Diyarbakır Cemevi’nde, Kerbela’da şehit olan İmam Hüseyin ve 72 yoldaşı adına verilen hayır yemeğine Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu katıldı.
Diyarbakır Cemevinde verilen hayır yemeğini Diyarbakır Valiliği organize etti.
Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri (PSAKD) Diyarbakır Şubesi Cemevi’ndeki hayır yemeğine Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu, askeri erkan, CHP Diyarbakır İl Başkanı Gönül Özel ve Alevi vatandaşlar katıldı.
İmam Hüseyin başta olmak üzere Kerbela şehitleri için verilen hayır yemeği sofra duası ile başladı. Sofra duasını Dede Kargın Ocağından Musa Karkin Dede verdi.
Hayır yemeği yendikten sonra konuşmalar yapıldı.
İlk konuşmayı PSAKD Diyarbakır Şubesi Başkanı Aydın atlı yaptı.
‘Kerbela’dan günümüze katledilen cümle canların matemini tutuyoruz’
Muharrem ayını matem ayı olarak kabul ettiklerini belirten Aydın, “Bizdeki bir oruç değil yas olayıdır. Nasıl ki, bir insanın evinde biri vefat ettiğinde bütün aile yasa tutuyorsa biz de Aleviler olarak 10 Ekim 680 yılında Kerbela’da Yezit tarafından aç susuz bırakılan ve işkenceyle şehit edilen İmam Hüseyin ve 71 yoldaşı için tutulan bir yastır. Tabii bu yas olayı İmam Hüseyin şahsında bütün mazlumlara adanır. Yezit şahsında da bütün zalimler kınanır. Biz Aleviler olarak Muharrem ayında sessiz sedasız ve kimseyi rahatsız etmeden, sorgulamadan mazlumların bu yasını tutuyoruz. Zulme uğrayanlara gözyaşı döküyoruz. Kerbela’dan günümüze katledilen cümle canların matemini tutuyoruz” ifadelerini kullandı.
Saygı duruşu
Dede Musa Karkin, hayır yemeğinin Şah İmam Hüseyin ve 72 yoldaşının Kerbela’da şehit edilmeleri üzerine verilen bir matem yemeği olduğunu belirtti. Ardından Kerbela şehitleri şahsında şehit edilen tüm mazlumlar için saygı duruşu yapıldı.
‘Şah Hüseyin ve 72 şehitle beraber tüm şehitlerimizi saygıyla anıyoruz’
Şah Hüseyin’in mazlumiyetini her yıl andıklarını ifade eden Dede Karkin, Aşure’nin tarihsel sürecine vurgu yaptıktan sonra, Ehlibeyt’in Kerbela’da şehit edilmesinden sonra aşurenin matem yemeğine çevrildiğini söyledi. Dede Karkin, “ Şah İmam Hüseyin’in mazlumiyetini ve içimizde olan sevgisini her yıl tarihi geldiğinde onu yürekten anarak, tepeden tırnağa vücudumuzu mateme çeviriyoruz. Bizim burada varoluşumuzdaki sebep Şah Hüseyin ve 72 şehitle beraber tüm şehitlerimizi saygıyla anıyoruz. Allah hepinizden razı olsun ve hepinizin hayır hizmetini kabul etsin. Aşkı-ı niyazlarımızla.” diye konuştu.
‘İnsanlık tarihinde böyle bir karanlık tablo olmamıştır’
Ardından İl Müftüsü Selim Karabayır bir konuşma yaptı. 12 İmam öğretileri ve sevgilerinin Anadolu’da yaşayan halklar için önemine değinen Karabayır, “Yasımızı hep beraber tutuyoruz. Oruçlarımızı, niyetlerimizi Cenab-ı Allah kabul eder, hak defterine kabul eder inşallah. Bu programın hazırlanması inşallah hayırlara vesile olsun. Hz. Hasan, Hz. Hüseyin ve 12 imamlar Anadolu’da yaşayan herkes tarafından hakkıyla bilinen; onların öğretileri ve sevgileri bizim halk olarak en büyük sermayemizdir. Bütün samimiyetimle tutulmuş olan bu yası herkesin tutması gerektiğini ve bu sevginin bütün alem tarafından bilinmesi gerektiğini savunuyorum. Muharrem ayında yaşanan bir hadise vardır ki, değil İslam tarihinde insanlık tarihi boyunca böyle bir karanlık tablo olmamıştır. Eğer insan insanlıktan çıkarsa canavar bile olamaz. Kendi inandığı peygamberinin evladını, yine peygamberi için öldürebilecek kadar rezil, hain ve lanetlik bir duruma düşebiliyor” ifadelerini kullandı.
‘Bir peygamberin evlatları nasıl öldürülebilir ki?’
Hicri 61 yılında Hz. Hasan’ın şehadetine değinen Karabayır, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hz. Hasan efendimiz tam 9 kez şehit edilmiş ama Allahın izni ve dedesinin bereketiyle zehir ona bir şey yapmamış ama sonra onlarca beygiri öldürebilecek bir zehir her gece testisine katılmış. Böylece şehit etmişler. Yetmemiş Küfe’den 16 bin kişi gönderilmiş, gel Hüseyin başımızda ol denilmiş ve 72 evladıyla birlikte, içinde 17 yaşında ay yüzlü Ehlibeyt çocuklarının olduğu kervan başta Yezit olmak üzere zalimlere (3 bin kişilik orduya) terk ediliyor. Günlerce aç ce susuz bırakılıyor. Arkasında namaz kılıyorlar Hz. Hüseyin’in ama daha sonra onu hunharca öldürebiliyorlar. Hz. Hasan’ın evlatları var ay yüzlü, bakmaya kıyılmaz. Bir peygamberin evlatları nasıl öldürülebilir ki?”
