Koronavirüs salgınının yayılmasını önlemenin en etkili yolu sosyal izolasyon ama bunu bir türlü başaramadığımız için 2 günlük yasak geldi çattı.
Sonunda sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Koronavirüsün yayılmasını önlemek için alınabilecek en sıkı tedbir olan sokağa çıkma yasağı en başından da ilan edilebilirdi ama edilmedi.
Peki, ne oldu; virüs tüm yurda yayıldı, can kaybı bini aştı, vaka sayısı 47 binin üzerine çıktı ve tüm bunların sonunda yasak geldi ama hem tüm yurdu kapsamadı hem de 2 gün ile sınırlı bir yasak. Hafta sonu sokağa çıkma yasağı, 30 büyük ile Zonguldak’ta geçerli olacak.
Daha önce de aynı illerde giriş çıkışlar yasaklanmıştı. Şimdi bir adım daha ileriye gidildi ve hafta sonu yasak geldi. İyi de niye iki gün ya da niye hafta sonu? Hafta sonu çünkü üretim yok. Yani mesele dönüp dolaşıp üretime bağlanıyor.
Üretim şart ama ya izolasyon?
Hafta sonu iki gün, tamam kimse sokağa çıkmasın, peki ya sonra? Mesai başlayacak ve milyonlar yeniden sokağa çıkacak, çünkü üretim zamanı. Peki, böyle bir durumda 2 günlük yasağın ne kıymeti kalacak, ya da 2 günlük yasak ne derdimize derman olacak?
Şuan koronavirüse karşı en yumuşak karnımız üretim. Üretim süreci ile izolasyon sürecini bir arada nasıl uygulayacağız, doğrusu bunu etraflıca hesap edebilmek gerekiyor.
Ne kadarlık bir yasak virüsün yayılmasını önleyebilir?
Bugün için her şeye rağmen virüse karşı güçlüyüz. Sağlık personeli sayımız 1 milyon 61 bin 635 ve bunun 165 bin 363’ü ise doktor ama vaka sayımız bu hızla artmaya devam ederse halimiz ne olacak? O yüzden elimizi çabuk tutmak tedbirlerimizi daha da sıkılaştırmak zorundayız. Sokağa çıkma yasağının en az karantina süresi olan 14 gün boyunca sürmesi seçeneğini düşünmek ve yasağın sadece büyükşehirlerle sınırlı tutulmamasını değerlendirmek gerekir kanaatindeyim. Virüse karşı bir yerde “ya herro ya merro” demek gerekiyor.
Aşamalı tedbir yöntemi ile bir yere kadar idare edebiliriz ama bizim idare etmeye değil virüsün kolunu kanadını kırmaya, yayılma hızını durdurmaya ihtiyacımız var. 2 günlük yasak elbette ki, bir nebze olsun fayda sağlar ama bunun etkisi çok sınırlı kalır ve mesai başladığında her şey kaldığı yerden devam eder.
2 gün yeter mi?
Elbette ki, üretimin uzun bir süre tümden durması da bambaşka sorunlara yol açar. Ama şuan virüsün yayılmasını önleyecek tedbirleri sıkı sıkıya uygulamaya ihtiyacımız var. 83 milyonda test sayımız 307 bin 210 ve test yapılmayan ne kadar insanımızın virüs taşıdığını bilmiyoruz. Günde 30 bin 40 bin test yapsak bile virüsün yayılma hızına yetişemeyiz. İnsanlarımızın hareketliliğini bir yerde keskin bir şekilde durdurmak zorundayız. Bunun için 2 gün yetmez, en az iki haftaya ihtiyacımız olduğu kanaati taşıyanlardanım. Tabii bu konuda son söz ve karar Bilim Kurulu’nun olacak. Bize düşen bir vatandaş olarak düşüncemizi paylaşmaktır. Bilim Kurulu ne derse o ama geç kalmak hepimize zarar.