Dersim’de 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında düzenlenen panelde “Kadına yönelik şiddet düşkünlüktür” vurgusu yapıldı.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Dersim’de, “Erkek devlet şiddeti, haklarımız ve mücadele” konulu panel yapıldı.
Panele konuşmacılarından HEDEP Dersim Milletvekili Ayten Kordu, 21 yıllık AKP-MHP iktidarı döneminde kadına şiddetin daha da arttığını ve bu sisteme karşı mücadele yürüttüklerini vurguladı.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Dersim’de, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Dersim Şubesi ile Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Sosyalist Kadın Meclisleri’nin organize ettiği “Erkek devlet şiddeti, haklarımız ve mücadele” konulu panel yapıldı.
Panele konuşmacı olarak Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Dersim Milletvekili Ayten Kordu ile Demokratik Alevi Derneği (DAD) yöneticisi Fethiye Yıldırım katıldı. Panelin diğer iki konuşmacısından Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Beycan Taşkıran, Diyarbakır’da gözaltına alındığı ve hala gözaltında tutulduğu için katılamazken, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Bölge Temsilcisi Latife Ulutaş ise Malatya’da dün meydana gelen depremden dolayı katılamadı.
Panelin açılışında kadın mücadelesinde yaşamını yitiren tüm kadınlar için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
‘İnanç sistemimizde kadına verilen değer yücedir’
Panelde ilk sözü alan Demokratik Alevi Derneği (DAD) yöneticisi Fethiye Yıldırım, kadına yapılan şiddetin sadece kadına değil, doğa ile başlayan bir şiddet olduğunu ve bu şiddet sarmalının her yönden devam ettiğini, normalde bunun yasalarla önlenmesi gerektiğini ama yasaların yetmediğini, esas olarak zihniyetin değişmesi gerektiğini belirtti.
Yaşamın en başta evde kadınla başladığını, doğanın da, doğumun da kadınla başladığını ifade eden Yıldırım, “Bir inanç sistemimiz var ki onun içinde kadına verilen değer çok yücedir. Çünkü kadının doğum yoluyla gelen bir Hakk ispatı vardır. Biz böyle bir toplum içinde büyürken nasıl olurda kadın bu kadar zulümle başbaşa kalabilir. Raa Haq dediğimiz kendi inancımızda insana dokunmak, öldürmek yasaktır ama maalesef bu vahşi sistem inancımız içindeki bazı erkeklerin de düşkünlüğe düşmesine, eline silah almasına sebep olmuştur” dedi.
‘Kadim toplumlarda kadın-erkek eşittir’
Dersim’e bugün herkesin modern ve kültürel bir kent olarak baktığını ama Dersim’in kendi inancından uzaklaştıkça her şeyin dejenere olduğu gibi cinsiyetler arasındaki eşitliğin de bozulduğunu söyleyen DAD yöneticisi Fethiye Yıldırım ise, “Bizler kadim toplumların devamıyız ve kadim toplumlar içinde kadın erkek eşittir. Doğaya gösterdiğimiz saygının birazı da kadına gösterilse her şey daha iyi olacaktır. Ekolojik denge diyoruz ya ekoloji ile kadın birdir. Siz bir köye giden suyu kestiğinizde oradaki börtü böceğin, karıncanın, ağacın da suyunu kesiyorsunuz. Aynen kadına yapılan saldırı da birdir. Kadınla doğa birdir, nurdur, rahimdir” dedi.
‘Kadınları katledenler yasalarla korunuyor’
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Dersim Milletvekili Ayten Kordu da, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun, 1999 yılında 25 Kasım gününü, toplumda farkındalık yaratmak amacıyla “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” olarak ilan ettiğini hatırlatarak, “Biz bugünü Mirabal kardeşlerle anıyoruz. Onların mücadelesi sonucu bugün kutlanıyor. Onların şahsında bizi bugünlere getiren, bize yol gösteren, güç veren bütün kadın arkadaşları saygıyla anıyoruz” dedi.
