız insan bedenleri taşındı 21. yüzyıl Türkiye’sinde yaşanan bu olay ve görüntüler toplumun vicdanında büyük yaralar açtı. Tıpkı geçmişte yaşanan Dersim Zilan ve 33 kurşun gibi. Ne yazık ki bu coğrafya geçmişten beri bitmek tükenmek bilmeyen acıların, kayıpların faili meçhul cinayetlerin coğrafyası olmuştur. Çözümsüzlük politikaları, hukukun üstünlüğü, demokratik değerlerden uzaklaşma, cezasızlık politikaları ve geçmişle yüzleşmekten kaçınma büyük felaketlerin ve acıların yaşanmasına sebep olmuştur.”
Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren Roboski anmasına katıldı
Diyarbakır Barosu Başkanı Av. Nahit Eren ve Yönetim Kurulu üyeleri Roboski Katliamının 10. yılında Roboski Mezarlığındaki anma etkinliğine katıldı.

Diyarbakır Barosu Başkanı anmada yaptığı konuşmada; “Aradan geçen 10 yıla rağmen faillerin devlet kayıtlarında sabit olduğu bu dehşet verici katliamda bir kez daha mağdurların Kürtler olduğu dosyalardaki cezasızlık politikasının devreye girdiğini gördük. Üzücü olan yargı sisteminin en önemli organı olan Anayasa Mahkemesinin adalet sistemini bir şekli olgu üzerinden sınırlamış olmasıdır. Bir kez daha belirtmek isterim ki bu ülkede insan hakları rejimine dayalı bir sistemin tesisi için bu mezarlığa, Roboskiye adalet gelemeden, Roboskili ailelerle helalleşmeden mümkün olmayacaktır. Diyarbakır Barosu olarak bu katliamın faillerinin yargı önüne çıkarılması için mücadele etmeye kararlıyız. Bir kez daha katliamda yaşamını yitirenleri saygıyla anıyor, halkımıza başsağlığı diliyorum” ifadelerini kullandı.
Bölge Barolarından ortak Roboski açıklaması
Roboski Katliamın 10’uncu yılında Diyarbakır, Van, Urfa, Mardin, Adıyaman, Ağrı, Batman, Bingöl, Bitlis, Dersim, Hakkari, Kars, Muş, Siirt ve Şırnak baroları ortak yazılı açıklama yaptı.