‘Hepimizin vazifesi Ehlibeyt’in sevgisini tekrar canlandırmak olmalı’
İmam Hüseyin’in şehadetine ilişkin anlatımlarını sürdüren Karabayır, “Şah-ı Merdan’ı öldürecek kişi onun karşısına geliyor, kılıcını kaldırıyor ve Hz. Hüseyin ona diyor ki; “Şimdi birazdan vuracağın bu boynumu kimin öptüğünü biliyor musun? Biraz önce suyu bana çok gördün de şu dudaklarımı yaraladın. Bu yanağın kimin tarafından öpüldüğünü biliyor musun?” Bilmez miyim diyor. Burası çok önemli, çok ibretlik. İnsanı tanıma adına, inancı kullanma adına; hasedi, fesadı, siyaseti uğruna kalleşliği ifade eden, ders çıkarılması gereken bir örnek. Cevap şu: “Zaten seni peygamberin, deden adına öldürüyorum.” Oysa ki, dostlar Muhammed Mustafa’ya gönderilen kitapta, Şura süresi 23’üncü ayette Ehlibet’i seven, Hz. Ali ve Fatıma Ana’nın evlatlarını sevenlere nasıl bir müjde var. Şura süresinde diyor ki, “Bunca sıkıntı çektim sizin için ben sizden bir ücret istemiyorum. Sadece Ehlibeyt’ime, evlatlarıma sahip çıkın.” Hadisler var; “Onları seven beni sever. Onları sevmeyen beni sevmez. Beni sevmeyen Allahı sevemez. Ali, Hasan, Hüseyin benden bir parçadır. Onlara düşman olan Allaha düşman olur.” Allah şahittir ki, Anadolu’nun bütün halkları olarak belki unutulmuş olabilir ama hepimizin vazifesi Ehlibeyt’in sevgisini tekrar canlandırmak olmalı.” diye belirtti.
‘Onların davası uğruna can veren bütün canları seviyoruz’
12 imamı sevdiklerini ifade eden Karabayır, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Onların evlatlarını seviyoruz. Onların davası uğruna can veren bütün canları seviyoruz. Allah şahittir ki, biz Hz. Ali’yi, Hüseyin’i, Hasan’ı ve 12 imamları seviyoruz. İnşallah bu unutulmuş sevgi öyle bir aleme yayılsın ki, dünyada 70 milyon insanın vatansız kaldığı, zulme uğradığı bir dönemde sizlerin gönüllerinden çıkan bu güzel sevgi bütün dünyaya rahmet ola, bereketli ola inşallah. Anadolu’daki bütün halklarımıza, insanlarımıza, Türkiyemize, devletimize, milletimize bereket getire.”
‘Hüseyin’in Kerbela’daki duruşu her birimiz için örnek teşkil etmeli’
Hayır yemeğinde son konuşmayı ise Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu yaptı. Vali Karaloğlu matem gününe vurgu yaparak şöyle konuştu: “Elbette ki, Kerbela’da yaşanan büyük acı hiç dinmeyecek. İçimizdeki acı büyüyerek devam edecek. Ehlibeyt’e olan sevgimiz, Hz. Hüseyin’e Hz. Hasan’a olan muhabbetimiz aratarak, kıyamete kadar devam edecek. Bu bizim inancımızın gereği. Bunda şüphe yok. Kerbela’da yaşanan o büyük acı, şehitlerin şahı Hz. Hüseyin’in vermiş olduğu büyük mücadelenin bugün de baktığımızda biz yaşayan Müslümanlar olarak alacağımız dersler var elbette ki. Hz. Hüseyin’in Kerbela’daki duruşu her birimiz için örnek teşkil etmelidir. Zulme karşı, adaletsizliğe karşı, verilen sözlerin tutulmamasına rağmen verdiği sözü sonuna kadar tutma yönünde Hz. Hüseyin’in göstermiş olduğu tavır kıyamete kadar hepimiz için, insanlık için elbette ki örnek olmalı. Kerbela’da yaşanan acı ve matem hiç bitmemeli devam etmeli ama elbette ki, Kerbela’nın bir muhasebesini de yapıp oradan dersler de çıkarmalıyız.”
‘Hz. Hüseyin ve 72 evladını, Ehlibeyt’i şehit edenler, o zihniyet hala yaşıyor maalesef’
Kerbela’dan ders çıkarılması gerektiğine vurgu yapan Vali Karaloğlu, “Fitnenin, ayrılığın, siyasi çekişmenin toplulukları ne hale getirdiğini az önce müftümüz çok güzel ifade etti. Eğer Kerbela’dan almamız gereken dersleri tam olarak alamazsak maalesef yeni Kerbelalar yaşanıyor. Kerbela’da Hz. Hüseyin ve 72 evladını, Ehlibeyt’i şehit edenler, o zihniyet hala yaşıyor maalesef. Başka yerde başka şekilde tezahür ediyor. Yine belki din gölgesi altında, inanç kisvesi altında yine cinayet işlemeye devam ediyor. Onun için Kerbela’yı bir tarafıyla matem, içimizde dinmeyen bir sızı ama bir taraftan da mutlaka muhasebesini yaptığımız, ders çıkardığımız önemli bir olay olarak almamız lazım. Başta şehitlerin şahı Hz. Hüseyin efendimiz olmak üzere bütün şehitlerimizi mübarek Muharrem ayı, 10 Muharrem aşure günü dolayısıyla soframıza misafir oldunuz. Allah hepinizden razı olsun. Allah niyetlerinizi kabul etsin. Rabbim başta Hz. Hüseyin, Ehlibeyt olmak üzere bütün şehitlerimize rahmet etsin. Bizi onların yolundan ve davasından ayırmasın inşallah” ifadelerini kullandı. PİRYOL