Mücadeleyi sadece bir güne sığdırmadıklarını, bu topraklarda Kürt kadınları başta olmak üzere, sosyalist muhalif kadınların bu mücadeleyi her gün yürüttüğünü, 21 yılllık AKP-MHP iktidarı döneminde kadına şiddetin daha da arttığını ve bu iktidar sistemine karşı da mücadele yürüttüklerini vurgulayan Kordu, şunları kaydetti: “Her gün kadınların katledildiğini, yasaların katledenleri koruduğunu, aflar çıkararak cezaevlerinden çıkardığını, haksız tahrik indirimi yaptığını biliyoruz. Oluşturulmuş erkek devlet kodları üzerinden haksız tahrik indirimi hukuki olarak da uygulanıyor.”
‘Gülistan Doku nerede?’
Şiddetin sosyal, siyasal, ekonomik her alanda yürütüldüğünü, erkek ve devlet şiddetinin beraber, yanyana yürüyen süreçler olduğunu ifade eden Kordu, “Gözaltına alındığımızda çıplak aramadan geçiriliyoruz. Erkek egemen bir kuşatmanın altındayız. Erkeğin kadın üzerinde tahakkümü var. Sokağa hak mücadelesi için çıktığımızda, karşımıza devlet ve onun polisi çıkıyor. Sonra içeri atılıyoruz bu defa da gardiyanlar çıkıyor karşımıza” ifadelerini kullandı.
“Bizim topraklarımızda şiddet, özel savaş politikalarıyla derinleştiriliyor” diyen Dersim Milletvekili Ayten Kordu, Gülistan Doku’yu hatırlatarak şöyle devam etti:
“Gülistan Doku nerede? Israrla sormaya devam ediyoruz çünkü bu özel savaş politikasının bir sonucudur. Güvende değilsiniz demek istiyorlar. Doku’nun faillerini koruyorlar. Bu özel savaş politikalarıyla Munzur Üniversitesi’nde birçok kadın öğrenciye ajanlık dayatılıyor, düşürülme politikası izleniyor. Bu kentte uyuşturucu politikası var. Bu kentte insanların evlerine kadar izlendiği bir tecrit politikası uygulanıyor. Bu tecrit politikası en çok kadına karşı uygulanıyor.”
‘Kadına yönelik şiddet düşkünlüktür’
Dersim’de de kadına şiddete karşı mücadeleyi geliştirmek gerektiğinin altını çizen Kordu, “Topraklarımızda hem kimliğimize hem inancımıza karşı çok yönlü saldırılar var özel savaş stratejisinin bir parçası olarak. Buna ilişkin çözüm yollarını daha güçlü oluşturmamız, daha fazla tartışmamız gerekiyor. Kendi itikadımız ve hakikatimizden yola çıkarsak şöyle diyebiliriz. Kadına yönelik şiddet düşkünlüktür topraklarımızda. Kendi inancımızın özü can üzerinde, birlik, eşitlik üzerine kurulmuştur ama bu çok tahrip edilmiştir. Kadın olduğumuz için zaten ayrımcılığa maruz kalıyoruz ama bir de Alevi ve Kürt olduğumuz için de ayrıca bir ayrımcılığa maruz kalıyoruz” dedi.
‘Eş Başkanlık sistemini geliştireceğiz’
HEDEP Dersim Milletvekili Ayten Kordu, toplumu özgürleştirme politikalarının kadın üzerinden inşa eden bir anlayışa sahip olduğunu belirterek “Burada bir özgürleşme gelişmediği sürece eşitlik de mümkün değildir. Eş başkanlık politikasını bu amaçla geliştiriyoruz ama buna karşı da büyük bir saldırı var. Eş başkanlık sistemi politikada, yaşamın her alanında, kadının kendisini kadın bakış açısıyla inşa edeceği bir sistemdir. Sadece sembolik bir şey değildir. Eş başkanlık sistemimizi her alanda ısrarla geliştirmeye çalışacağız ve mücadelesini sürdüreceğiz” dedi.
Konuşmacılardan sonra salonda bulunan kadınlara söz hakkı verildi. Panel, Hıdır Taş ve Sinan Taş’ın verdiği müzik dinletisiyle son buldu. (Kaynak: PİRHA)