AABK Eşit Başkanı Hüseyin Mat, Diyanet’in Hacı Bektaş Veli anma törenlerine müdahalesine tepki göstererek, “Alevilik kendine özgü bir inançtır,” dedi.
Nevşehir İl Müftülüğü’nün, Hacı Bektaş Veli anma törenlerine dahil olarak “camii açma, mevlid okuma, hatim programı” yapacağını duyurmasına bir tepki de AABK Eşit Başkanı Hüseyin Mat’tan geldi.
AABK Eşit Başkanı Hüseyin Mat, “Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Hacı Bektaş-ı Veli Anma etkinlikleri kapsamında organize ettiği asimilasyoncu, inkarcı ve değerlerimizi yok sayan operasyonunu şiddetle kınıyorum” dedi.
Başkan Mat, sosyal medya üzerinden yaptığı yazılı açıklamada, Diyanet İşleri Başkanlığı öncülüğünde düzenlenen anmanın devletin dayatmacı politikalarının yansıması olduğunu, Alevilerin bu tür dayatmaları asla kabul etmeyeceklerini belirti.
Mat, Alevi değerlerin yok sayanların yeni bir operasyonu olduğuna vurgu yaparak, “Biz Aleviyiz, Bektaşiyiz, Kızılbaşız. Alevilik kendine özgü bir inançtır, anlayın artık bunu. Zorla bizi Müslümanlaştırmaktan vaz geçin. Olmayacağız nokta” ifadelerini kullandı.
‘İkrarımızdan, inancımızdan, değerlerimizden taviz vermeyeceğiz’
AABK Eşit Başkanı Mat, “Resmi devlet ideolojisini ve dayatmacı politikalarını asla kabul etmiyoruz, reddediyoruz” başlığıyla yaptığı açıklamanın devamında, şu ifadeleri kullandı: “Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Hace Bektas Veli Anma etkinlikleri kapsamında organize ettiği asimilasyoncu, inkarcı ve değerlerimizi yok sayan operasyonunu şiddetle kınıyorum. Görgüsüzlüğünüz, üsten bakışınız, dayatmacı tutumlarınız, kendinize benzetmeleriniz, asimilasyoncu politikalarınız, Osmanlı oyunlarınız bir türlü bitmedi, bitmiyor. Biz de inadına ikrarımızdan, inancımızdan, değerlerimizden taviz vermeyeceğiz ve asla size benzemeyeceğiz. Hacı Bektaş Veli Dergahımızı işgal etmek için yıllar sonra getirdiniz camii dergahımızın burnun dibine diktiniz ve “ibadethaneniz cami’dir”, diye bize dayattınız, adres gösterdiniz. Pirimizin ibadethanesi cami olsaydı dergahı kurmaz gider camide namazını kılar, kuran okurdu. Dergahımızda olmayan ne varsa, camii yaparak dergahımızın içine sokmaya çalıştınız.”
‘Alevilik kendine özgü bir inançtır’
Alevi inancına, ibadetine saygı gösterilmesini isteyen Mat, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aleviler Mevlana Türbesi’nde cem yapsa, bağlama çalsa, semah dönse kabul eder misiniz? Ya da Mevlana kültür etkinliği yapsa doğru bulursun musunuz? Biraz empati… gerçi ne gezer. Biz sizin namazınıza, ramazan orucunuza, İslam’ın beş şartına karışıyor muyuz? Cenazenizi nasıl kaldıracağınızı söylüyor muyuz? Mevlütünüze, ayetlerinize, dualarınıza karışıyor muyuz? Hayır, saygı duyuyoruz. Cami kutsal bir ibadethanedir, camiye giden ve ibadetini yerine getiren Müslüman kardeşlerimize sonuna kadar saygı duyuyoruz. Aynen diğer inançlara saygı duyduğumuz gibi. Ama biz: Aleviyiz, Bektaşiyiz, Kızılbaşız. Alevilik kendine özgü bir inançtır, anlayın artık bunu. Zorla bizi Müslümanlaştırmaktan vaz geçin. Olmayacağız nokta.”
‘Devletin dini olmaz’
Laiklik vurgusu yapan Mat, şu ifadeleri kullandı: “Bizim; Pirlerimiz, mürşidlerimiz, rehberlerimiz, taliplerimiz var, Cemimiz, kedi inançsal erkanlarımız var, Deyişlerimiz, mersiyelerimiz, gülbanklarımız, semahlarımız var, Oniki hizmetimiz var, Şahı Merdan Ali’miz var, Şah Hüseyin Postu var, Dergahlarımız, cemevlerimiz, türbelerimiz, ziyaretlerimiz var. Hak Muhammed Ali kültümüz var. Zakirlerimiz, Aşıklarımız, Ozanlarımız, Evliyalarımız, Erenlerimiz, Yarenlerimiz, Yoldaşlarımız var. Ama sizin bize dayattıklarınızın hiçbir yok. Devlet artık laiklik ilkesine bağlı kalarak inançları dizayn etmekten vaz geçmelidir. Kimin neye, nasıl inanacağına karışmamalıdır. Eşit yurttaşlık hakkı anayasada yazıldığı gibi aynen uygulanmalıdır. Zorunlu din dersleri, diyanet gibi ucube yapılanmalar kaldırılmalıdır. Devletin dini olmaz. Cumhuriyet çoğulcu, eşitlikçi, demokratik ve laik olmalıdır. Hak, hukuk ve adaleti eşit dağıtmalıdır. Demokratikleşme tam anlamıyla sağlanacaksa, bundan başka da çaresi ve çözümü yoktur.”
‘Alevilik anayasal güvenceye alınmalı’
“Alevilik vardır, Alevilik haktır” diyen Mat, sözlerini şöyle noktaladı: “Alevilik, Avrupa’da olduğu gibi devletin anayasal güvencesi altına alınmalıdır ve kabul edilmelidir.
Son olarak sesleniyoruz:
Yüzyıllardır yaptığınız saygısızlığın, zorbalığın ve haksızlıkların hesabını bir gün mutlaka adaletin karşısında vereceksiniz.
Gerçeklerin demine hüü… Aşk ile.” PİRYOL