Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Diyarbakır Şubesi ve Cemevi’nde aşure lokması pay edildi. Aşure Günü etkinliğine yoğun katılım sağlandı.
Etkinliğe Diyarbakır İl Kültür Müdürü Cemil Alp, HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Zeyyat Ceylan ve il yöneticileri, CHP Diyarbakır İl Başkanı Gönül Özel, DEVA Partisi Diyarbakır İl Başkanı Cihan Ülsen, Gelecek Partisi Diyarbakır İl Başkanı Aydın Altaç, Türkiye İşçi Partisi Diyarbakır il Yöneticisi Murat Danış, Eğitim Sen Diyarbakır Şubesi yöneticileri, KESK, Tarım Orman Sendikası, TMMOB yöneticileri, Makine Mühendisleri Odası, TESK İŞ 1 Nolu şube, SOHRAM-DER, Diyarbakır Mimarlar Odası, Ultra Amed taraftar grubu ve Alevi yurttaşlar katıldı.
Aşure lokması etkinliği
Aşure etkinliği İmam Hüseyin ve 72 yoldaşı şahsında tüm mazlumlar için saygı duruşuyla başladı.
Ardından PSAKD Diyarbakır Şubesi Başkanı Aydın Atlı etkinlikte bir konuşma yaptı. Atlı, Aşure etkinliğine katkılarından dolayı CHP Diyarbakır İl Başkanı Gönül Özel ve CHP Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç’a katkılarından dolayı tüm canlar adına teşekkürlerini ifade etti.
‘Kerbela kıyımdır, zulümdür, faciadır’
Atlı, “Aleviler, Kerbela, Matem ve Aşure” başlığı altında yaptığı konuşmasında, Kerbalanın anlam ve önemine ilişkin şunları söyledi: “ “Biz bir oruç tutarız, başka birine benzemez” Kul Nesimi Aleviler Matem ayında. Aleviler Kerbelayı anlatmak, günümüzün Kerbela’larına dikkat çekmek, zalimler ile mazlumlar arası yaşanmış ve yaşanan hakikatleri göstermek için, her yıl Matem ayını muhabbet içinde yaşarlar. Kerbela Aleviler için. Bir yanıyla hayatın onlara dar edilmesini, acıyı, kederi ve hüznü anlatan KERB’tir. Diğer yanıyla da zulmü, faciayı, belayı anlatan BELA sözcüğünde ifadesini bulur. Yani Kerbela; keder ile belanın buluştuğu yerlerdir. Sadece bir mekan değil, zalimlerin mazlumlara hayatı dar ettiği, zulmettiği, acı çektirdiği yerdir. Yezid ve Emevi saltanatı ise bunun mimarıdır. KER; suyu yerinden ağız ile içmektir. Ker-Bela ise susuzluk belasının ölüme terk ettiği çocukların coğrafyasıdır. Kerbela’da Hüseyni duruş direnişin. Hür ise Yezid’e biat ederek ölmek yerine, haklının ve mazlumların yanında hak ve adalet için ölümü göze almanın adıdır. Zeyneb ise Kerbela’nın dilidir. Zalimin zulmüne zalimin sarayında haykıran cesaretin adıdır. Kerbela kıyımdır, zulümdür, faciadır. Bir yanında direniş, bir yanı acıdır. Kerbela Aleviler için acının hücresine hapsolup kaybolduğu ağlama duvarı değildir. Günümüze uzanan hak ve adalet için acının orucu, umudun aşuresi ve bir daha Kerbela’lar yaşanmaması için direnişin adıdır. Akıl ile vicdanın, masumiyet ile mazlumun, geçmişin acılarından geleceğin aydınlık kapılarına açılan muharrem erkanlarındaki muhabbettir.”