‘10 yıl geçmiş olmasına rağmen tek bir kişi dahi yargı önüne çıkarılmadı’
Açıklamada, katliam sonrası yürütülen soruşturma ve incelemelerin cezasızlık politikası üzerine kurgulanarak yürütüldüğü hatırlatılarak, “Katliamın üzerinden 10 yıl geçmiş olmasına rağmen tek bir kişi dahi yargı önüne çıkarılmadı . Genelkurmay Askeri Savcılığı tarafından 7 Ocak 2014 tarihinde; ‘Gerek şüphelilerin gerekse olayda görevli TSK personelinin TBMM ve Bakanlar Kurulu kararı çerçevesinde kanun emrini icra kapsamında kendilerine verilen görevin gereklerini yerine getirdikleri, görev gereklerini yerine getirirken kaçınılmaz hataya düştükleri, dolayısıyla eylemleri hakkında kamu davasını açılmasını gerektiren sebep bulunmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı vererek soruşturma dosyasını kapattı.’ Yaşanan katliam, parçalanmış bedenler, ailelerin ve toplumun yaşadığı acı hiç bir zaman bu soruşturmanın konusu olmadı” ifadeleri kullanıldı.
‘Türkiye’de barışın ve adaletin yolunun Roboski’den geçtiği unutulmamalı’
Açıklamanın devamında, Türkiye’de işleyen bir adalet mekanizmasının olmadığının en somut göstergesinin Roboski Katliamı olduğu belirtilerek şunlar kaydedildi: “Yaşanan olay sonrasında yürütülen soruşturmalarla adaleti tesis etmek yargının göreviydi. Çağımızda devletlerin en önemli vasıflarından biri de hesap verebilir olmasıdır. Roboski Katliamı’nda da gerçek sorumluların yargılanmaları sağlanarak adaletin tesis edilmesinin sağlanması devletin en önemli görevlerinden biridir. Karanlıkta bırakılmak istenilen Roboski Katliamı’nın devletin ve iktidarın en önemli sınavlarından biri olduğu, Kürt meselesinin çözümü yolunda temel taşlardan biri olduğu, Türkiye’de barışın ve adaletin yolunun Roboski’den geçtiği unutulmamalıdır. Bizler aşağıda imzası bulunan Barolar olarak; Roboski’de kanayan yaranın, sadece katledilen 34 yurttaşın yakınlarının değil bizim de kanayan yaramız olduğunu hatırlatıyoruz. ‘Kaçınılmaz hata’ olarak nitelendirilen Roboski Katliamı’nın tarihin karanlığında kaybolmayacağını, adalet ve hakikate erişinceye dek mücadele edeceğimizin bilinmesini istiyor, devleti de asli yükümlülüklerinden biri olan adaleti tesis etme görevini yerine getirmeye davet ediyoruz.”
İHD’den Roboski açıklaması
İHD (İnsan Hakları Derneği) de katliamın yıldönümüne ilişkin yazılı açıklama yaptı. Üzerinden 10 yıl geçen katliamla ilgili Uludere Cumhuriyet Savcılığı tarafından başlatılan ve Diyarbakır Savcılığı’na nakledilen soruşturma dosyasının görevsizlik kararı verilerek Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı’na gönderildiği hatırlatılan açıklamada, “2014 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilerek dosya kapatıldı. Katliamda yaşamını yitirenlerin yakınları ve yaralananlar tarafından bu karara yapılan itiraz da reddedilince dosya Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşındı ancak bu adalet taleplerine Anayasa Mahkemesi de, 24 Şubat 2015 tarihinde eksik evrak gerekçesi ile ret kararı verdi. 22 Ağustos 2016 tarihinde 281 bireysel başvuru ile katliam bu kez Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşındı. Ancak AİHM’de başvuruların yaşam hakkı ihlaline, dahası bir katliama ilişkin olduğunu göz ardı ederek, Anayasa Mahkemesi’ne kimi belgelerin geç sunulmuş olmasını gerekçe yaparak başvurular hakkında 2018 Mayısı’nda ‘kabul edilemezlik’ kararı verdi. Böylece, bir katliamın üzeri hem de el birliği yapılarak, cezasızlık zırhıyla örtüldü. Ancak aileler ve insan hakları savunucularının yeni başvurularla adalet arayışı devam etmektedir” denildi.
Yaşanan katliamlara yenilerinin eklenmemesi için Roboski’nin ve tüm katliamların sorumlularının yargılanması talep edilen açıklamada, “Hakikatleri açıklayın ve gerçeklerle yüzleşin” çağrısı yapıldı.
Diyarbakır HAK-PAR Roboski’yi andı
Roboski Katliamı’nın 10’uncu yıldönümünde yapılan bir diğer anmanın adresi ise Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) Diyarbakır İl binası idi.
Hak ve Özgürlükler Partisi’nin (HAK-PAR), Roboski Katliamı anmasında açıklamayı, HAK-PAR Diyarbakır İl Başkanı Vasıf Kahraman yaptı.

‘Roboski aydınlanmadan ülke aydınlanamaz’
Diyarbakır İl Örgütü binasında gerçekleştirilen anmaya HAK-PAR üyeleri katıldı. Anmada konuşan HAK-PAR Diyarbakır İl Başkanı Vasıf Kahraman, Roboski Katliamı’nın aydınlatılması gerektiğine vurgu yaparak, “Türk Genelkurmayı bu olay sonrasında yaptığı açıklamasında; 28 Aralık 2011 tarihinde saat 18:39’da tespit edilen grubun PKK’nın kullandığı yolları kullandığı için vurulduğunu açıklamıştı. Bu tam bir skandal açıklamadır ve devletin karanlık yüzünün tam bir yansımasıdır. Bu açıklama tam bir hedef saptırma ve manipülasyondur. Verilen bilgiler doğru değildir. Doğru tanı konulmadan kuşku üzerine katliam yapılamaz. Roboski katliamı, devletin tedip anlayışının bir gereği olarak yapılmıştır ve bu olay karanlık odakların hanesine kar olarak geçmiştir. Geçtiğimiz yıllarda ,”Terörle mücadele” adı altında devlet ne yazık ki, bölgenin yangın yerine dönmesine seyirci kalmış, hukuksuz uygulamaları saymazdan gelmiştir. Bu politikalar asla kabul edilemez. Roboski aydınlanmadan ülke aydınlanamaz. Hakikatlerin gün yüzüne çıkarılması devletin asli görevidir” ifadelerini kullandı. PİRYOL