‘Masum Paklar orucu’
Atlı Muharrem ayında tutulan matem orucuna ilişkin ise şu ifadeleri kullandı: “Matem orucu sadece Kerbela’da Yezid’in zulmü ne canlara zalimce kıyılmış yetmiş can için değildir. Bu yeryüzünde keder-acı-hüzün ve zulmün ve belaların buluştuğu. Dersim Sivas, Çorum, Maraş, Suruç, Ankara Garı, Taksim 1 Mayıs, Gezi, Roboski, 6-7 Eylül olayları, Ortadoğu, Afrika. Asya’da ve yeryüzünde yaşanmış ve yaşanan tüm Kerbelalarda katledilmiş insanlar ve onların davası içindir. Kerbela her acıyı bal eyleyenlerin, zalimlerin insan kıyımına, nefretine ve kinine karşı “sevgi bizim dinimizdir”, “benim kabem insandır” diyenlerin insan sevgisini hak ve adalet uğruna yücelttiği yoldur. 680 yılındaki Kerbela, şeriatın ve Emevi saltanatının siyasal İslamcı zulmüne karşı verilen mücadelenin ilkidir. Aleviler bu yıl 06-08 Ağustos arası üç günlük Masum-u pak orucu ve 09 Ağustos’ta Fatıma Ana orucu tuttular. Ardından da on iki gün boyunca da Matem orucu tutarlar. Aslında Matem orucu bütün Muharrem ay boyunca sürer. Masum Paklar orucu, en büyüğü 7 yaşında, en küçükleri de 1 yaşında olan 14 çocuğun zalimce ve hunharca katledilmesine karşı masumiyetin yanında olmak için tutulur. Bugün yeryüzünde milyonlarca masum pak açlığın, savaşların, susuzluğun ve umutsuzluğa dönüşen mülteci hayatının kurbanları seçiliyor. Aleviler Matem ayında yaptıkları muhabbetlerle, Kerbela faciası ile bugün dünyanın “Kerbelalaşan” coğrafyalarındaki acıları, savaşları, açlıkları, zorunlu göçleri yaşayan mağdurları hayatları ile bir köprü kurarlar. Oruçlarını sadece Kerbela için tüm dünyada yaşanan Kerbelalar için adaletsizliğe ve zulme boyun eğmedikleri ve zalimlere biat etmedikleri için yaşam haklan ve özgürlükleri ellerinden alınmış tüm mazlum halklar için 12 gün boyunca Matem Orucu tutarlar. Matem ayı Kerbela’yı ağlama duvarına dönüştürmek değil. Kerbela hakikatini anlamak ve günümüzde küreselleşen Yezid zihniyetini sürdürenlere karşı insanların Hüseyni ve Zeynebi duruşunu aktarmaktır.”
‘Kerbela Hüseyin ve Zeynep ile Muaviye ve Yezid arasındaki farkın adıdır’
İmam Hüseyin’in baş eğmez tutumuna değinen Atlı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kerbela despotluğa biat etmemeyi. Yezitliğe de boyun eğmemeyi öğretirken hak, adalet ve İnsanlık için direnme erdemliliğini kazandırır. Zalimler ve onların zulmü karşında mazlumdan yana olmayı ve masumiyeti savunmanın manifestosudur. Kerbela, akıl ile cehaletin sevilenler ile lanetlenenlerin, erdemlilerle ile zehirlenmiş hırslıların, direnenler ile teslimiyetin adıdır. Kerbela Hüseyin ve Zeynep ile Muaviye ve Yezid arasındaki farkın adıdır. Bu nedenle Aleviler Matem ayında İmam Hüseyin ve yoldaşlarına sevgisini, hürmetini, saygısını ve itikadını gösterirken. Kerbela’nın verdiği mesajları toplum olarak bilince çıkarmak için muhabbet ederler. Yani düşünsel, ruhsal ve örgütsel yenilenmektir. Çünkü Kerbela salt adalet arayan mazlumların davasıyla sınırlı değil, aynı zamanda, geçmişten günümüze süregelen zalimle’ ile mazlumun, zulüm ile mazlumiyetin tarihinin özetidir. Dünyada yaşanmış ve halen yaşanan tüm Kerbela’ların son bulması için gözlerini hakikatlere açmak için muhabbet ederler. Çünkü Kerbelalar halen yaşıyor! Bu nedenle, İmam Sadık’ın dediği gibi “Her yer Kerbela her ay Muharrem, her gün Aşure” olduğunu bilince çıkarak Aleviler, bugün Dünya’yı Kerbelalaştıran günümüz Emevi ve Yezid zihniyetine dayalı despotizmlerin ve zulümlerinin devam ettiğini biliyor. İşte tam da bu nedenle Matem orucu salt 680 yılındaki Kerbela ile değil günümüz Kerbelaları için de matemdir, umuttur, uyanıştır ve muhabbettir. Kerbelalar halen yaşıyor Dünyanın değişik coğrafyalarında milyonlarca insan yoksulluğun, açlığın, savaşların, mülteci göçlerinin kadın ve çocuk ticaretinin Kerbelalarında yaşıyor.”
‘Zalimlerin şiddetine ve kinine karşı, mazlumların barış sevdasını…’
Atlı, Kerbalanın anlamına dair sözlerini şöyle noktaladı: “Aleviler bilir ki; Kerbela’ya dönüşen bu dünyada, hakikatlere sessiz kalanın Matem orucu kabul olmaz, içindeki insan da ölür! İşte bu yüzden Alevilerin Matem orucu yeryüzünü Kerbellardan kurtarmak için, insanın içindeki insan sevgisini ve aydınlık geleceği yaşatmak İçindir. Zalimlerin şiddetine ve kinine karşı, mazlumların barış sevdasını, zulmün tahribatlarına ve despotluğunu karşı, hak ve adaletin arayışındaki Hüseyni direnişi ve Zeynebi sözünü rehber edinenlere aşk olsun…”
‘Paylaştığınız hak lokmaları, kabul ve makbul olsun’
Atlı Aleviler açısından Aşure Günü’ne dair de şunları söyledi: “Aleviler Matem orucunun 12. günü sabah 12 çeşit malzeme ile aşure yaparlar Kabanlar kurulur, aşure pişirilir ve aynı günün akşamı aşure ile oruçlar açılır. Kimi yörelerde 13. gün aşure pişirilir ve Zeynelabidin’in kurtulmasına duyulan sevinç adına bu Hak lokması komşulara dağıtılır. Aleviler Cem olur, çerağ mazlumlar ve Kerbela’sız bir dünya için uyandırılır. Aşuremiz halktır, çoğulculuktur, çok renkliliktir. Yol kardeşliğidir Varlıklı, varlıksız, unvanlı unvansız, kadın erkek herkes birdir. Aşure içindeki farklı yemişlerin çeşitliliğinde elde ettiği tadı, toplumsal çeşitliliğimizde tatlandırılmıştır. Gelin canlar, cemevlerin de kurulan ve inanç ateşiyle pişen, sevgiyle karışan aşure kazanlarının başında barış ve umut için bir olalım. Aşure pişirenlerin, dağıtanların, paylaşanların ve yiyenlerin niyetlerinde barış umudu vardır. Aşk ve sevgi vardır. Bir aşure kazanındaki yemişler gibi, renkleri yaşatarak insanların da bu ülkede farklı ama bir arada eşit haklar, eşit koşularda bu ülkenin kazanında kardeşçe yaşaması vardır. Bu niyetle; Kerbela’da yitirdiğimiz Hüseyin ve yoldaşları için, Kerbelalaşan tüm coğrafyalarda yitirdiğimiz canlar için, zalimlerin zulmüne karşı, mazlumun, adaletin, barışın, sevginin ve insan haklarının yanında olanlar için, tuttuğun yas ve mateminiz, aydınlık bir gelecek için yaptığınız muhabbetler, paylaştığınız hak lokmaları, kabul ve makbul olsun. Aşure lokmasına emeği geçen bütün Canların emekleri Hak Divanına yazılsın. Aşk ile Canlar.”
Aşure lokması duasını Musa Dede verdi
Atlı’nın konuşmasının ardından Dede Kargın Ocağından Musa Karkin Dede günün önemine dair bir konuşma yaptı ve ardından Aşure duasını verdi.
Etkinlikte CHP Diyarbakır İl Başkanı Gönül Özel, TİP Diyarbakır İl Yöneticisi Murat Danış ve HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Zeyyat Ceylan da birer konuşma yaptı.
Etkinlikte son olarak deyişler eşliğinde semah dönüldü ve aşure etkinliğine katılan canlara aşureler pay edildi. PİRYOL